Aşk soyut bir kavramdır. Düşüncesiyle özgün olan insan yaklaşımsal olarak aşkı her anlamda değerlendirebilir ve yargı üretebilir. Soyutluklardan determinist bir çözüm üretemezsiniz bu ancak pozitif bilimin yanıtlayacağı bir şey olabilirdi. Bu açıdan soyut kavramlar öznel yargılara mahkumdur. Binlerce yıllık insan neslinin ve milyonlarca yıllık
Koruyucu olacak filozof, Platon'a göre, mağaraya geri dönüp, hakikat güneşini hiç görmemiş olanların arasında yaşamalıdır. Anlaşılan Tanrı'nın kendisi de, yarattığını düzeltmek isterse, aynısın yapmalı; Hristiyan bir Platoncu, vücut bulmayı böyle yorumlayabilir; ama Tanrı'nın neden idealar dünyasıyla yetinmediğini açıklamak hala olanaksızdır. Filozof mağarayı var halde bulur ve iyilik olsun diye mağaraya döner; ama Yaratıcı, her şeyi yarattıysa, mağaradan tamamen uzak durabilirdi.
Kitabın temeli bir varoluş, kendini arayış çabasına dayanıyor. Buradan hareketle Platon'un "idealar kuramı" ile ilgili çıkarımlarla bile karşılaşıyoruz kitap boyunca. Doğru/yanlış, iyi/kötü gibi kavramlar gerçeklik ve zaman kavramlarıyla birlikte işleniyor. Galiba kitabın en çarpıcı özelliği de bu... Karakterlerin de aslında hayatta tutunacak bir şey, bir denge aradıklarını, varoluşlarına bir sebep bulmaya çalıştıklarını anlıyoruz.
Uzun bir kitap olmasına rağmen akıcı dili sayesinde kısa sürede bitirilecekler arasında ve üzerine düşünülecek argümanlar bulundurması açısından da oldukça zengin...
Platon’un İdealar Kuramı, Hristiyanlığın
"ana rahmine düşmenin Tanrı’nın kusursuzluğundan uzaklaşarak, acının ve ölümün kötü dünyasına düşmek" olarak görüldüğü ilk günah doktrini için felsefi bir temel oluşturmaktadır.
Genel idealara sahip olması insanı hayvandan kesin olarak
ayırır; bu hayvanların yetilerinin hiçbir biçimde ulaşamadıkları bir üstünlüktür. Hayvanların tümel idealar için genel imler kullandıklarını gösteren bir belirti bulamadığımız apaçık olduğuna, ne bir sözcük ne de başka bir genel
gösterge kullanmadıklarına göre, hayvanların soyutlama
yapma ya da genel idealar oluşturma yetilerinin olmadığını düşünmek için yeterince gerekçemiz var.