Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
6/10 puan verdi
Aslı Erdoğan'ın okuduğum ilk kitabı. Türk yazarların Türkiye'yi anlatmalarına alışmışız hep, bu açıdan yazar Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrini anlatmasıyla beni fazlasıyla şaşırttı. Kitabı bitirdikten sonra yazarın biyografisine baktığımda gördüm ki gerçekten de Brezilya'da yaşamış, yoksa o şehri böylesine iyi bir anlatımla anlatamazdı diye düşünüyorum. Fazlasıyla kasvetli olan kitapta, Rio'nun karanlık yüzünü karakteri Özgür'ün ağzından anlatıyor Aslı Erdoğan. Kesinlikle özgün ve akıcı bir dili var ama kitabın konusunu beğenemedim. İnsanı Rio'dan soğutan, yalnızlık kokan ve şehrin varoşlarını anlatan iç karartıcı bir kitap bu, bu nedenle aynı şekilde depresif bir zamanınızda okumanız belki de daha iyi olacaktır.
Kırmızı Pelerinli Kent
Kırmızı Pelerinli KentAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20121,294 okunma
Bütün gece yağmur yağdı. Küçük havuzum bir gecede, ağzına kadar dolu bir göl oldu. Uyandığımda, su kaplamıştı her yanı mavi, derin ve uçsuz bucaksız. Bir gecelik yağmur, nasıl da bir göl yarattı küçük havuzumdan? Dün gece geldi yağmur ve aralıksız yağdı karanlık saatler boyu. İlkin anlamamıştım böyle bir mucizenin olacağını. Karanlık odamda yatarken Sravana gecesine sarmalanmış ve dinlerken tarlalarda inleyen rüzgarı, bilmiyordum böyle bir mucizenin olacağını. Şimdi bakın gözyaşlarımdan oluşan şu engin denize, kar beyazı bir nilüfer yüzüyor üzerinde yalnız bir nilüfer, parlak, iyice açmış ve neşe dolu güneşe dönük yüzü. Kim bilir ne zaman açtı bu nilüfer, sonu görünmeyen bu gözyaşı denizinde? Tek başıma oturmuş bakarken bu nilüfere, şaşıyorum geceki hüznümün tomurcuğuna. Tüm kırgınlıklarımdan, uyanık kaldığım gecelerin gözyaşlarından ve sert rüzgarların dağıttığı iç çekişlerimden, nasıl oldu da açtı bu nilüfer? Bu beyaz ve saf nilüfer, nasıl oldu da çıktı gecelerin hüznüyle dolu yüreğimden?
Sayfa 117 - 101 Şiir
Reklam
"Yaparım" dedi kız, uzun uzun iç geçirerek. Ve uzun bir süre sonra,"Ah, hemen olmasını isterdim... Oraya şimdi gitmek..." "Pek uzun sürmeyecek, küçüğüm" "Oraya gelecek misin, hiç?" "Gelebildiğim zaman geleceğim." Işık söndü, etraflarını olduğu gibi karanlık sardı.
Sayfa 151Kitabı okudu
Bu saatlerin bir daha geri gelmeyeceğini, karanlık bir his, ikisine birden tekrar edip duruyor ve aynı zamanda, saadetlerinin gölgesiz olması için, dimağlarının bu andan başka hiçbir şeyle meşgul olmaması lazım geldiğini onlara fısıldıyordu.İkisi de ne bir saat önceyi, ne de bir saat sonrayı düşünüyorlardı.Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak birkaç defa iradesi altına alan tabii ve hakim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı.Bu anda etraflarındaki ağaçlar,karşılarındaki deniz kadar bu kuvvete tabiydiler.Bir tek üzüntüleri, bir tek istekleri yoktu. Hatta her istediğine nail olanların iç sıkıntısı da onlardan uzaktı.Saadetin bu kadar tamam ve mükemmel oluşu ikisini de şaşırtmış gibiydi. O kadar ki birbirlerine söyleyecek tatlı sözle bile bulamıyorlar, sadece derin derin nefes alarak gülümsüyorlardı.
Sayfa 135Kitabı okudu
Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak, ya fazla soğuk, ya fazla yağmurludur. Gelip geçenler suratına salak salak bakarlar ve on para etmez işlerin peşinde, bir tutam otun arkasından koşan keçiler gibi dilleri bir karış dışarı fırlayarak dolaşırlar. Aklını başına derleyip bu pis ruh haletini tahlil etmek istersin. İnsan ruhunun çözülmez düğümleri bir muamma gibi önüne serilir. Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir can simidi gibi sarılırsın...
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Gizli saklı kalmış hazinelerden biri bu kitap... Karanlık bir hikayesi var. Bir anne olarak çok etkilendim, boğazıma oturdu yumru gitmek bilmedi. Yaşı geldiğinde oğluma da okutmak niyetindeyim. Annesi kansere yakalanmış, 13 yaşında bir çocuğun iç çatışmasını anlatıyor. Basım bir harika, çizimler bir harika. Sayfa sayısı 200 civarı ama kitap bildiğiniz ağır. Bir yerde denk gelirseniz elinize alıp bakın ☺️ Favorilerime girmiştir ve kesinlikle tavsiyedir!
Canavarın Çağrısı
Canavarın ÇağrısıPatrick Ness · Tudem Yayınları · 20141,056 okunma
Reklam
Beni dilediğin gibi kurtar Allah'ım. Düşünüyorum da ölümü; saatlere, günlere, haftalara, aylara bölüp sadece zaman kazanmaya çalışıyormuşum. Tek yaptığım, yüzleşmekten korktuğum için ona çeşitli isimler vermek olmuş. Ölüme, bazen anne demişim, bazen baba demişim, bazen de sevgili. Hiçbir zaman yeteri kadar zaman yok. Artık, kendimle görücü usulü tanışmak istiyorum Hurşit abi. Çünkü, ben kendimin tekrarıyım. Ben yaratıldığım çamuru bataklığa çeviren ve o bataklıkta boğulan bir yaratığım. Çünkü ben, içi zifiri karanlık olan ama karanlıktan korkan bir yaratığım. Gecenin binbir türlü hali var Hurşit abi. Bazen iç sesimi dinlemek istiyorum ama görüyorum ki sanırım iç sesimi dinlemek için bir de iç kulağa ihtiyacım var. İçimdeki adalet duygusu, çürümüş anayasalarıma köpek oluyor. Bir vicdan mahkemesi var ki içimde, bütün hakimlerimi satmışım Hurşit abi. Ben aslında, gönlümü dünya'dan almaya gelmişim. Gündüz ile gece arasına sıkışıp kalmış gönlüm, halbuki ben, geceyi yaşadığımı düşünüyordum, meğersem sabaha ulaşmak için gecenin içinden geçmeyi becerebiliyormuşum bir tek.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.