Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BARAN RESİTALİ
Yağmur ıslatıyor, Ama simalar üzerine. Damla damla artık herkesi tanıyorum, Biraz eskiden birazda yeniden. Yokuş çıkarken ayağıma dolanan su birikintsinden, Bir bahtiyari bugün havalarım. Yağmur ıslatıyor,
Bir Eylül şiiri yazar içim, Finaline hazan dökülüyor yaprak,yaprak Rüzgar da yoktu havada Sanırım sebebi hasrettir Yaprağı özlemiş olmalıydı şimdi toprak. 🫴 Hülya D.
Reklam
içim yanıyor elimde fotoğrafın birde bakıyorum ki, gözlerimden yaşlar dökülüyor...
Hissetmek ne renktir acaba?
“Hissetmek ne renktir acaba?” Sizi binlerce kez kucaklıyorum, kalbim sizinle, daima sizinle.” Bu cümlelerin altındaki dipnot ile canım bir kez daha yanıyor. Fernando Pessoa 1916 da bir arkadaşına yazdığı mektubu bu şekilde bitirmiş. Dipnotta ise bu mektubu alan arkadaşının altı hafta sonra intihar ederek yaşamını kaybettiği yazıyor. Daha kitabın
Can içim Kaçak bir sigaradan değilde Ayrık gecelerden üzerime dökülüyor Yağmur sandığım aşkın hıçkırıklı külleri..
~ Salvo II ~
Düğümlenmiş boğazımdan şimdi yüzlerce gemi geçer. Kalemi alıp 'Hiç'imi kağıda dökmek istedikçe, kader çizer ve beklemeden ansızın siler. Yeni başlıyorum, hele gitme bir dur! İçim 'his' ağrısı, dışım gittiğin o her şehir. Gönlümün altını kazıyor korkunç, bir o kadar sağanak yağmurlar, kısa bir film oluyor her köşe başında yıldırım misali yoluma çıkıyor gözbebeklerin. Sevgimi taklit ediyor çocuklar, cesaretimi takdir. Bir kimliğe bürünüyor Kasım, bir yılgın boşluğa dökülüyor Eylül. Bırakalım yağsın yağmur, boşaltsın yokluğunu, sen gel buraya... Çünkü, ben tek atımlık kurşun gibi menzildeyim ve bu ayrılık çok çirkin.
Reklam
Seninle yolda karşılaşmak isterdim mesela fırına giderken.. Bir tane de sana alırdım..otobüste olsaydık yerimi verirdim pencereni açardım saadet olayım diye seninle yürürdüm. Gören bir şey sanmasın diye uzak dururdum. Biraz gittikten sonra arkanı dönüp yüzüme bakasin diye beklerdim içim.kipir kıpır olur adımlarını sayardım. Şimdi dönecek bak .. dönmedi.. ama şurayı geçince bakacak bana.. bakmadı .. acaba muhitten dolayı mıdır çekincesi.. kesin öyledir yoksa bana bakardı.. o da merak etmez midir acaba o çocuk hala peşinde mu yürür yoksa vazgeçti de peşinde mi sanır.. Seninle nerede karşılaşmak gerektiğini düşünür duruyorum.. hepsini ayrı bir hayalde hikaye ettim. yazdım bunları. Hepsinde sen beni sonradan seviyordun. Öyle değil diyeceksin ama yüreğine sözüm geçiyor. Seviyorsun Sana bir sabah kapıda karşılayıp günaydın diyorum. Bir sabah hava o kadar soğuk oluyor ki konyada bu kadar soğuk görülmemiştir. Pardesünün düğmeleri iliklerinden çıkaracak bir rüzgar başlıyor. Ben elinden tutmasam uçup gidecek oluyorsun. Ne diyordum adresini verseydin sana mektuplar yazardım. Sen onları okuduktan sonra ne yapardın. Sobayı tutuşturmakla için bile kullansan bir işe yarar olmaktan gurur duyardım. Ne gibi şeylerle meşgulsün Konya da.. Benim bahtıma senin gibi kadın neden düşmez.. Perişan ediyorsun.. Yağmurlusun.. hüznün dökülüyor.. Ben de nasibimi almak istiyorum diyorum. Beni neden uzakta tutuyorsun Oysa senin ağzından kaçan bir tükürük tanecigiyle hasta olmam mumkunken. Neden. kendi mikrobumla hastalığa yakalanıyorum.
İlahi! Arzım sanadır... Ahım bana... Senden başka kim duyar ki dua mı Yolunda beklediğim, bana bir beddua mı Geceyi damla damla sabaha ekliyorum Bir kapının önünde, ardını bekliyorum İçim kanıyor, Sinem şerha şerha
Yıkık binalar gibi içim, Ne yıkanı görüyor gözlerim ne de molozlar sarıyor yüreğimi, Bir dua dökülüyor dilimden, Beni yakanı yakma Allahım...
Yıkık binalar gibi içim, Ne yıkanı görüyor gözlerim ne de molozlar sarıyor yüreğimi, Bir dua dökülüyor dilimden, Beni yakanı yakma Allahım...
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.