“Değil... değil... fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün... Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... Senin dünyaya hâkimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü...”
"Bütün ömrüm... Bütün ömrümüz kepazelik..." "Fakat şu da muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün... Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... Senin dünyaya hakimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü..." "Ben senin derdini anlıyorum.Yalnız bunu yüzüne söylersem kızacaksın." ... "Sen evlenmek istiyorsun."
Sayfa 47 - YKYKitabı okudu
Reklam
İran'ın yetiştirdiği ünlü bir Ozan'ın
Ömer Hayyam: Gülün yüzünde çiğ incisi Nevruz'un ne hoş! Yeşillikte gönül aydınlatan yüzüm ne hoş! Din geçti gitti, hoş değil ondan söz etmemiz; Hoş tut gönlün, anma dünü , bak bugün ne hoş.
Sayfa 196
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Sabahattin Ali'nin okuduğum üçüncü kitabı : Ben gerçekten kitaplara kapak olsun kalınlık olsun bi ön yargıyla yaklaşırım. Açıkçası içimizdeki şeytana da bi ön yargılı baktım fakat kitap daha ilk sayfadan beni etkileyip sanki içindeymişim gibi hissettirdi. Her sayfayı merakla, heyecanla çevirdim. Ayrıca kitabın her sayfadasında alıntı atılabilcek birsürü cümle vardı. Okurken her cümlenin, kelimenin anlamlarının derinliğine indim, düşündüm... Beni en çok etkileyen karakter Ömer oldu. Bi kitap ancak bu kadar etkileyici olabilir. Sabahttin Ali'yle tanışmayanlar İçimizdeki Şeytan veya Kuyucakli Yusuf'u seçebilirler. Ben incelememi beni en çok etkileyen bu cümlelerle bitirmek istiyorum: " Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün... Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız..."
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021173,4bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
YAZMAYA SUSAMAK Nazan Bekiroğlu’nun "Nun Masalları" kitabının “Hattat ve Padişah” adlı birinci bölümü, “Hat ve Rasat, Kayıp Padişah, İri Kara Bir Leke ve Âyine-i Mücelllâda Nihanız” başlıklı dört ara bölümden oluşan bir hikâye. Sevgili okur arkadaşım
Yağmur
Yağmur
M.’nin teşvikiyle "Nun Masalları" kitabıyla bir
Nun Masalları
Nun MasallarıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,760 okunma
“Genç nesli değil, kendinizi suçlayın. Siz nasıl yetiştirdiyseniz, gençler de öyle olacaklar. Gençlere terbiye verdiğinizi söyleyebilir miyiz? Hayır! Anneler ev işlerinden başlarını kaldıramıyor, günleri mutfak, alışveriş, temizlik ve çamaşırla geçiyor. Memuriyet, ticaret ve diğer işlerle uğraşan babalar akşamları meyhane ve kulüplerde oturup kağıt oynuyorlar. Çocuklarla kimse ilgilenmiyor, buna zaman yok, ayrıca, çocuklarla uğraşmak sıkıcı ve meşakkatli bir iştir. Çocuklarla konuşmuyor, hayatlarının nasıl geçtiğini sormuyorlar. Zaman bulunca biraz okşayarak, ellerine bir oyuncak veriyor ve “Çocuklar, şimdi gidin ve kendiniz oynayın” diyorlar. Bu, aslında “Gözümden kaybolun, ne yaparsanız yapın, yeter ki bizi rahat bırakın” demektir. Çocukluk dönemi, çocuk aklı ve kalbi, bakımsız tarla gibi boş kalıyor, çünkü oraya hiçbir iyilik tohumu saçılmamış. Kendilerine iyilik, doğruluk ve sevgiden bahsedilse de, bunlar kalıplaşmış, sıkıcı ve soğuk ifadelerle anlatılmaktadır. Çocuk zekasını canlandıracak ve onların ilgisini çekebilecek şeyler söylemiyorlar ve bunu beceremiyorlar. Onların hassas kalbini ısıtacak hiçbir şey yapmıyorlar. Açık söylemek gerekirse, çocuklar anne babaları ve çok sayıda teyze ve amcaları ile birlikte aynı evde yaşasalar da, bir yetim gibi büyümektedirler. Onları çok iyi yedirip giydiriyor ve sağlıkları ile ilgileniyor olabilirler, fakat çocuğun zekası ve kalbinin temizliği konusunda çok az kafa yoruyorlar. Hakikaten, çocuklarımızın şimdikinden daha kötü olmamalarına hayret etmek gerekir.”
Sayfa 123 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.