Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
Dost bî-perva felek bî-rahm devrân bî-sükûn
Dert çok hem-derd yok düşman kavî tâli' zebûn
Fuzuli
Ülkemizde siyasetçilerin, komutanların isimleri bilinir iken maalesef sanatçı(Gerçek sanatçılardan bahsediyorum,kayda değer saçma sözler ile şarkı söyleyen insanlardan değil) , bilim insanı ve düşünür olan insanlar pek fazla bilinmiyor. Bunun
Türk Ansiklopedisi'ndeki Hüseyin Nihâl maddesi ile çeşitli dergi ve gazetelerde O'nu tanıtan yazılarda san'atkâr yönü üç beş cümle ile geçiştirilir. Şâirliğine otuz seneden fazla bir zaman önce İbnülemin Mahmut Kemâl İnal temas ettiği halde hiç bir tenkitçi ele almamıştır. Romanları da şiirinin uğradığı âkıbete uğramış Türkçülüğü
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK
Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu
Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum.
Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Hüseyin, Diyarbakır'dan çıktıktan sonra yine uzun süre kaybolmuştu.
Hüseyin'in son tutuklanışında, artık baba-oğul karşılıklı olarak, bunun bir ölüm tutuklanışı olduğunu biliyorlardı.
Bir görüşme öncesinde, bir görevli, cezaevi kapısında görüşmecilere, "Bizim sözümüzü dinlemiyorlar, onlanı ikna edin, bir af dilekçesi versinler;
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ
Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
Hıdır İnan, oğluna, "Senin ölümüne üzülmeyeceğiz; hırsız değilsin, katil değilsin; ama sevmeyenlerimizin gözleri üzerimizde, dik git..."demişti. Hüseyin'in babasına son sözü, "Dik gideceğime güvenin hiçbir zaman sarsılmasın," olmuştu.