Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Müthiş bir kitaptı. Öncelikle İbn Sina’nın Hay bin Yakzan’ından, sonra İbn Tufeyl’in Hay bin Yakzan’ından bilgiler verilmiş; daha sonra da eserlerin kendisi sunulmuş. İbn Tufeyl’in anlatısını bir baş ucu kitabı niteliğinde değerlendirebiliriz. Kendisinden sonraki birçok yazarı ve düşünürü etkileyen bir eser olmuş.
Hay’ın üç amaç yönünde kendisini zorunlu kıldığı mantığı ile bu baş ucu kitabını değerlendirebiliriz.
1- Hayvanlara benzerliğin gerektirdiği eylemler,
2- Gök cisimlerine benzerliğin gerektirdiği eylemler,
3- Zorunlu Varlık’a benzerliğin gerektirdiği eylemler.
Bizler de Hay gibi hayatımızı bu üç eylemler üzerinden yaşamalı ve üçüncü kategorideki eylemlerimizi kalıcı ve önemli kılmalıyız. İyi okumalar
Müslüman alemin ilk romani da sayilan bu eser felsefenin sorgulayıcı tavrıyla İnsanın doğayı inceleyerek yaratica ulaşabileceğini İnsanın içinde öz yani fıtratın bulunduğunu bizlere sunan bir eser.Dönemin Endülüs devletinde özgür düşüncenin boy gosterdigi, islamin hissinin yaşandığı yerde yazılmış; Robinson crouse ve Sineklerin tanrısı kitaplarına ilham kaynağı olmuş bir eser.
Her şey de geç kalindigi gibi bu eser de 1985 li yıllarda basılmış...
Celal Şengör'le yapılan bir soru-cevabın yazıya geçirilmiş hali olan bu kitapta net bir konuya odaklanılmak yerine Celal Şengör'ün çeşitli konular hakkında fikirlerine yer verilmiş. Celal Şengör'e katıldığım ve katılmadığım yerler vardı, bunları puanlamaya dahil etmemeye çalıştım ama incelemenin devamında yorumlayacağım. Genel
Ortadoğu'nun yetiştirdiği nadir insanlardan İbn-i Sina.
.
Babasının engin eğitim anlayışı ve İbni Sina'nin öğrenme merakı bir araya gelince yüzyıllar boyu adı her sağlık alanında gececek bir dahi çıkıyor ortaya.
.
Harezm'in , Samanoğulları'nin, Gazneli Mahmud'un ve dahi o dönemdeki yöneticilerin bilime ve yeniliklere bakış açısını cok net görebiliyoruz kitabı okurken.
.
Bilimin halk için oldugunu savunan İbni Sina her seferinde karşısında kendisini satın almak isteyen bir yönetici ile karşılaşıyor.
Halkın garibanlık içinde hastalıktan, cehaletten kırıldığını gören gözleri ona vaad edilen ihtişamı ve saltanatı bilim adina reddediyor.
.
Günümüzde aşıları ürettik diyerek tüm Dünya ülkelerinden para koparıp saltanat süren, halk için değil, üst yönetimler için bilimle uğraşan doktorlarin kesinlikle okumasi gereken bir hayat öyküsü.
Kim bilir belki insafa gelirler de insanliğa yaptıkları kötülüğü farkederler?
.
Ortadoğu'nun din savaşları adına,dini savunmak adina nasil yüzyıllardır cahil bırakıldığını bu hikayede cok net anlayacaksınız. Zamaninda dünyan bilginleri çıkaran topraklar nasil bir savaş alanına dönüştü cok net göreceksiniz.
.
Sadece tıp alanında değil birçok alanda bilime adanmiş bu hayat öyküsü benim gibi biyografiseverlere mutlak surette tavsiyemdir.
Risâle fi Mahiyeti’l-Işk
İbn-i Sina’nın “Risale fi Mahiyeti'l-Işk”adlı eseri aşkın mahiyetini ve aşkın sadece duygusal bir olgu olmadığını, aynı zamanda felsefi ve tasavvufi boyutları da olduğunu gösteren önemli bir eser. Eserde aşk, ruhun tekamülünde önemli bir rol oynayan bir güç olarak değerlendirilmektedir.
