Diyelim - Söz Arasında

Nurullah Ataç
Benim önemimin gerçek yanı, kısaca söyleyeyim onun ne olduğunu: doğruluğum. Edebiyatta, dil işinde yalandan kaçıp düşündüğümü bezeksiz, donaksız, olduğu gibi söyleyişim. Büyük bir şey değil ya, pek de küçümsemeyin" diyen Nurullah Ataç'ın yine içten, yine dolaysız anlatımıyla yazdığı denemeler ve edebiyat konuşmaları var bu ciltte.
184 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Şubat 1970
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

184 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Her ne kadar bu eseri bitirsem de bu, ülkede olan mevcut olaylardan dolayı ileri gelen üzüntümü geçirmedi. "Kitaplara sığınıyorum" derim insanlara ama bu sefer sığınmak da işe yaramadı. İçimde sürekli bir acı, ölen "insanların" acısı. Bu acı geçecek gibi değil. Bakalım üzüntüm inceleme yapınca geçecek mi? Nurullah Ataç'ın okuduğum ilk eseri olmakla beraber bu eser iki adet deneme dizisinin birleşmesinden oluşuyor: "Diyelim" ve "Söz Arasında". Nurullah Ataç'ı sevdim aslına bakarsanız. Öz Türkçeyi savunması olsun görüşleri olsun kendisine bir yakınlık duymamı sağladı. Ataç edebiyat yapmak istemez aslında denemelerinde. Yani denemelerini "beğenilsin, güzel olsun" amacıyla yazmaz. Kendi ifadesi ile "kendinceliğine ulaşmak" için yazar. Nedir bu kendincelik? Yazarın tüm yönlerini ortaya koymasıdır. Övgüleri kabul edebildiği gibi yergileri de kabul edebilmelidir yazar. Kitabın arka kapağında bahsedildiği gibi "kirli çamaşırlarını bile ortaya döker". "Bence" ifadelerini çok kullanır. Söylediklerini genelgeçer bir doğru kabul etmez çünkü. İddialı ama aynı zamanda da anlayışlı ve hatalarını kabul etme yetisine sahiptir. Bu gibi "kendincelikler" Ataç'ta bolca var. O yüzden yazıları deneme gibi değil de kelimelerin bir insanın ağzından akması gibi geliyor. Ataç okuyacaklar, Ataç'ın tarzını mutlaka sevecek ve ona daha ilk paragraftan ısınacaklardır. Hayır, üzüntüm geçmedi... Geçmiyor.
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
·
Puan vermedi
Nurullah Ataç bir otorite değil midir? İsmini taa ilkokul Türkçe kitaplarından biliyorum. O yüzden okumam gerek diyerek okudum ancak adam bir edebiyat eleştirmeni. Eleştiri okumak için çok çaylak olduğumu farkettim ve çok zor bitirdim. Nurullah Ataç döneminin yazarları için bir otorite imiş evet. Öyle hatır gönül arkadaşlık için kitap beğenmiyor asla sert bir eleştirmen. Hatır için olumlu cümle ısmarlayan yazarları yerin dibine sokuyor. Ancak yazar olarak değil de okuyucu olarak Ataç'ın hitap ettiği kitle çok kısıtlı. Kaçımız edebiyat eleştirisi okuyoruz ki?
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
Nurullah Ataç'ın okduğum ilk eseri. Yazar dilimiz,romanlar,şairler,şiirler,yazarlar,toplum ve değişik konularda düşündüklerini yazmış.Özellikle dilimiz Türkçe'ye büyük önem veren birisi. Şu günlerde dükkanlarına yabancı isim veren veya Türkçesi varken kelimenin İngilizcesini kullanmaya çalışan insanların olması acı bir durum.Bana göre insan en iyi kendi dilinde düşünür,yazar.Bu yüzden dilimize olduğunca önem vermeye çalışmalıyız. Nurullah Ataç edebiyatımızın büyük isimlerinden birisi.Bildiğim kadarıyla da Hasan Ali Yücel'in kurduğu klasikleri çeviren kurulun başındaki kişiymiş.Onun bu denemesini okumanızı tavsiye ederim.Farklı konularda bakış açınızı değiştirecek bilgiler mevcut.
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
"Türk eleştirmen, denemeci, yazar, şair.
