Bir insan ne kadar cesur olabilirse, o kadar cesur... Ne kadar kahraman olabilirse, o kadar kahraman... Ne kadar fedakâr olabilirse, o kadar fedakâr... Ve bir insan ne kadar vatansever olabilirse, Bombacı Mehmed Çavuş o kadar vatansever. Çanakkale'de sadece zaman değil, mesafeler kısalmıştır artık...
Siperler arasındaki mesafe yer yer on-on beş
Destan üstüne destan yazılan Çanakkale'de kadın kahramanlar da var. Onlardan bahsetmemek, bugün bile, şehit çocuklarını bayrağa sarılı tabutundan alıp yüreğini toprağa verircesine kara toprağa verdikten sonra, kameralara dönerek, “Vatan sağ olsun" diyen vatansever Anadolu anasına haksızlık olur... Bilinen şu ki, Çanakkale Savaşı'nda kadınlar
Özgürleşmiş gibi nefes alıyordum; arınmış, bir anda saadete kavuşmuştum; dudaklarımda berrak bir içecek gibi havayı hissediyordum; yumuşak, mayalanmış, hafifçe sarhoş eden havayı, içinde meyvelerin nefesini, uzak adaların kokusunu taşıyan havayı.
Kitaplarla insanların ilişkisi üç şekilde olur:
Bir: Kitap sevdalıları (Âşıklar): Bunlar hakiki kitap okuyucularıdır. Bunların elinden kitabını almak sevgilisini almak gibidir. Bunlar kitabı eline alınca kandilindeki yağ bitmeden zamanın değiştiğinin farkına varmazlar. Bunlar muhabbeti güzel, insanlardan uzak, kitaplara yakın insanlardır. Bu güzel insanlarla çay içecek, hatıralarını dinleyeceksin.
İki: Kitap delileri (Meczuplar): Bunlar kitaba bayılırlar. Özelikle de ciltli, estetik değeri olan, göze hoş gelen kitaplara dayanamazlar. Ama okumaları zayıf, içinden çok dış kabı ile ilgilenirler. Bunlarla kahve içecek, hatıralarını dinleyeceksin.
Üç: Kitap gösterişlileri (Tuyancılar): Bunlar gösteriş budalasıdır. Bunlar “desinler” diye yaşayan puta tapıcılardır. Bunlar okumak için kitap almaz. Bunlar aldığı kitabı, bulunduğu yerin ebadına ve dekoruna göre alırlar. Bunlardan uzak duracak, bunlar ile su bile içmeyeceksin.
Son olarak güzel çocuk, sana işin özü diyebileceğim şu cümleleri iyi dinle:
“İkra ile kalk, ikra ile yürü, ikra ile yat.”