Aşkın karmaşık ve gizemli doğasını irdelediği etkileyici bir eser, varoluşsal bir deneyim olarak ele alınmış.Aşkı aşk yapan asıl nitelikleri soyut bir şekilde ele almaktadır. Yazar, aşkın insan ruhunu nasıl etkilediğini, onu nasıl dönüştürdüğünü ve hayatımıza nasıl anlam kattığını ustalıkla anlatıyor.
Bazı okuyucular için fazla felsefi ve soyut olabilir fakat okunmaya değer güzel bir eser .
Mani inancına göre "İnsanların saadetini bozan iki unsur vardı.Biri servet,diğeri kadın.Bunlardan her ikisi de herkesin ortak malı olduğu takdirde yeryüzünden kötülük kalkacaktır."Ey Türk milleti,üstte gök yıkılmaz,altta yer delinmezse ilini,töreni kim bozabilir?"Bilge Kağan. Yoruma gelince yazar islam öncesi ve sonrası ile diğer dinlere mensup Türk devletlerini anlatmaya çalışmış. Bizim için İslam öncesi ve sonrası farklılıklar içeriyor. İslama geçiş ve sonrası çok yüzeysel. "Türkler nasıl Müslüman oldu?" Sorusuna cevap yok.ilim ve felsefe anlatılırken şimdi Farabi,İbn-i Sina,Hayyam,Biruni,Hanefi'den ve daha nicesi bilim adamlarından övgüyle bahsediliyor ama akıbetlerine değinilmemiş.Algı yönlendirmesi yapılmış. (Dinsizlikle suçlanıp katledilmiş hepsi.Mesela Farabi Yunan felsefesini ve bilimini temel alarak çalışmış) Doğru düşünen ve düşündüğünü yapmak iradesine sahip olan bir insan hürdür.Hem doğru düşünmüyor,hem iradeden mahrum bulunuyorsa behimi (hayvan gibi)'dir.
"İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."
Henüz hiç kimseyi ikna edemedim ise de benim için İbn-i Sina'nın
Gerçek adım, Ebu Ali el-Hüseyin bin Abdullah bin Ali bin Sina'dır. "Eş-şeyhü'r-reîs” unvanı ile de bilindim. Ayrıca "Hüccetü'l-hak, Şerefü'l-mülk, Ed-düstûr" gibi vasıflarla da anıldım. Batı'da genellikle "Avicenna" olarak tanınmakta ve "filozofların prensi" diye nitelendirilmekteyim.
Ne kadar uzun ve çok ismim olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Hepsinin bir hikayesi var. Çünkü tıptan felsefeye, mantıktan din ilimlerine, astronomiden matematiğe kadar farklı farklı bilim dallarında çalışmalarım, görüşlerim ve kitaplarım vardır. Yazdığım kitapların ve risalelerin sayısı ikiyüzü geçmektedir.
Şifasız Hastalık Yoktur İrade Eksikliğinden Başka. Değersiz Bitki Yoktur Tanınmamasından Başkaİbn-i Sina · Gece Kitaplığı · 202046 okunma
4-5. Sınıf öğrencileri için uygun bir okuma olabilir. Felsefe ile tanışmak, İbn i Sina, Farabi ve Gazali' yi tanımak için okunabilecek kurgusal bir hikaye.
Hayatımda okuduğum en anlamlı ve özel kitaplardan biri oldu. Belli ki bu kitap her zaman, herkes tarafından okunamayacak kadar nasibe dayalı. Tam üzerine konuşmalık, uzun uzadıya sohbetler etmelik bir kitap. Umarım bir gün üzerine sohbetler edip tahlil edebilme şerefine erişirim. Tekrar tekrar okumalı, manayı iyice kavramalı.
Herkese selam! Ramazan dolayısıyla okumalarım biraz yavaşladığı için günler sürdü bitirmem. Neyse ki bitti ve yorumlayabiliyorum artık.
