Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
-H
Belki bir yerlerde içimizdeki ateşi harlatacak bir sebep ararız fakat yine aynı yerde yanmaktadır.
Sanki hiçbir şey uyaramaz İçimizdeki sessizliği Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey Gözleri getirin gözleri. Başka değil, anlaşıyoruz böylece Yaprağın daha bir yaprağa değdiği O kadar yakın, o kadar uysal Elleri getirin elleri Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk Birleşip salıverelim iki tek gölgeyi.
Edip Cansever
Edip Cansever
Reklam
"Toprağa ayağın değmiyorsa hayatın içinde değilsin." Biz ki içimizdeki telaştan dışarıdaki mevsimleri bile kaçırıyoruz çoğu zaman. Buna da yaşamak diyoruz işte...📖📖
içimizdeki çocuklar düştüler yere, dizleri kanıyor öyle derinden bir yara.. sahi noldu senin yaraların kapandı mı? umuyorum ki kapanmıştır. benimkileri sormazsın belki ama söyleyeyim kabuk bağladılar her defasında tekrar kanattım çünkü ben o yarayı senden kalan tek şey olarak gördüm. nasıl izin veririm ki iyileşmesine. canımın senin sayende acımasına bile minnet duyacak kadar ne zaman sevdim seni? sana yazacak hep çok şeyim oluyor ama hep yarım kalıyor. bizi yarım bırakmana karşı aldığım bir öç bu fikrimce.
Doğal olan içimizdeki sessizliktir; gevezelik sonradan edinildi.
Düşünceler..
Analitik düşünmeye çalışırken, kitaplarin içimizdeki boşluklara da iyi geldiğini sanıyorum. Haklı çıkmak istemiyorum Franz Kafka'nın dediği gibi haklı çıkmak mutlu hissetirmiyor. Ne zaman rasyonel olsam bu seferde huzursuz oluyorum. Cahillik erdem değil bilmek lazım kâfi derecede bilgi yeterli. Duygularımızı yönetmemiz lazım. İletişim kanallarımız algılarımız hayatımızı yönlendiriyor.
Reklam
İyi Oluş Günlüğü
Senin de kendini çözülmeyi bekleyen bir yün yumağı gibi hissettiğin zamanlar oluyor mu? Biri gelse de içimdeki bu düğümleri çözse dediğin? Kalbindeki düğümlerin, zihnindeki tilkilerin yoğun trafiğinden kendi sesini bile duyamadığın zamanlar... İşte duygu ve düşüncelerimizle iletişimimizi kaybettiğimizde, onları dinlemek yerine onlardan köşe bucak kaçtığımızda, kalbimiz- deki ve zihnimizdeki yankıları yok saydığımızda başımıza gelen tam olarak bu. Zaten böyle böyle kapatmadık mı açılmak, nefes almak isteyen kalbimizi? Belki tamamen iyi niyetle, dertlerinin, acılarının, san- cılarının o kadar da büyük olmadığına ikna ederek, içimizdeki seslerin birer birer susmasına sebep olduk. Kendimizi zihnimizin oynadığı illüzyonlara teslim ettik. “Abartma.” “Büyütme.” “Bunda üzülecek bir şey yok.” “O kadar da kötü değil.” Belki sen de ne zaman canın yansa, kendine bu cümleleri kurarak hislerini yok saydın, onlara sırtını döndün. Hiç gerek yoktu ki... Beyaz da olsa siyah da; tüm hislerin biricik, sana ait. Canın yanı- yorsa, yanıyordur.
Rabbim, İçinde bulunduğumuz durumlara senden daha iyi şahit kimse yok. İçimizdeki en ufak sancıdan da em minik huzurdan da haberdarsın. Bizim en iyi gözetinimizsin. Çünkü güçlendir bizi. Rahmetinle bize öyle güzel yollar aç ki o yollar bizim senin katındaki kıymetimizi artırsın.
Jan ( Sızı )
maktulüydün doğurduğun bütün aşkların gözlerinden vuruluyordu gece sığınacak gök bulamayan göçmen kuşların kanatlarıyla alacakaranlığında tenimin
“Bir durgun sudayız, konuşsak da kuş uçmuyor içimizdeki ormandan. “
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
Rabbim, Bilinçaltımızda gizlediğimiz, bilmediğimiz her şerden bizi koru ve içimizdeki olumsuz duyguları doğru yerde ve doğru zamanda ifade edebilmeyi nasip et.
Rabbim, içimizdeki ve dışımızdakileri bilensin. Bize ne işin, ne eşin, ne çocukların, ne alışverişin senin zikrinden alıkoymasına, ne de dünya hayatının süsüne kananlardan eyleme. Bizi sonsuz olmayana muhtaç etme.
TEHCİR. 24 nisan 1915 Tehcir insani açıdan acı sonuçlar ortaya çıkarmış bir olaydır, tehcirin kendisi de bir sonuçtur. Bu sonucu ortaya çıkaran siyasi, sosyolojik,askeri, coğrafi sebepler bellidir. Bugün sahte hümanist tavırlarla Türk milletine saldıranların kim oldukları, kimin safında oldukları bilinmeyen birşey değildir. Tarihi olaylar sebep sonuç bağlantısıyla ele alınır. 1.Dünya savaşında, birçok insanın, birçok halkın, birçok milletin canı yanmıştır. Evet biz o savaşta millet olarak canı yananların başında yer aldık, biz düştük, biz düşünce herkes üzerimize çullandı.Üzerimize çullananlar sadece cephede savaştığımız ülkeler ve milletler değildi, içimizdeki Müslim ve ya gayri müslim,hemen herkes üstümüze çullandı, Brutuslar ın hançerini yedik, çok can, çok kan kaybettik, son bir refleksle ayağa kalktık,bir daha düşmemeye YEMİN ettik."Kılıç taşıyan kılıçla ölür" Türk atalar sözünde söylendiği gibi, biz yenilseydik biz yok olacaktık, bize kılıç çekenler yenildi bu akibete düçar oldular. İçimizde kripto torunları kaldı. O Brütüsların, kimisi siyasal İslamcı postuna büründü, kimisi Marksist Leninist, bir de afyon yutmuş meczup gibi bazı Türk İslam sentezcileri var onlara payanda olan. Şimdi daha gayretliler ama biz uyanığız.
Bab-ı Esrar
Dünya, yaşadığımız hayat, bildiklerimiz ya da bilmediklerimiz aslında fanidir, hayaldir, geçicidir. Aslında bir sırdır yaratmak, yaratılmak...Bir sırdır kendimiz dahil bütün gördüklerimiz ya da göremediklerimiz, aslında gördüklerimiz bir yansıma bir aynadır..Aslında kendimizdir gördüklerimiz...Ne görüyorsak bizim için sır, ama o sırrı Yaratan için ezelden bilinen bizim için kader ve kazadır... Ve en büyük sır o sırrın yaratıcısı Rabbül alemindir...o sırra kavuşabilmek ona ulaşabilmek bize göreaslında sonu muştu ile biten ve sonu olmayan bir sırdır... Kainat bizim için bir fırındır, eğer kendi ateşimizle yani aşkımızla pişersek sonsuz mutluluğa kavuşuruz.... Dünya denilen paslı tenekeyi içimizdeki cevhere tercih edersek, sonsuz hüsrana uğramış oluruz... Ancak ümit ederiz ki sırların Sahibini bilmek , bunu içimizde hissetmek ve itiraf etmekle, bütün hatalarımıza rağmen sadece O'na sığınmakla yaratılışımızın gayesine ulaşabilelim... KK
Bazı ihtimaller içimizdeki çağları kapattı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.