750 syf.
10/10 puan verdi
O halde bu kondisyonları elimine ederek insan yaşamının sınırsız bir şekilde mükemmelleştirebileceğine mi inanmaktaydı ? İnsan bütünselliğinin temel bölümleri olarak insanların vazettiği kanunlardan farklı,doğanın koyduğu genel koşullar mevcuttu: beslenmenin idamesi için kıyıma olan gereksinme:insan varoluşunun uç noktalarındaki,doğumun ve ölümün dayanılmaz acıları:primatların ve özellikle)insan dişilerinin ergenlik çağından menapoza dek süren tek düze adet görme hali:deniz,madenocakları ve fabrikalarda kaçınılmaz kazalar:kimi pek ıstıraplı hastalıklar ve bunların neticesinde yapılan cerahi ameliyatlar,fıtri akıl hastalıkları ve doğuştan alma suçluluklar,insanları kırıp geçiren salgınlar:korkuyu insan zihninin temel yaklaşımı haline getiren yok edici felaketler:merkezleri kesif kalabalık bölgelere rastlayan deprem felaketleri:bebeklikten olgunluğa ve zevale dek büyüme gerçeği
Ulysses
UlyssesJames Joyce · Norgunk Yayıncılık · 20151,093 okunma
298 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap insanoğlunun en büyük hayallerinden biri düşünce gücü ile bir yerden bir yere naklin (sıradan bilim kurgularda ışınlama, çizgi romanlarda teleport, bu kitaptaki adı ile jaunteleme) keşfedilmesi ile başlıyor. Ondan sonra zaten 2400 yılına atlıyoruz. Saldırıya uğrayan gemisinde mahsur kalan Gully Foyle günler süren beklemenin ardından kendisini almadan geçen "Vorga" isimli geminin ardından intikam ateşi ile yanmaya başlar, olaylar gelişir. Bilim kurgu tekniğinin çok üzerinde bir anlatımla insan ırkının açgözlülüğü ve toplum eleştirisinin düşmanlığı Dünya Klasikleri seviyesinde anlatılmış olması su katılmadık bir bilim kurgu bekleyenleri hayal kırıklığına uğratabilir. Tıpkı bende olduğu gibi... Özellikle ilk 4 bölüm aşırı derecede sıkıcı geldi. Arkasından 5 ve 6 bölüm ile hızlanan tempo, sonrasında giderek düştü ve son bölümde neredeyse dayanılmaz bir hal aldı. Gelecekteki yaşamın kaotik olması klişesini saymazsak (ki kitabın yazıldığı tarih itibari ile bu klişenin öncüsü olabilir, saymayalım) kurgu açısından kusursuz olduğunu söyleyebilirim. umutcalisan.com/2014/04/kaplan-...
Kaplan! Kaplan!
Kaplan! Kaplan!Alfred Bester · İthaki Yayınları · 20171,413 okunma
Reklam
340 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Kitap bize "BOŞNAK" halkının yüzyıllardır süren ve toprakları, değerleri uğruna feda ettikleri insanları , umutları ve hayatları anlatmaktadır. Aslında tarihten 4 yılı anlatıyor ama siz yılların/ataların onlara- gerek hikayelerle diyin gerek genlerle diyin- aktardığı yaşanmışlıkları okuyor ve anlıyorsunuz. Kitabın diğer bölümlerinden
Sevdalinka
SevdalinkaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202013bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kendimi, bu kitabı Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sından hemen sonra okuduğum için hep şanslı görürüm. Bu sayede iki kitabı daha net bir şekilde karşılaştırabildiğimi düşünürüm. Okuyanlar umarım bana hak vereceklerdir ki Kürk Mantolu Madonna'da anlatılan aşk yer yer ütopikleşir. Erişilmesi ve yaşanması zor hâle gelir. Aylak Adam'daysa hikâye bana olabildiğince gerçeğe yakın gelmiştir. Yusuf Atılgan, olayı kafasında baştan beri o kadar iyi kurmuştur ki, ana karakter C.'nin kitap boyuncaki rahatlığını ta en başta aileden zengin oluşuna vermemizi istemiştir. En azından ben yazarın bu mesajı vermek istediğini düşündüm okuyuşum esnasında. Normal bir hayat süren sıradan bir insan asla C. gibi davranamazdı benim nezdimde. Ve davransaydı belki de kitabı bitirmeden bir köşeye atardım. Fakat C., kitap boyunca zaman zaman zengin züppeliğine kaçan tavrını çok iyi koruyor. Mesele aşk olunca gerçeklikten kopmadan durumu anlatabilecek çok az kitap vardır. Çünkü mevzuyu yazması ayrı zor, hisleri uçlara kaçmadan ve gerçekten kopmadan aktarabilmek daha ayrı zordur. Yusuf Atılgan bence, sonradan Türk edebiyatının da mihenk taşlarından olan bu kitabında, bunu çok iyi başarıyor. Soranlara hâlâ bu kitabı "okuduğum en gerçekçi aşk kitaplarından biri" olarak tanımlar ve tavsiye ederim. Ve mümkünse siz de Kürk Mantolu Madonna'yı ve Aylak Adam'ı arayı soğutmadan okuyunuz ki, edebiyatımızın en değerli kitaplarından olan bu iki kitabı işleyişleri açısından karşılaştırma imkânını kendiniz de elde ediniz. Ben, yukarda belirttiğim gibi, tesadüfen bu dediğimi yaptım ve bir okur olarak bu yaptığımdan da çok büyük keyif aldım.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201919 okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
Bu roman için "Livaneli çok siyasi yazmış!" eleştirilerine hayretler içinde kaldığımı söylemeliyim. Elbette öyle! Kanımca her sanatçının bir siyasi kimliği olmalı. Sağcı, solcu, hümanist, komünist, milliyetçi, vs. mutlaka bir "-izm"den etkilenmiş, bir ve/veya birkaç felsefi akımı özümsemiş olmalı ki toplumu ileriye
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,6bin okunma
60 syf.
7/10 puan verdi
Küçük Prens (Antoine De Saint-Exupéry) tadında bir kitap. Basit bir hikaye ve bunun etrafında verilen mesajlar. Her ne kadar mesajlar güzel olsa da, örneğin kendini tanımak için kendi dışına çıkman gerekliliği, dilinin basitliği kitabı muhteşem yapmıyor. Çok kısa bir kitap. Bendeki basım 19 sayfa. Bir deneme yazısı olarak da yayınlanabilirdi pekala. Bu tür bir eseri benim gibi bir insan yazsa muhteşem denilebilir, fakat sözkonusu Saramago olunca bu kadar basit olmamalı diyor insan. Sonuç olarak illa okuyun diyemeyeceğim bir kitap. Saramago'yu hatmetmeye karar verdiğimden okudum ben de. Gerçi yarım saatlik bir kitap neticede. Okuyun, en iyisi. :) Ankara tren garından selamlar, iyi okumalar.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,4bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.