Kitapta birçok ünlü filozofun yaşam görüşleri bir araya getirilmiş. Sokrates, Platon, Aristo, Lao Tzu, İbn-i Sina, Spinoza, Schopenhauer, Karl Marx, Kierkegaard, Nietzsche, Wittgenstein, İris Murdoch, Hannah Arendt, Jean Paul Sartre, Samuel Beckett ve Simone de Beauvoir gibi isimler tek tek ele alınmış. Bölüm sonlarında ise onlar gibi nasıl düşüneceğimize dair notlar var. Filozofların ışığında nasıl onlar gibi düşüneceğimizi öğütleyen küçük bir rehber kendisi.
Dini, ahlaki, mantıksal olmak üzere birçok konuda günlük hayatımıza katkıda bulunacak ve yol gösterecek satırlar mevcut...
Felsefeyle ilgileniyorsanız ve filozofların hayatlarına dair ipuçları edinmek için küçük bir rehber edinmek isterseniz okumanızı öneririm...
Gazali okumak
Şimdi bu çeviriyi okuyunca aslında imamın bu eserini okumuş olmuyorsunuz. Sadece bu eserinde hangi konudan bahsettiğini anlamış oluyorsunuz. Şunu bir ön kabul olarak görmemiz lazım.
Gazali, Farabi, İbn-i Sina gibi alimlerin eserlerini sadece kitap çevirilerinden anlayamazsınız. Çeviriyi yapanın önce islam felsefesinde çok yetkin sonra çevirdiği alim hakkında yıllarca çalışmaşar yapmış biri olması lazım. Böyle birinin yaptığı çeviriyi okusanız da anlamazsınız çünkü bu eserler belli bir sistematiğin usul ve düşünce metodunun ürünleri. O sistematiği çözmek için o alimin temel görüşlerini ön kabullerini ana eserlerini hazmetmiş olmanız lazım. Hele İbn-i Arabi hz. , Abdulkadir Geylani hz. gibi tasavvuf ehlinin tasavvufi kitaplarını kim çevirirse çevirsin anlayamazsınız belki anladığınızı zannedersiniz. Avam olarak anlayabileceğimiz şeyler değildir. Saçma sapan yüzeysel basit manalar verilip geçilir.
Bu kitabın bu çevirisini okuduğunuzda ya imam şu şu konudan bahsetmiş ibadetlerin hikmetlerini fln anlatmış galiba diyebilirsiniz. Fazlasını anladığınızı zannediyorsanız bu çeviri ve türkçeyle kendinizi bir bok zannediyorsunuzdur ve imama hakaret etmiş sayılıyorsunuz.
Hay Bin Yakzan
İslam coğrafyasının ilk felsefi romanı olarak kategorize edilse de, hem yazılış amacı hem yöntemi hem de değişik varyasyonları ile yaygınlığı dikkate alındığında bundan daha fazlasıdır
YAŞAYANLARDA BİLMELİ
İbn Sina'nın Hay bin Yakzan zihinleri dalgalandıran ve ruhları besleyen bir başyapıttır. Bu eser, derinliklerinde felsefi ve spiritüel keşifler barındıran bir yolculuğa davet ediyor. İbn Sina'nın ustalıkla dokuduğu hikaye, insanın varoluşunun ve bilincin sırlarını araştırırken, okuyucuyu büyüleyici bir serüvene çekiyor.
Hay bin Yakzan insanın doğayla olan ilişkisini, varoluşun anlamını ve gerçeğin peşindeki arayışını mercek altına alırken, okuyucuyu derin düşüncelere sevk ediyor. İbn Sina'nın akıcı anlatımı ve derin felsefi içerikleri, okuyucuyu bir düşünce yolculuğuna çıkarırken, onları gerçeklerle yüzleşmeye ve içsel keşiflere yönlendiriyor.
Bu kitap, insanlığın temel sorularını sorgulayan ve cevaplar arayan herkes için bir ilham kaynağıdır. İbn Sina'nın eseri, okuyucuları düşündürürken aynı zamanda içlerindeki bilgelik kaynaklarını keşfetmelerine yardımcı olur. Hay bin Yakzan gerçeklerle yüzleşmeye cesaret eden herkese, derinliklerinde huzur bulacakları bir yolculuk sunar.