27 Kasım 2019 Çarşamba
18:11
"Toplumun kadına hazırladığı yazgı genel olarak evliliktir. Kadınların çoğu evlidir, evlenip ayrılmış ya da dul kalmıştır. Evlenmeye hazırlanmakta ya da evlenmediği için dertlenmektedir."
Evlilik Çağı, Simone de Beauvoir
Merhaba!
Güngör Dilmen'in Kurban oyunu ve bazı meseleler hakkında konuşmak için
"Sen akrabanı koruyup gözetirsin,
Konuştuğun zaman dosdoğru konuşursun,
İşini görmekten âciz olanlara yardım edersin,
Fakirlerin elinden tutarsın,
Misafiri ağırlarsın,
Haksızlığa uğrayan kimselere arka çıkarsın;
Rabbin seni mahcup etmeyecektir."
Demişti Hz. Hatice, Efendimizi sakinleştirirken..
Okurken çok düşündüm, neler eksildi teker teker..bizden hepimizden, toplum olarak nelerde ne kadar kaybımız oldu..Oysa biz 'emin' adımlarla yürüyecektik O'nun (s.a.v) ardından..
Toplum dedim, Efendimizin yanındaki güzel insanlar geliyor aklıma, Mus'ab b. Umeyr geliyor mesela..Efendimizin, Onun için "Allah'a hamdolsun. Mekke'de son derece lüks bir hayat süren,fakat Allah'a ve Resulüllah'a olan sevgisinin ve takvaya olan aşkının bütün rahatlığa sırt çevirdiği genç adam işte budur." dediği geliyor..
Muâz b. Cebel sonra..Efendimizin onun hakkında "ümmetim içinde helâl ve haramı en iyi bilen Muaz'dır" buyuruyor.
Elimdeki kitap,daha nicesini anlatıyor. Efendimizin Hayatının yanında, yakınındaki bir kaç sahabenin de hayatı anlatılıyor. Diyanetin yayınladığı kitabın yazılış amacı her ne kadar hac ve umre vazifesi için giden insanlara,adım adım gezdikleri yerleri aynı zamanda okuyarak daha etkili tanıtma çabası olsa da herkes okuyabilir bence :)
Benim için farklı bi zaman oldu, sanki onların içindeymişim gibi adım adım gezerken tanıtırlarken farklı duygular içindeydim..
Hz. Peygamberin izinden gidebilmek duasıyla..
'Emin' adımlarla..
Fatih Hristiyanlara dair hoşgörüsünde çağının o kadar ötesine geçmiş, hatta bazılarına göre o kadar ileri gitmiştir ki (evet bir de bunlar var, Hz. Peygamber'in övdüğü bir şahsiyeti hoyratça eleştirenler!), Avrupa'da, çok geçmeden Türk Sultanı'nın Hristiyan olduğu yönünde söylentiler dolanmaya başlar. Hatta önceleri ona verip veriştiren Papa ll. Pius bile bunu ciddiye alarak, "Duyduğuma göre Ortodoks olmuşsun, gel Katolik ol, seninle tüm dünyaya hükmedelim;'' yollu bir mektup göndermiş, Fatih'in dünya imparatorluğu karşısındaki tek engelinin bir damla su olduğunu yazmıştır (vaftiz suyundan bahsediyor). Halbuki Fatih ne Hristiyan olmuştu ne de böyle bir şey aklından geçmişti. Hristiyanlar "Fatih aslında Hristiyan'dı, ondan o kadar iyiydi'' manalı argümanlara girer
"Gece namazını kılın; çünkü bu sizden önceki salih kulların devam ettiği, Allah'a yaklaşmaya vesile olan, günahları örten ve engelleyen bir ibadettir."
Müslim
“Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine ve Rasûle gelin’ denildiği zaman, babalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter’ derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi? “.
|Mâide, 5/104
Sayfa 47 - Diyanet İşleri Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
Elimizde bir tek şey var, o da Peygamber Efendimiz'in yolunu takip ederek onun ve sevdiklerinin hayatlarından çıkarabileceğimiz derslerle, toplayacağımız verilerle, çağa uygun sentezlere ulaşmak ve çağa uygun müslümanca yaşama sanatını elde etmek.