"Bir insan susunca, sesi içinde dolaşmaya başlıyordu. İyice yayılıyordu. Sonunda gözlerde, ellerde, oturuşta, yürüyüşte, ette kemikte çın çın ötmeye başlıyordu ses. Dünyayı anlamak için susmak yetiyordu."
Kemik Çayı, toplumumuzda psikolojik ve fiziksel baskılarla birlikte, kadınların üzerine yıkılan yoğun sorumluluklar üzerine yazılmış, 15 hikâyeden oluşmaktadır. Zorla evlendirilen, tecavüze uğrayan, eşiyle ayrıldığı için çocuğundan ayrı kalan ve hep susmak zorunda kalan kadınların hikâyesi...
Toplumumuzun acı gerçekliğini aktarırken, içinde bulunan hikâyelerin bir yerlerde yaşandığından eminim ve bir şeyden daha eminim ki bu kadınların hikâyesi sizlere çok tanıdık gelecek! Kendinizden, akrabalarınızdan, çevrenizden, çevrenizin çevresinden, sosyal medyadan, haberlerden vb. vb...
Toplumsal gerçekliklerin yüzüne bakmaya cesaretiniz var mı?
Kemik ÇayıHatice Dökmen · Destek Yayınları · 2020225 okunma
"Bir insan susunca, sesi içinde dolaşmaya başlıyordu. İyice yayılıyordu. Sonunda gözlerde, ellerde, oturuşta, yürüyüşte, ette kemikte çın çın ötmeye başlıyordu bu ses. Dünyayı anlamak için susmak yetiyordu."
“Konuşma dört kısımdır. Bir kısmı katıksız zararlı, başka bir kısmı katıksız faydalı, diğer bir kısmı hem zararlı hem faydalı, dördüncü kısmı ise, ne zararlı ne de faydalıdır. Katıksız zarar olan kısma gelince; bu kısımda mutlaka susmak gerekir. Çünkü onun zararı faydasını karşılayamaz. İçinde ne fayda ne zarar olan konuşmaya gelince; bu fuzuli konuşmadır. Zamanın heba edilmesi de zararın ta kendisidir. Bu bakımdan elimizde dördüncü bir kısım kalıyor. O halde konuşmanın dörtte üçü düştü, dörtte biri kaldı. Bu dörtte birin içinde de tehlike vardır, zira bu kısım içine riyanın inceliklerinden olan yapmacıklık, nefsini temize çıkarmak ve fuzuli konuşmak gibi günah olan şeyler karışır. Bu nedenle insanoğlu böyle bir konuşma ile kendisini tehlikeye atmış olur.
Kafka’nın Dönüşüm eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz?
Kaç kişi sanat adı altında Mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? Kız çığlıklar içinde kaçarken Mozart onun peşinde koşuyordu. Üstü başı