Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatice Kübra Demirezen

Hatice Kübra Demirezen
@hkubra_dmrzn
Uzaktan seyret, içlerine girme..
10 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
Hatice Kübra Demirezen tekrar paylaştı.
Bir de kabullenmek ile alışmak var. Bir zaman sonra yüreğini susturup kabullene biliyorsun, en azından kendince tesellilerin oluyor ama alışmak öyle mi? Ciğerlerin kopsa da kaburgaların batsa da kendine teselli ararken o acıların varlığıyla nefes alıp vermeyi öğreniyorsun. Bunun ne kadar acı olduğunu bilemezsiniz
Hatice Kübra Demirezen tekrar paylaştı.
"Gülden terazi yaparlar Gül ile gülü tartarlar Gül alırlar gül satarlar Çarşı pazarı gülrdür gül"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
536 syf.
·
Puan vermedi
·
688 günde okudu
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu
8.9/10 · 27,4bin okunma
Her kirpiğimden bir kuş uçuyordu. Bahar, kalbimden yürüyordu dünyaya. Her şeyi duyguların düzene koyduğu yaşlardaydım. Dört mevsimden damıtılmış beşinci bir mevsim gibi doldu boşluğuma. Gülünce içimde binlerce karınca yürürdü. Baktığı yerlerim kıpkırmızı kesilirdi. Sesi, içinde ayrılık olmayan bir ülkeydi. Dünya bir boşluğa düşerdi elimden tutunca. Kalbim çoktan varmıştı varacağı yere. Gövdemden başka olanağım kalmamıştı bu coşkuyu karşılayacak. Başka nasıl öğrenebilirdi insan sınırlarını?’
Reklam
Büyük bir boşluk yaşam; yollar, yönler, ayrımlar ve kesişimlerle dolu. Esasında bir hiçlik. İnsanın var oluşunun yanında kocaman bir yokluk. Var olansa; acziyet idrakine kavuşarak hiçlik libasını giyen insan ve yüce maksudu. Yazıyorum, içimdeki soluksuz fırtınayı dindirmek istercesine çabalıyorum ekseriyetle. Süzülerek endamlıca yanan
Hatice Kübra Demirezen tekrar paylaştı.
Çok sevdiğim bir Hocamın (
Hilmi Uçan
Hilmi Uçan
) bir deyişi var; "Müslüman bunalıma girmez." Mahzun olabilir, hayâl kırıklığına uğrayabilir. İster, sever, hak eder, ait olur ancak sahip olamayabilir, olamaz. Ne yapar o zaman, ne yapabilir ki, bunalıma mı girsin? Hayır. Bu o kadar da basit bir şey değil sevgili okur, değil. Öyle değil bu. Bu bilindiğince basit değil şüphesiz. Birbaşka yönden bakmalı, irdelemeli; anlamalı ve seçmeli sonra, karar kılmalı; dirayet göstermeli, sabretmeli, yaşamalı... Cahit Zarifoğlu, Yaşamak adlı kitabında şöyle bir soru sorar; "Umutsuzluk mu, yoksa ince derin bir şikâyet mi?" Umutsuzluk mu hissedilen yoksa ince derin bir şikâyet mi? İnce derin bir şikâyet mi... Şikâyet hâli bir nevî isyan hâlidir. Şikâyet eden hoşnutsuzdur. Verilene razı değildir. Verenden razı değildir. Bu ne demektir? Bu sevgili okur, kadere rıza göstermemeye çıkar. Sevgili okur, değmez dünyaca gerçekleşmezlerimiz için Rahmân'a darılmaya, hiçbir şey için değmez O'na isyana. "Bilmezsin, olur ki Allah bunun arkasından bir iş peyda ediverir." de seni hoşnut kılar; "Allah bilir, siz bilmezsiniz."
Hatice Kübra Demirezen tekrar paylaştı.
Sevgilinin yanında yapayalnızdın Hayyam! Şimdi sığınabilirsin ona, artık gitti madem.
