Selamun Aleyküm
صلى الله عليه و سلم :
"Ebu Bekir'den başka imana davet ettiğim herkes bir duraklama, bir tereddüt, bir şaşkınlık geçirdi. Fakat o, kendisine İslam'ı anlattığım zaman ne durakladı ve ne de tereddüt etti. "
Kitapta Hz.Ebu Bekir ra'ın doğumundan vefatına kadar
ADNAN abi hem kendi istifadem hemde kardeşimin istifade edebilmesi niyetiyle #239612989 bu çekilişinize katıldım. Ama kargo gelince şaşkınlık yaşadım. Benim istifade edeceğim hem Kur'an dan sureler hemde Efendimiz sav 🌹 hayatı iki kıymetli eser. Okuduğum her surede sizi ve ailenizi bilhassa dahil edeceğim. Allah c.c istediğiniz duayı hayırla yaşamayı nasip eylesin 🤲🏻
Dikkat spoiler içerir.
İlk halife Hz. Ebubekir'in hayatını detayları ile anlatan güzel bir eser. Daha cahiliye dönemindeyken bile putlara tapmayan, içki içmeyen bir insan olan Hz. Ebubekir İslam ile karşılaşınca ona ilk inanan hür erkek yetişkin oluyor. Bu yüzden çok eziyet çekiyor. Dayak yiyor. Bilal Habeşi gibi pek çok köleyi parayla Azad edip işkence görmesini engelliyor. Peygamberimiz ile hicret edeceği zamanı, kızı Hz. Ayşe'den bile saklıyor. Peygamberimiz vefat edince Müslümanların dağılmasını engelliyor, Hz. Ömer ve Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ı aday gösterip insanların onları seçmesini isterken bir anda halife oluyor. Peygamberimiz vefatı sonrasında özellikle Yemen, Umman, Bahreyn gibi yerlerde mürtedler çoğalıyor. Zekat vermek istemeyen, cahiliye dönemi alışkanlıklarına geçmek isteyenlere karşı Riddet savaşlarını başlatıyor. Esvedül Ans, Müseyleme, Tuleyha, Secah ki bu Müseyleme ile evlenmiştir gibi sahte Peygamberler ile olan mücadeleleri, çoğu insanın bu mürtedlere rağmen dinini terk etmemesi anlatılıyor. Irak ve Şam seferleri, Yermük harbi gibi konulara yer veriliyor. Burada Halid Bin Velid ve Amr Bin As'ın gayretleri, Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ın yerini ona vermesi, Bizanslıların yenilmesi, Ebubekir'in meşverete önem vermesi, her komutanı gönderirken ona nasihatlerde bulunması, tavsiyelerinin genelde çıkması anlatılıyor. Ölümüne yakın Hz. Ömer'i yine meşveret sonrasında aday göstermesi, ona vasiyetini açıklaması anlatılıyor. Hz. Ali ve Talha Bin Zübeyir'in de sanılanın aksine ona biat etmesi anlatılıyor. Bu dönemi merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
İbni Abbas'ın (ra) "Bir gece Ali b. Ebi Talib'in yanındaydım. Gecenin başından sabaha kadar besmelenin "be" harfinin açıklamasını yaptı. Kendimi koca bir denizin yanında küçücük bir gölet gibi hissettim." demesi de sözümüzü güçlendirir. İşte bu yüzden Resûl-i Zişan sallallahu aleyhi ve sellem: "Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır" ve "Muhakkak ki ilmin öyle gizli ve mahfuz bir kısmı vardır ki onu sadece Allah'ı bilen alimler bilebilirler. Onlar konuştukları zaman da kendilerini yalnız Hak'tan gafil olanlar inkar eder" buyurmuştur.
Sual:
Kader meselesinde duaların yeri nedir? Dualarımız kaderimizi değiştirmiş mi oluyor? Sadaka belayı defeder mi? Yani amellerimiz, isteklerimiz kaderlerimizi değiştirir mi?
Cevap:
Değiştirmez. Kaderimiz bellidir. Muallak olan kısmı bizim irademizi ne yönde kullanacağımıza bağlı olarak tahakkuk ediyor. Cenâb-ı Hakk bunu biliyor mu? Tabii ki biliyor. O bize göre muallak, Cenab-ı Hakk onun nasıl tahakkuk edeceğini biliyor, biz bilmiyoruz. Bizim tercihimiz hangi yönde olursa Cenâb-ı Hakk onu o şekilde yaratıyor ama bizim tercihimizin hangi yönde olacağını da biliyor.
Meşhur bir misaldir: Yahudi'nin biri Hz. Ali (ra)'a gelmiş, elinde bir lokma var. Demiş ki, "Bu benim nasibim mi, değil mi?" Hz. Ali (r.a), nasibin dese adam yere atacak yemeyecek. Nasibin değil dese ağzına atıp yiyecek. Hz. Ali (r.a) ona "Yersen nasibin, yemezsen değil" diye cevap vermiş.
Dilimizde bir söz var: "Yersen yoğurt, içersen ayran". Dolayısıyla muallak kısmını, Cenâb-ı Hakk tercihlerimize bırakmış ama tercihlerimizi hangi yönde kullanacağımızı biliyor. Dolayısıyla bu muallaklık bize göredir, Cenab-ı Hakk'a göre değildir. O, neyin nasıl olacağını biliyor.
Hz.Ebubekir (ra), müşriklerce taşlar altına gömülerek işkence edilen Hz.Bilal Habeşî'yi (ra) 5 ukiyye (1 ukiyye=118,8 gr) altın karşılığında satın aldı.
Müşrikler ona:
''Şayet bir ukiyyeye kadar ısrar etseydin, yine onu sana satardık.'' dediklerinde, Hz.Ebubekir (ra) onlara şöyle karşılık verdi:
''Şayet siz yüz ukiyyeye kadar ısrar etseydiniz, onu yine alırdım.''
İmam Kastalani (ö. 923/1517) Mevahibü'l-Ledünniye isimli eserinde Peygamber (sav.) in vefatının duyulduğu ilk anda sahabilerin çeşitli ruh hallerine girdiğini bir grubun aklı başından gidercesine tepki gösterdiğini ve Hz. Ömer (r.a.) 'ın da bu zümreden olduğu, bir grubun bedenlerinden kuvvetin çekilip haberi duydukları yerde kalakaldıklarını ki Hz. Ali (ra.) bu zümreden olduğunu hatta kimi sahabenin üzüntüden vefat ettiği ki Abdullah b. Uneys (r.a.) in onlardan olduğunu belirtmektedir.İşte bu elim hadisenin peşi sıra yaşananlar Hz. Ebubekir (r.a.) 'ın metanetli duruş ve beyanıyla anında aşılmış ve daha sonradan tefrikaya zemin teşkil edecek bir surette yeniden açılmamak üzere kapanmıştır.
"Nübüvvetin en büyük mûcizesi Kur'ân, Kur'ân'ın en büyük mûcizesi sahâbe , sahâbenin en büyük mûcizesi Hz.Ebû Bekir (Ra) olmuştur."
Ne kutlu bir şahsiyet , ne ulu bir zât...
Allah layık etsin...