; bir kürek mahkûmu tesadüfen bir dostunun yanına düşse de zincir onları ayırır.
İdam mahkûmu!
"Tamam, neden olmasın? İnsanların, içinde işe yarayan tek şeyin şu cümle olduğu bir kitap okuduğumu hatırlıyorum, insanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmdurlar. O halde durumumda nasıl bir değişiklik oldu ki?"
Reklam
Bir idam mahkûmu ölümüne bir saat kala', eğer bir kayanın başında, yüksekte bir yerde, ancak iki ayağını atabileceği kadar daracık bir meydanda yaşaması gerekse, hemen önünde ise uçurum, okyanus, sonsuz bir karanlık, ebedi yalnızlık, ebedi bir fırtına olsa ve orada, öylece, bir karış yerde durması gerekse bütün hayatı boyunca, bin yıl, ebediyen - gene de yaşamak, ölüp gitmekten daha iyi dermis ya da öyle düşünürmüş! Yeter ki yaşayayım, yaşayayım, yaşayayım! Nasıl yaşamak olursa olsun, yeter ki yaşasın!.. Nasıl bir hakikat bu! Tanrım, nasıl bir hakikat! Insan, çok alçak! Bu yüzden ona alçak diyen de alçak.
Sayfa 170Kitabı okudu
248 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Hayvanlar ağlamaz...
Hayvanların doğaya ve insanlığa olan hizmetini kimse inkâr edemez. Özellikle evcil ve ehlileştirilmiş olanlar binlerce yıldır tek amaçlarının “hizmet” olduğu bu dünyada karın tokluğuna sayısız insanın yapmayı başaramayacağı şekilde çalıştırılıyorlar. Biz insan olarak ise hizmet ve eziyet kavramını karıştırıyor, hayvanları zulümle idare etmeye
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,9bin okunma
·
Puan vermedi
“Aslında Toplumu Sömüren Bütün Tefecileri Öldürmek Lazım!”
Albert Camus
Albert Camus
: “Suç ve ceza’yı okuduktan sonra, ilk kez, yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. ciddi olarak, bu işten vazgeçme ihtimalini ölçüp tarttım ” Dostoyevski Yeraltından Notlar’dan sonra, uzun süre, yapıtlarının en ünlüsü olan Suç ve Ceza’yı yazar. Suç ve Ceza” 1866 yılında çok önemli toplumsal olayların, moral sarsıntıların yaşandığı bir
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Alter Yayıncılık · 2012161,3bin okunma
Hepimiz öleceğimizi biliriz ama öldürüleceğimiz aklımıza gelmez, diye yazdım. Kim bilir kaç milyon bebek, doğduktan sonra sevinçle, alkışla karşılanmış, daha o anda yaşlanmaya başladığı ve ölüm mahkûmu olduğu anasının babasının aklından bile geçmemiştir. Daha da tuhafı hiç kimse doğan bebeğin bir gün öldürülebileceğini, bir cinayete veya bir kazaya kurban gidebileceğini, idam edilebileceğini, savaşta ölebileceğini düşünmez. Oysa bunların hepsi insanlar için. İnsanlık tarihi boyunca milyarlarca kişi "normal" denilen şekilde yaşlanıp ölmemiş, öldürülmüş...
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.