Nurullah Ataç
Nurullah Ataç
Eleştiri ve deneme alanı dışında hemen hemen yapıt vermeyen sayılı yazar ve şairlerden biridir. Ataç, sadece devrik cümleyle değil, aynı zamanda özleşme akımı içinde Doğu ve Batı dillerinden alıntı kelimelere karşılık bulma ve bulunan öz Türkçe kelimeleri denemelerinde kullanmasıyla da bilinen bir yazardır.
Nurullah Ataç
Nurullah Ataç
hangi türde eser vermiştir? Pekii Nurullah Ataç edebiyatımızda deneme ve eleştirileriyle bilinse de şiir, mensur şiir, çeviri, hikâye ve tiyatro türlerinde de yazılar kaleme almıştır. Ancak bu alanlarda pek de başarılı olamadığını düşünen Ataç, bir süre sonra tüm dikkatini deneme, eleştiri ve çeviri yazılarına vermiştir Gelelim kitaba
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz Arasında
."Benim önemimin gerçek yanı, kısaca söyleyeyim onun ne olduğunu: doğruluğum. Edebiyatta, dil işinde yalandan kaçıp düşündüğümü bezeksiz, donaksız, olduğu gibi söyleyişim. Büyük bir şey değil ya, pek de küçümsemeyin" diyen Nurullah Ataç'ın yine içten, yine dolaysız anlatımıyla yazdığı denemeler ve edebiyat konuşmaları var bu ciltte. "Bir kişinin değerini başkaları daha iyi ölçer. Kendisi büyültür gözünde, yapamadıklarını, başaramadıklarını da olmuş bitmiş zanneder. Küçülttüğü de olur, ulaşmak istediğine ulaşamamıştır, bunu anlar da büsbütün sarsılır kendine güveni, ortaya koyabildiklerini de görmez olur, boşuna yaşamış sayar kendini."
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
Önemli bir eleştirmen
184 syf.
7/10 puan verdi
Eser, çağdaş edebiyatımızın en önemli eleştirmen ve düşünürlerinden #nurullahataç 'ın denemelerinden biri. Cumhuriyet döneminde yalnız deneme ve eleştiri yapan yazar, ömrünün son yılları olan 1950'lerde dile getirdikleriyle oldukça sağlam bir tartışmacı ve sözünü esirgemeyen bir otorite profili çiziyor. Özellikle Türk dilinin özgürleştirilip öz-Türkçeye dönülmesi uğrunda pek çok edebiyatçıyı eserinde çoğu zaman kendi türettiği kelimelerle vuruyor. Kimi zaman sıkıcı gelse de sürekli aynı yerden yani dilden vurmasını tekrar tümcelerle kimi zaman da özgün fikirleriyle de göz doldurmasını biliyor. Mesela, orta öğretim okullarına devrimleri daha iyi özümsemek ve Batı dünyasını daha iyi anlayabilmek adına bizim eski geleneksel edebiyatımızın yerine Yunan-Latin edebiyatını getirmek, tüm bilimsel gelişim ve yenilikler (özellikle dilde) için çocuklarımıza ekstra Yunanca-Latince dillerini öğretmek gibi. Cumhuriyet sonrasının etkin isimlerinden olan yazar, diğer denemelerinde ise #şiir #destan #rubai #hikaye ve #roman hakkındaki düşüncelerini eleştirdiği yazarlara cevap niteliğinde görüşlerini açıklıyor. Nurullah Ataç önemli bir edebiyatçı olabilir ancak taze cumhuriyetin ilk yıllarında Türk diline verdiği hizmetler bir yana kendisinin dahi yazamadığı ve bugün kullanılmayan kelimeler ışığında tekrar eleştirileri beni biraz sıktı doğrusu. Ömrünün sonlarında belirli bir olgunluk ile söyledikleri ve kimseyi takmama rahatlığı bu yüzden...
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
sohbet niyetine her gece 1 tane okumalık çok güzel denemeler... nurullah ataç bir çocuk olsaydı inatçı, bilmiş çocuklar gibi olurdu. bunu kötü anlamda söylemiyorum elbette. kendisi öz türkçeyi savunuyor ve kitaptaki çoğu deneme bu konu ile ilgili. hatta yabancılayacağımız kelimeler de kullanıyor, parantez içinde bizim bildiğimiz anlamı yazılı, bunu beğendim, yeni kelimeler öğrendim. ayrıca başka yazarlar hakkında da yazmış. bu da hoşuma gitti. diğer kitaplarını da okuyacağım...
