Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı
Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın.
Sayfa 156 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi
boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme
boşuna tedirgin etme beni
bu sefer geride bir şey bırakmadım tasımı tarağımı topladım geldim
neyim var neyim yoksa ortaya döktüm
beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim
Söküp atmalıyım bu duyguyu içimden. Doğru da değil. Anlatamadığım bir 'şey' yüzünden kimseyi suçlayamam. İçimdeki düzenle ilgiliydi huzursuzluğum. Dışımdaki düzenle bir ilgisi yok.
Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.
Beyazlar bize birçok söz verdiler, hatırlayamadığım kadar çok; bir tekinin dışında hiçbirini tutmadılar. Topraklarımızı alacaklarını söylediler ve aldılar.
Nasıl olur ki böyle bir şey? Nasıl olur da insan var olmayan bir şeyi arar? Nasıl insan tamamen sağlıklıyken, her şey olması gerektiği gibiyken ölümüne hasta hisseder kendini?