Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hüseyin HAKAN

Son kırk-elli yıldır, sıradışı doğa olaylarının giderek daha sık yaşandığı bir gerçekti: su baskınları, seller, kasırgalar, hortumlar, birden bastıran aşırı sıcaklar, mevsimlerin belirsizleşmesi, yaz ortasında kış, kış ortasında yaz, birbiri ardına gelen depremler, yüzyıllardır uyuyan yanardağların aktifleşmesi, yerel çaptaki doğal felaketler... Bunların yaklaşan ekolojik felaketin öncüleri değil, -henüz değil- doğanın uyarıları olduğunu düşünüyordu. İnsanlık yeterli refleksi gösterebilse, büyük devletler durumun ne kadar vahim olduğunu kavrayıp kapitalist çarkları yavaşlatabilseler, hızla temiz enerji kaynaklarına geçilebilse, küresel iklim anlaşmalarının uygulanması bütün devletler için yaptırımlara bağlansa, öncelik ekolojik yıkımları engellemeye verilse, felaketin bin yıllar sonrasına ötelenebileceğini sanıyordu.
Sayfa 51 - CanKitabı okudu
Reklam
Kendi içine dönmeli, susmalı insan. Yenilgiyi sindirmeli, bir kez daha yenilmeye hazırlanmalı.
Sayfa 47 - CanKitabı okudu
Benim insan korkum, eskisinden ne daha güçlü ne de daha zayıf, olanca şiddetiyle göğsümün içinde kıvranıyordu.
Sayfa 24 - *SelKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sen, olduğunu iddia ettiğin şey olsan bile, yani ahlak açısından bir dinozor olsan bile, dinozorların konuşmasını da merak eder insanlar.
Sayfa 109 - CanKitabı okudu
Reklam
Allah, öte dünya filan diyenlerin teki, bir teki bile ölmek istemez. İnsan isterse doksanlık, yüzlük olsun, isterse hay hayı gitmiş, vay vayı kalmış olsun, gene de ölmek istemez. Neden? Bu dünya iyi, güzel, tatlı da ondan. Ölmek isteyenler senin gibilerdir. Neden? Bu dünyada biletimize piyango vurmadı, boş çıktı. Belki öte dünyada hava almayız diye. Halbuki...
Sayfa 103 - EverestKitabı okudu
Allah'a ibadet edebilmek için sağlık lazım. Sağlıksa iyi yaşamakla olur. İyi yaşamaksa iyi kazanmaya bağlı. Demek Allah'a kulluk edip öte dünyayı kazanmak için hâlin vaktin yerinde, işe boğulmamış, ibadete vakit ayırabilmiş olmak lazım. Yalan mı?
Sayfa 103 - EverestKitabı okudu
Bu zor iş, elbette ki insanüstü bir şeydi ama, nesine gerekti. Demek Cenab-ı Allah kullarını çeşit çeşit yaratıyordu. Demek ne kelime? Elbette. Öyle olmasa da Topal Nuri'nin payına hamallık düşse, ne yapardı şu toz, duman mağazada şimdi?
Sayfa 4 - EverestKitabı okudu
Ölüm seni bugün unutabilir ama yarın hatırlayacaktır. Ve her birimiz acele adımlarla kayıplar çukuruna doğru yol alırız. Yüce Allah'ın nazarında ne alçaklık, ne de yükseklik mevcuttur. Tüm yükseklikler alçaklıklarla aynı düzeye getirilmiştir ve kimse ne ezilmiştir, ne de ezendir. Ve asla ne bir Şah'ın, ne bir hakanın ne de bir peygamberin ölümün yasasına karşı durup sonsuza dek yaşadığı görülmüştür.
Sayfa 406 - YKYKitabı okudu
Yoksul, taşralı, çingene, sakat ya da "gâvur" olmamız şart değil. Horgörülmenin ne demek olduğunu hepimiz az çok biliriz. Az ya da çok: Hepimizin kendini başkalarının karşısında zavallı, savunmasız, gülünç hissettiği anlar mutlaka olmuştur.
Sayfa 11 - metisKitabı okudu
Reklam
Birçok yazarın elinde kolayca melodramaya dönüşebilecek gerçeklerden, çocukluğumuzdan bu yana gözyaşı dökerek ama alttan alta gülünç de bularak seyrettiğimiz Yeşilçam filmlerinin bu kederli malzemesinden bir melodram etkisi yaratmadan, oradaki kederi bir ulusal mağduriyet hikâyesine doğru daraltmadan, belki hepsinden önemlisi sonunda tutunamayanların galip geldiği yatıştırıcı bir mazlumluk anlatısı da kurmadan söz edebiliyordu Oğuz Atay.
Sayfa 10 - metisKitabı okudu
Suda boğulan Ophelia'ya gelince: Kaybın aynı anda hem öznesi hem nesnesi; yitiren ve yitirilenle ilgili imgelerin her an yer değiştirerek etrafında kümelendiği sabit imgedir o. Hem aynaya duyulan şiddetli ihtiyaç hem de kör aynanın, boş bakışın kendisi. Hem suya eğilen yüz, yitirdiğiyle ancak onun sularında birleşecek öksüz özne, hem de yitik sevgilinin kendisi: genç yaşta solup gitmiş, ölüler diyarından kurtarılmayı bekleyen beyaz entarili hayal. Her şeyi külrengi bir gök altında manasız bırakarak çekip gitmiş, geri getirilmek istenen ölü anne. Durgun suyun ama aynı zamanda küf ve rutubetin, beyaz hayalin ama aynı zamanda mazi denen hayaletin; kaza, intihar ve cinnetin ortak adı.
Sayfa 99 - MetisKitabı okudu
Nasıl rüyanın içeriği rüyada görülenden çok, rüyayı gören hakkında fikir verirse, romanlarda yutarcasına roman okuyan, okuduğu romandaki kahramanlara özenen, bu kapılma yüzünden gerçekle bağını yitirmiş kadının bu kadar çok karşımıza çıkıyor olması da gerçek kadınlardan çok, yazarın kendisi hakkında, bazen örtük bazense apaçık bir biçimde "kadın okur" etrafında kümelendiği bir dizi endişe hakkında fikir verir.
Sayfa 19 - metisKitabı okudu
Nasıl balıklar suda yaşıyorsa biz de söylemlerin içinde yaşıyoruz.
Sayfa 19 - David Longe'den alıntıKitabı okudu
Kanallar arasında gezinirken en dikkat çeken görsel unsur, politik doğruluğun incir yaprağı korunacak şekilde, çeşitli etnik gruplardan titizlikle seçilmiş erkek ve kadınların yarı çıplak bedenleridir. Ancak kulaklarda sürekli, aynı birkaç temel kelime çıkmaktadır: Parti, dans, seks, içki, gece, eğlence.
Sayfa 17 - AyrıntıKitabı okudu
642 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.