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
184 syf.
1/10 puan verdi
Okuduğum en berbat kitaplardan biri. Uydurukça bir dil üretmiş. Ne Osmanlı Türkçesine ne günümüz Türkçesine uyan bir tuhaf ideolojik körlük örneği.
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014173 okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
ATAÇ; edebiyatçı, ama bir yandan da gazeteciydi. Günlük fıkraların aceleciliği içinde bugün değerlerini büsbütün yitirmiş yazıları çoktur. Gene de hiç değilse on cildi dolduracak sağlam bir eser bırakmıştır ardında. Gayet başarılı bir deneme, inceleme ve eleştiri yazısıydı. Bende olduğu gibi sizin de düşünme gücünüzü ve eleştiri yeteneğinizi geliştireceğini düşünüyorum. Çevrenize daha eleştirel bir gözle bakmanızı sağlayacağından eminim. Mutlaka okuyun. Çok değerli bir eser -en azından bence-. Şiddetle tavsiye ederim.
Diyelim - Söz Arasında
Diyelim - Söz ArasındaNurullah Ataç · Varlık Yayınları · 1970173 okunma

Yazar Hakkında

Nurullah Ataç
Nurullah AtaçYazar · 20 kitap
Nurullah Ataç (d. Nurullah Ataç, 21 Ağustos 1898 - 17 Mayıs 1957), Türk eleştirmen, denemeci, yazar, şair. Eleştiri ve deneme alanı dışında hemen hemen yapıt vermeyen sayılı yazar ve şairlerden biridir. Hayatı Nurullah Ataç, 21 Ağustos 1898'de Hammer'in Osmanlı Tarihi isimli kitabı Türkçeye çeviren Mehmet Ata Bey'in oğlu olarakİstanbul'da doğdu. Nurullah Ataç'ın babası Mehmet Ata başarılı bir bürokrat idi. İlkokuldan sonra Galatasaray Lisesi'nde 4 yıl okudu. Daha sonra eğitimini İsviçre'de sürdürdü. Babasının ölümünün ardından 1919'da İstanbul'a döndü.1922 yılına kadar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni sürdürdü tamamlayamadı. Fransızca öğretmenliği ve çevirmenlik yaptı. 1945'ten sonra Cumhurbaşkanlığı çevirmeni olarak görev yaptı. 1926 yılında Leman Ataç ile evlendi. Bu evlilikten 1926'da, daha sonra babasının yaşamından kesitler anlattığı kitabı "Babam Nurullah Ataç"ı yazacak olan Meral Ataç Tolluoğlu doğar. TDK yayın kolu başkanı oldu. İlk şiirleri Dergâh'ta yayımlandı. Fransız, Latin ve Rus klasiklerinden çeviriler yaptı. Gazete ve dergilerde eleştiri ve deneme türünde yazılar yazdı. Eleştiri yazılarıyla Türk edebiyatında izlenimci eleştirinin ilk örneklerini verdi. Akşam'da tiyatro eleştirmenliği, Hakimiyeti Milliye, Ulus, Milliyet, Tan, Posta, Cumhuriyet, Son Havadis, Dünya gazetelerinde eleştiri yazıları çıktı. Denemeleri Türk Dili, Varlık, Yedi gün, Ülkü, Seçilmiş Hikayeler dergilerindedir. Nurullah Ataç’ın pek çok kez kullandığı takma isimlerden bazıları Sabiha Yağızlar, Alkan, Ahfeş, Süha Kavafoğlu, Ali Gümrükçü olarak sıralanabilir. Ataç yazı yaşamına tiyatro eleştirisi ile başlamıştır. İlk yazısı 1921’de Dergâh’ta yayımlanan “Türk Tiyatrosunda İlk Göz Ağrısı” adlı tiyatro eleştirisidir. Ataç, tiyatro eleştirisi ile ilgili yazılarını Dergâh ve Akşam dışında Hâkimiyet-i Milliye, Milliyet, Son Posta, Haber-Akşam Postası, Ulus, Son Havadis gazetelerinde ve Hayat, Darülbedayi (Türk Tiyatrosu), Yeni Adam, Ülkü dergilerinde yayımlamıştır. Bu gazete ve dergilerde 1921-1957 yılları arasında tiyatro