Kuşkusuz mimarlık çağında nadir rastlanan bir şiire benzer. Hindistan'da Vyasa bir pagoda gibi karmaşık, garip, nüfuz edilemez. Doğu Mısır'da şiirin hatları yapılar gibi heybetliliği ve sükûneti temsil eder. İncil Piramitlere, İlyada Parthenon'a, Homeros Pheidias'a benzer. Dante on üçüncü yüzyılda son Roma kilisesi, Shakespeare ise on altıncı yüzyılda gotik mimarinin son katedralidir.
Sayfa 200Kitabı okudu
Afrika'da, Hindistan'da, Güney Doğu Asya'da, Güney Amerika'da açlıktan kemikleri çıkmış bebelerin resmini çektirmek için yarışa giren ve bu yarışta binlerce lirayı bir kalemde sarfedebilen gazete ve dergilerin bulunduğu bir dünya'da, en aç insanın fotoğrafını çeken foto muhabiri altın madalya ile taltif edilirken, fotoğrafı çekilen aç bebenin sırtından para kazanabilen becerikli gazeteciler tebrikler boğulurken aç insanların kendi halleriyle baş başa bırakılmasında bir bozukluk olsa gerek.
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Muhammed İkbal; Hindistan'daki Muslumanlarin hareketlenerek İngiliz sömürüsüne baskaldirmalarinda ve Pakistan'ın kurulusunda da büyük etkisi olan bir İslam âlimi. Mutasavvıf, şair, filozof ve politikacı yönü var. Sömurgecilige karşı gelmesi, onun kitabını okumayı istememde etken oldu. Süreç felsefesinin savunucusu olan Hartshorne'nin, M.İkbal'i 'İslam'in panenteist yorumunu yapan bir dusunur' olarak görmesi de ilgimi çekmişti. Fakat yaklasik bir aydır bu eseri okumaya çalışmama ragmen esere bir türlü vâkıf olamadım. Dili de bana ağır geldi. Ama eminim ki bu eserden çok istifade eden olmuştur. Keyifli okumalar...
Esrar ve Rumuz
Esrar ve RumuzMuhammed İkbal · Timaş Yayınları · 201396 okunma
Ve Martin için çekilip gitme zamanı gelince kız ona bir swinburne ve bir Browning cildi verdi. Browning i İngilizce kurslarından birinde okuyordu. O kızararak durup teşekkürlerini kekelerken öylesine bir oğlan çocuğu gibi göründü ki kızın içinde anaca bir acıma dalgası yükseldi. Kız hoyrat adamı hatırlamadı; ne hapsedilmiş ruhu nede onu tüm erkekliği ile süzerek ona zevk veren ve onu korkutan adamı hatırladı. Karşısında yalnızca derisini bir hindistan cevizi rendesi gibi rendeleyen öylesine nasırlı bir elle elini sıkan bir oğlan çocuğu vardı ve kekeleyerek ona şöyle diyordu " Yaşamımın en büyük anı. Biliyorsunuz alışık değilim şeylere...." çevresine ümitsizlikle baktı. "Böyle insanlar ve evler hepsi bana yeni ve bunu sevdim "
Sayfa 28
Winston Churchill Atatürk'ü "Büyük bir kahraman" olarak niteledi. John F. Kennedy için O, "20. yüzyılın büyük önderlerinden biri" idi. Ronald Reagen Onun için "yüce kişilik" diyordu. İsrail'in kurucularından Başbakan David Ben Gurion "Ondan daha büyük devlet adamı bilmiyorum" demişti. Hindistan'ın Başbakanı Jawaharhal Nehru Atatürk'ü "Modern Çağın yaratıcılarından birisi" sayıyordu. Dwight D. Eisenhower, Onu "Tüm dünyada bağımsızlığı için savaşanların esin kaynağı" olarak övüyordu. Fransa devlet başkanı Charles De Gaulle "Atatürk'ten öğreneceğimiz çok şey var... Dünya önderleri arasında en büyük başarıları elde eden kişilik Oydu. Çünkü ulusunu çağdaşlaştırdı" diyordu.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna! Bazen deliliğim başlıyor. Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum. Kendimden kaçıp, çok uzaklara, mesela Sibirya'ya gitmek, ahşap evlerde, çam ağaçlarının altında, gri gök ve karın, lapa lapa yağan karın altında, gidip kendi hayatıma yeniden başlamak istiyorum. Ya da mesela Hindistan'a gitmek, parlak güneşin altında, göğe başlarını uzatmış ormanların altında, acayip insanlar arasında, kimsenin beni tanımadığı, kimsenin dilimi bilmediği, her şeyi kendimde hissedeceğim bir yere gitmek istiyorum. Ne var ki bu iş için yaratılmadığımı görüyorum. Hayır, ben tembelin biriyim. Yanlışlıkla dünyaya gelmişim. Bütün planlarıma göz yumdum. Aşktan, şevkten, her şeyden kenara çekildim. Artık ölüler sınıfından sayılıyorum.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.