Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
184 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Her ne kadar bu eseri bitirsem de bu, ülkede olan mevcut olaylardan dolayı ileri gelen üzüntümü geçirmedi. "Kitaplara sığınıyorum" derim insanlara ama bu sefer sığınmak da işe yaramadı. İçimde sürekli bir acı, ölen "insanların" acısı. Bu acı geçecek gibi değil. Bakalım üzüntüm inceleme yapınca geçecek mi? Nurullah Ataç'ın okuduğum ilk eseri olmakla beraber bu eser iki adet deneme dizisinin birleşmesinden oluşuyor: "Diyelim" ve "Söz Arasında". Nurullah Ataç'ı sevdim aslına bakarsanız. Öz Türkçeyi savunması olsun görüşleri olsun kendisine bir yakınlık duymamı sağladı. Ataç edebiyat yapmak istemez aslında denemelerinde. Yani denemelerini "beğenilsin, güzel olsun" amacıyla yazmaz. Kendi ifadesi ile "kendinceliğine ulaşmak" için yazar. Nedir bu kendincelik? Yazarın tüm yönlerini ortaya koymasıdır. Övgüleri kabul edebildiği gibi yergileri de kabul edebilmelidir yazar. Kitabın arka kapağında bahsedildiği gibi "kirli çamaşırlarını bile ortaya döker". "Bence" ifadelerini çok kullanır. Söylediklerini genelgeçer bir doğru kabul etmez çünkü. İddialı ama aynı zamanda da anlayışlı ve hatalarını kabul etme yetisine sahiptir. Bu gibi "kendincelikler" Ataç'ta bolca var. O yüzden yazıları deneme gibi değil de kelimelerin bir insanın ağzından akması gibi geliyor. Ataç okuyacaklar, Ataç'ın tarzını mutlaka sevecek ve ona daha ilk paragraftan ısınacaklardır. Hayır, üzüntüm geçmedi... Geçmiyor.
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014153 okunma
204 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Uzun zamandır okuduğum en sürükleyici kitaplardan bir tanesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tanıtım yazısında geçen 'Polisiye, fantastik ve mizahi edebiyatın tadlarını ustaca kaynaştıran, olağanüstü özgün, çok iddialı bir kitap.' cümlesine sonuna kadar katılıyorum. Okurken aklım zaman zaman Çavdar Tarlasında Çocuklar'a gitmiş olsa da -okuyanlar sebebimi anlayacaklardır-, bir çocuğun bakış açısıyla yazılmış kitaplar söz konusu olduğunda aklıma ilk bu kitabın geleceğine eminim. Kitap oldukça sürükleyiciydi. Bu kitapta her şey vardı, siyaset dahi. Ama her şey bir yana benim gözümde kitabın en nezih yanı yazarın bir çok edebi esere/yazara/karaktere çok zekice atıfta bulunması oldu. Böyle yazarlara anında hayran kalıyorum ben ne yalan söyleyeyim. Daha önce Alper Canıgüz'ü neden okumamışım şaşıyorum kendime. En kısa zamanda bu kitabın devamı olan Cehennem Çiçeği ile birlikte diğer kitaplarını da okuyacağım.
Oğullar ve Rencide Ruhlar
Oğullar ve Rencide RuhlarAlper Canıgüz · İletişim Yayınları · 202010,9bin okunma
Reklam
Hele şu yaşamın değiştirileceği sözüyse çıldırtıyor beni. Bu tür sözler işitince perişan oluyorum. Yaşamı değiştirmek! Ne kadar iddialı bir söz. Oysa yaşamı zerre kadar anlamamış olan bir insan, ancak böyle bir laf edebilir. Bunlar yaşamın nasıl sürdüğünü, kalbinin nasıl çarptığını hissedemeyenlerdir. Onlar yaşamı kendileri tarafından işlenebilecek bir ham madde olarak görüyorlar. Düşünemiyorlar ki yaşam hiçbir zaman bir hammadde olmamıştır ve olamaz.
204 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Italyan asıllı,ingiliz ressam Dante Rosetti'nin eserindeki kadın,Romanın kapak görseli olarak kullanılmış.Istanbul yakınlarında bir kasabada,saçları kırmızı renge boyalı,göçebe çadır tiyatrosunda çalışan,oyuncu bir kadın ile,lise öğrencisi,kuyucu çırağı bir ergenin (Cem) tek gecelik aşkının sonuçları anlatılıyor,Doğu ve Batı efsanelerinden
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,4bin okunma
494 syf.
8/10 puan verdi
Cengiz Dağcı bir milletin hafızasıdır. Dağcı'nın yazdıkları, yaşadıklarıdır. Yaşadıklarını bire bir yazmasa da hayatından kesitler sunduğunu biliyoruz. Bu kitap, Kırım Türklerinin vatandan sürülüşlerini anlattığı bir roman. Kitapta, betimlemenin dibine vurulmuş resmen. Aytmatov kitaplarında bile bu denli tasvir yoktur desem iddialı bir laf etmiş
Onlar da İnsandı
Onlar da İnsandıCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 20202,871 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
HAZMI ZOR BİR HİKAYE: TRAINSPOTTING
YouTube kitap kanalımda Trainspotting kitabını önerip yeraltı edebiyatını anlattım: ytbe.one/IvPO-pKvUPw Yeraltı edebiyatı demişken Trainspotting'i unutmak olur mu? Sizi yerin dibine sokar bu kitap fakat yerinizden memnunsunuzdur zira çoktan orada olmak istemişsinizdir zaten. Hazmı zor bir hikayedir Trainspotting. Bazen kusasınız gelir, içinde bulunduğunuz durumdan kurtulmayı istersiniz. Ama çıkamazsınız. Sistem size çıkmanız için izin vermez. Ama bundan önce siz çıkmak istemezsiniz ki zaten. Kendimiz için televizyon, çamaşır makinesi, hayat, kariyer seçebilirken seçmemeyi seçebilir miyiz acaba? O kadar güzel eleştiriler var ki içinde. Sick Boy'un dediklerinden bile kitabın ne derece iddialı ve kendi hayatlarımızla paralel olabileceğini anlayabiliyoruz. Aslında bir bakıma bize distopya gibi görünen bu kitap, karakterler açısından bir ütopya halini almış. Sosyalistlerin sürekli yoldaşlarından, sınıfından, sendikalarından ve toplumlarından söz etmeleri bile bazı karakterlerin içine işlemiş olacak ki adamlar kendi yollarını belirlerken sırf bu şeylere sosyolojik bir eleştiri getirmek için kendi dünyalarını kurmuşlar. Sistemden kaçmaya çalışıyor gibi görünmek için değil kendinden kaçmaya çalışmamak için bu sistemin içinde olanların kitabıdır Trainspotting.
Trainspotting
TrainspottingIrvine Welsh · Siren Yayınları · 2013938 okunma
601 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.