hakkında yaklaşık 125 yazısı bulunmaktadır ve bu yazıları kitaplarına girmemiştir. Ataç, tiyatro eserleri için yazdığı eleştirilerle Türk tiyatrosu için bir yol gösterici olmuştur. Batılı tiyatroyu yakından tanıyan Ataç, Türk tiyatrosunun ve seyircisinin Batı’nın seçkin oyunlarını oynayacak ve izleyecek düzeye gelmesi için çok çaba harcamıştır. Ataç tiyatro hakkında yazmış olduğu eleştirilerle yalnızca tiyatro sanatı ile ilgili teorik görüşlerini ve Türk tiyatrosunun tarihî gelişimini gözler önüne sermekle kalmamış, aynı zamanda bu sanatın ülkemizde gelişimine de katkıda bulunmuştur. Yazınsal Biçimi Dilde yalınlaşma ve özleştirme deviniminin savunucularındandır. Türkçedeki yabancı sözcükleri kullanmamış, dille düşünce arasında dolaysız bir ilişki olduğunu, somut düşünme geleneğinin doğabilmesi için kavramların saydam, hangi kökten geldiklerinin anlaşılır olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu yol da, Ataç'a göre, Latince, Grekçe, Farsça, İngilizce,Arapça gibi yabancı dillerin eğitimini zorunlu kılmak başarılamayacağına göre, bunlardan alınan sözcüklerin Türkçeleştirilmesinden geçer: “ Uydurma dil dediler mi, bir şey söylediklerini sanıyorlar. Söyleyim ben size; Bu uydurma sözünü, Türkçecilik akımına karşı bir silah diye kullanmaya kalkanlardan ne dediğini bilen, şöyle gerçekten düşünerek konuşan bir tek kişi tanımıyorum. Evet, uyduracağız, bizim yaptığımız, uydurduğumuz kelimeler de yavaş yavaş halka işleyecek, eski Arapça, Farsça kelimelerin işlediği gibi. Onların yerini tutacak. ”   Bazı yazılarında arı Türkçe kullandığı için anlaşılmaz olarak eleştirilmiştir. Onu eleştirenler arasında Attilâ İlhan, Halit Fahri Ozansoy gibi isimler vardır.[3]Divan Edebiyatıgeleneğini iyi bildiği anlaşılır, kişisel olarak zevk aldığını da belirtir, fakat zamanını doldurmuş bir yazın olduğu görüşündedir. Yazı diliyle konuşma dili arasındaki uçurumu kapatma çabasının bir parçası olarak özgün Türkçeyi ve devrik tümceyi kullanmasıyla döneminin yazarlarını da, daha sonraki kuşakları da etkilemiştir. “ Oysaki ben, öz Türkçe için nice kazançları teptim, rahatımı kaçırdım, üzdüm kendimi, adımı deliye çıkarttım. Hepsi de ne dediklerini bilmez, kafalarına düşüncenin gölgesi bile girmemiş birer alıktır bana deli diyenler. Öz Türkçeye özenişim de duygularımın etkisiyle değildir. Latince, Yunanca öğretilmeyen bir ülkede tek doğru yolun, tek usul (akla uygun) yolun öz dile gitmek olduğunu düşüncemle anladım da onun için o yolu buldum. ”   Ölümü 1955 yılında gut ve şeker hastalığı ortaya çıktı. Eşinin 1955 yılında ölümünün ardından karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları başladı. 17 Mayıs 1957 yılında İstanbul Numune Hastanesi'nde öldü. Ölümünden sonra birçok yazın ve sanat dergisinde kendisi için özel sayı çıkartılmıştır ve hakkında 2 kitap hazırlanmıştır. Bunlardan ilki 1959'da Tahir Alangu'nun hazırladığıAtaç'a Saygı isimli, O'nun için yazılmış yazıların derlendiği bir kitaptır. İkincisi ise, Türk Dil Kurumunun 1962'de Ankara'da çıkardığı Ataç isimli kitaptır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.