Tuğba Esmer
@huzurlaokur
Yedi güzel adam hayranı...
Çok okumak değildir mühim olan, okuduğunu anlayabilmektir.
Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter. 
Mehmet Akif Ersoy
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Yüksek lisans
132 okur puanı
Mart 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Hedefler kısa vadelidir; ama yaşamın kendisi de kısadır ve böyle bir tutum sayesinde insan, yaşamda en yüksek erişme oranına ulaşır ve insanın mutlu olmak için bundan fazlasına gereksinimi de yoktur, çünkü erişilen, ruhu biçimlerken, erişilemeyecek olanı istemek ruhu yalnızca çarpıtır; mutluluk açısından insanın ne istediği çok az önem taşır, tek önemli olan, istenene ulaşmaktır.
Sayfa 108Kitabı okuyor
"Umut karın doyurmaz," dedi kadın.
"Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar," diye yanıtladı albay.
Sayfa 49Kitabı okudu
Necip Fazıl'ın İlk Dönem Şiirlerinde Kent Mefhumu
Kainata mutlak bir imanla bakmak, varlıkları kuvvetli güneş ışığı altında bütün özellikleri ile ayan beyan görebilmek kabiliyeti verir. Fakat kainata sadece cılız ışıklı bir cep fenerine benzeyen akıl ışığı ile bakılınca varlıklar bütün boyutları ile görünmezler, farklı boyutlarda algılanırlar.
Sayfa 37Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Onda metafizik ürpertinin kaynaklarından biri nihilizmdir. (...) çok sevdiği dünya hayatı ve güzelliklerinin fani oluşunu bir türlü kabullenememe, maddi ve biyolojik anlamdaki bütün güzelliklere tutkuyla bağımlılık, nihilizmin unsurlarıdır. (...) Ahiret inancı olmayan insan, geçen her dakikayı ölmüş, yok olmuş bilir.
(...) İslâmî döneminde ise geçen zaman dilimi, artık onun için yokluğa yuvarlanmış, anlamını ve değerini yitirmiş bir şey değil; tam tersine ona sonsuz bir hayatı kazandıracak olan bir sermayeye dönüşmüştür.
Sayfa 26Kitabı okudu
"İman" şiirinde ise madde ve mana karşıtlığını daha keskin bir üslupla ortaya koyar:
"Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür!
Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür."
Sayfa 23Kitabı okudu
Maddi, dünyevî olanın sınırlılığı, yetersizliği, ve tatmin etmeyişi ilkesine karşı hep manevi olanın sonsuzluğu, genişliği ve mutlak bir tatmin sağlaması ilkesini ön plana çıkarır. "Ukde-1972" şiiri bir anlamda bu karşılaştırmaya dayanır:
"Biriktir; delik kese!
Yetiştir; toprak köse!
Hep eksiklik, eksiklik,
Hadisede hadise
Nasıl alsın deryayı;
Kafa bir küçük kase...
Akla yoktur çıkar yol;
Ne hesap, ne hendese!
Gel de suda aksi tut!
Gölgeyi tık kafese!
Şu zaman dediğinden
Bir tek ânmış son hisse."
Sayfa 21Kitabı okudu
Necip Fazıl, tamamıyla İslami dünya görüşünü benimsedikten sonra ilk üç kitabını reddeder ve asıl olarak kabul ettiği şiirlerini Çile'de toplar.
Sayfa 19Kitabı okudu
Necip Fazıl'ın metafizik bunalımlarına ve bohem hayatına 1934'te Nakşibendi Şeyhi Abdülhakim Arvasi ile tanışması son verir.
Sayfa 16Kitabı okudu
... şair bu dönemin yüce hakikatten habersiz, gafletle geçmiş bir ömür dönemi olarak ifade eder:
"Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum..."
Sayfa 9Kitabı okudu
İstişare Adabı
"Müslüman cemaatin hayır olarak telakki ettiği şeyi, Allah da hayır olarak telakki eder." Hz. Muhammed (sav)
Sayfa 19Kitabı okudu
"Bir milletin içinde kötülük artar, yayılırsa, Allah o milletin hepsinin başına bela verir." Hz. Ebubekir (ra)
Sayfa 17Kitabı okudu
Zeki bir kişinin söylediklerini aktaran aptal birinin söyledikleri asla doğru değildir; çünkü farkında olmadan, duyduklarını anlayabildiği bir şeye çevirir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Allah'a giden yolu kapatan bilgi ile o yolda yolculuk etmemize yardımcı olacak bilginin arasını ayırmamız gerekir.
Sayfa 298Kitabı okudu
Hicaplar dörttür: bu dünya, nefis, halk ve şeytan. Bu dünya gelecek dünyanın perdesidir. Bu dünyada huzur içinde olan herkes öte dünyayı terk etmiştir. Halk itaate perdedir. Kendisini halkın etkisine kaptıran kimse itaati terk etmiştir. Şeytan dine perdedir. Şeytana uyan herkes dini terk etmiştir. Nefis Hakk'a perdedir. Nefsin hevasına uyan herkes Allah'ı terk etmiştir. (...) Bu dört hicap kalpten sökülüp atılmadığı sürece, marifet ışığı ona yol bulamaz.
Sayfa 284Kitabı okudu
Adem'i büyük kılan şey Emanet yükünü taşımış olması olgusudur ki bu da Allah sevgisidir. Sevginin sırrını yalnız o bildi; zira sevgi onun varoluşunun altında yatan sebepti. Biliyordu ki sevgisi ancak ayrılık acısını tattığında beslenip güçlenebilirdi. Bu yüzden yasak meyveyi yedi.
Sayfa 253Kitabı okudu