Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güven içinde olduğumu bilmem hiç Sevildiğimi, önem verildiğimi Benim başkalarını aradığım gibi Arandığımı bilmem
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
"Kuyu senin içinde. Bir başkasının sana yapacağı her şeye sen kendi içinde hazır olmalısın - onu uzaklaştırıp kendin içine dalmalısın ve ne yaptığını sormamalısın. Batmalısın, ancak o zaman yeniden doğarsın."
Sayfa 43
Reklam
Tanrım, zamanı geldi; şarap mayalandı çoktan. Bir evi olmanın zamanı geldi ya da kimsesiz kalmanın uzunca bir zaman. Zamanı geldi yalnız olmamanın ya da tek başına kalacağız uzunca bir zaman. Kitaplara gömülerek tüketeceğiz saatleri ya da mektuplar yazarak çok uzak yerlere, yalnızlığımız içinden uzun mektuplar. Ve bir ileri bir geri arşınlayıp duracağız sokaktan, huzursuzluk içinde, bir bir düşerken yapraklar.
Primo Levi
Primo Levi
Bağışlayın, kafadan biraz kontağım galiba. Bağışlayın, ama biriyle konuşmam gerek. Bağışlayın, ama bazen kendimi kalabalığın içinde buluyorum. Pazarlarda, panayırlarda filan Demek istediğim o gözler, burunlar, Dirsekler, yürüyüşleri, Konuşma biçimleri…
Charles Bukowski
Charles Bukowski
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
Bir oda, odanın içinde bir kadın, kadının içinde; kendine ait bir oda
Şansa elde bir kül tablası bulunsaydı, insan bunun yerine külünü pencereden dışarıya silkelemeseydi…..
Reklam
Hayat denkleminin içinde hep yalnızlığa mahkum edilmiş zavallı X gibiyiz.
Akisleri sönen sess
Gönlümle başbaşa düşündüm demin Artık bir sihirsiz nefes gibisin Şimdi taa içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin Bence artık sen de herkes gibisin
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Durmadan
Biz bir şey büyütüyoruz Bilmeden bilerek durmadan Bir balık suda Havada bir kuş büyütüyoruz Güdüzleri büyütüyoruz gecenin içinde Geceleri gündüzün Anamızı babamızı çocuğumuzu büyütüyoruz Bir ağaç büyütüyoruz bir yerde Akla gelmez seviler büyütüyoruz Duyularımızın sarmaşığında Kedimizi köpeğimizi Ölümümüzü büyütüyoruz dizimizin dibinde Sabahattin Kudret Aksal
Sayfa 315
... Kadınlar konusuna pek insanca bakamıyor. Böyle çamurda debelenmesi, ne trajedi! Bu çamuru iyi bilirim: En iyisi yukarıdan bakmak ve neyin üstesinden geldiğini seyretmek. En ulu ağaç, en yükseklere uzanan ve köklerini en derinlere, hatta kötülüğün içine salan ağaçtır; ama o ne yukarı yükseliyor ne de aşağıları zorluyor. Hayvani şehvetler gücünü ve aklını kurutuyor. Üç kadın arasında parçalanmış ama hâlâ onlara minnet duyuyor. Onların kahrolası zehirlerini emiyor. Bu kadınlardan biri ona gül kokuları yayıyor ve kurban kılığına sokuyor kendini. Köleliği "hediye", "nimet" gibi gösteriyor; adamın köleliğini. Öteki kadın ona işkence ediyor. Yürürken koluna girmek için güçsüz birini oynuyor. Onun erkekliğine başını yerleştirebilmek için uyuyormuş gibi görünüyor, bu işkencelerden sıkılınca onu herkesin içinde küçük düşürme yoluna gidiyor. Oyun sona erince de, onu bırakıp hilelerini yeni bir kurban üzerinde uygulamaya başlıyor. Adam bütün bunlara kör kalıyor. Bu kadın ne yaparsa yapsın Breuer, hasta olduğunu düşünerek ona acıyor ve onu seviyor. Üçüncü kadın ise onu sonsuza dek ele geçirmiş ve elini kolunu bağlamış. Ama ben bu kadını ötekilere tercih ederim. En azından pençelerini saklamıyor!
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.