Hürriyetin şahsiyetle münasebetini aramayan hukukçu, yalnız fertle devlet arasındaki münasebet plânında kalınca, aptalla zekiye, bilgisizle âlime, görgüsüzle görgülüye aynı rey hakkını tanımak zorunda kalır. Böyle bir hürriyet ve müsavat anlayışıyla iki ahmak bir dâhiden üstündür. Partilerin seçimlerde aptal avcılığına çıkmaları, onları kandırmak için başvurdukları demagojinin demokrasi yerine geçmesi ile neticelenir.