Sayfa 71 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
Anlatmak istedim bir zamanlar. Elleri, kalpleri, duyguları, insanlıkları kir pas içinde kalmış da olsa anlasınlar istedim. Anlayan herkes hisseder, hissedenler de kurtulur bu hissizlik sularının karanlık kuyularından sandım. Oysa anlamak nasip işi dediklerindenmiş. Şans istermiş, kimine göre masraflı işmiş, kimi için yaşamın ta kendisi. Bazılarımızın olmazsa olmazı, bazılarımızınsa aman ne gerek varı. Duymak ve anlamak bir ipin birbirinden bağımsız ve habersiz iki ucuymuş meğer. Anlamak isteyen fısıltıya gönül verirmiş. Duymak istemeyene vaveylalar koparsanız bir fısıltı etmezmişsiniz. Susmak içimizi acıtmasın diye kelimelerimizi yanlış semalara özgür bıraktıkça daha da kuvvetlendi içimizdeki fırtına. İnsan en çok anlaşılmaya muhtaç, etrafıysa anlayışa kilit vurmuş bedenlerle dolu. Hikayenin sonunda ölüm zarfında hakikate kavuşan mazruflar olacağız her birimiz, bunda şüphe yok. Madem ölüm tek gerçek madem ki hepimiz öleceğiz anlamak isteyişlerime kilit vuramam. Bir çiçeği de olsa zerrelerime dek hissetmek isterim. Güdük bilinç ve sığ yürekleriyle onlarca insan varken ben ise iyi güzeli arzularken birkaç yüreğe de olsa dokunmak isterim. Ardımda bırakamam iyi yanımı bunca anlayışsız yürek kırıp dökerken güzel gönülleri. Yalan dünyada cennet denilen şey; kişinin kalbiyle, üslubuyla, derdiyle kendisine denk anlayan ve anlaşılan insanlarla bir arada olmasıdır. Fani alemde anlayan yüreklerle birliğiniz daim olsun. Sokaklarınız her daim sizi anlayan caddelere çıksın. Denizlerinizin fırtınalarına inat dingin limanlarınız olsun. Anladığınız ve anlaşıldığınız insanlarla çiçek açın. -YOLCU-
Fazlalaşırken bir yandan bir yandan eksilir gibi. Sözler söylesem, susmalar fazla. Sussam, sözler eksik gibi. Düş gibi… Hayal ve gerçek karışmış. Uyansam yitecek, uyusam bitecek gibi. Tüy gibi.. Bıraksam düşecek, tutsam kırılacak gibi. Hem gülmek hem ağlamak gibi, Ağlasam bensiz, gülsem sensiz kalmak gibi. Gölge gibi.. Peşime takılmış Sanki dönsem arkamı ordaymış. Uzatsam elimi değecekmişim gibi. Kaybolmuş gibi, arasam bulacak. Bulsam sevinecek, sevinsem kaybolacak gibi. Unutulmuş bir şey gibi, düşünsem hatırlayacak. Hatırlasam; rahatlayacak, rahatlasam unutacak gibi. Varılacak yer gibi, çıksam yola uzak, Oturup beklesem kısalmayacak. Varsam ulaşamayacak gibi. Soru gibi.. Sormaktan korkulan, cevabı çok, Bulsam bile cevabı, doğrusu yok gibi, Volkan gibi.. Bıraksam patlayacak, patlasam yakacak. Yansam… Bir rüzgar esse sönecek, Bir fırtına esse körüklenecek gibi…
Reklam
çın çın ötüyor yüreğimin kökünde  şu dünyanın ıssızlığı tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı.'
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
Onu bulmak için çıktığım her yolda aslında hep kendimi aramışım..
Sevdikleri, sevdiklerini zannettikleri ne varsa sahip olmak istiyorlar. Sahip oldukları her şeyi değersizleştiriyorlar zamanla. Evvelde yere göğe sığmayan ne varsa ahirde yok olup gidiyor. Sevmek sahip olmakla ilgili değildir oysaki. Bırakın var olsun, var olduğu için sever insan yaratılmışları, yârini ve mevlasını.. Allah yerine
74 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.