Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İki yıl oluyor, yaşlı bir kadın tanımıştım. Bir hastalık geçiriyordu, bu hastalıktan öleceğini sanmıştı. Tüm sağ yanına inme inmişti. Yalnız bir yarısı bu dünyadaydı, öbür yarısı şimdiden yabancıydı kendine.
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür bir kişiye; Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye.. Anılarından Kale yapıp sığınsa bile, Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
Reklam
Sarp’ın büyük dedesi Süleyman, çocuklarıyla hiç ilgilenmemişti. Yemekten önce alanlarına birer öpücük kondururdu, o kadar. 1870 lerde, yapacak önemli işleri vardı. Üstelik çocuklar, kadının işiydi. Sarp’ın dedesi Salih’in 6 çocuğu oldu. O da çocuklarıyla pek fazla zaman geçirmedi, özellikle de, onlar bebekken. Eşi çocuklarla gayet güzel ilgileniyordu. Sarp’ın babası Remzi‘nin 3 çocuğu oldu. Sarp, altıncı yaş gününü hatırlıyor, 4 Aralık 1955. Babası ona bir olta hediye etmiş ve o günden sonra her pazar onu balık tutmaya götürmüştü. Öbür iki kardeş kızdı ve evde anneleriyle kalırlardı. Sarp’ın oğlu var. 1980 yılında doğan Cenk. Doğumeviinde Cenk’e ilk banyosunu Sarp yaptırdı. Evde de onu yıkamaya devam ettir, suyun altında oğluna masaj yapardı. Cenk buna bayılırdı. Geceleri Cenk uyandiginda, Sarp onu yeniden uyutmak için saatlerce sallardı. Bugün Cenk’in eşi hamile. Cenk, evde kalıp bebeğe bakmak için patronundan altı ay izin istedi.
Sayfa 18 - Günışığı Kitaplığı
"Özdemir Asaf "
Burnunun dibinde olsa ne olacak? Seni anlamıyorsa, Ama birisi vardır ki dünyanın öbür ucunda.. En ihtiyaç duyduğun anda, İki satırıyla bile olsa. Bir çırpıda yanı başında.. Mesafe uzaklıklarda değil, Mesafe fedakarlıkta.
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Saat sesi bu yüzden onlar için şadırvanlardaki su sesleri gibi hemen hemen iç åleme, büyük ve ebedî inançların sesiydi. Onun, kendisine mahsus, hayatın her iki buudunda genişleyen hassaları vardı. Bir taraftan bugününüzü ve vazifelerinizi tayin eder, öbür taraftan da peşinde koştuğunuz ebedî saadeti, onun lekesiz ve arızasız yollarını size açardı.
Reklam
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
İnsan hala zalim güçlü yine gücünü aldığı dava adına kan dökücü,fesat çıkarıcı. kurban kurtulduğu anda zamanının celladı. haklıymış Karadeniz sürgünü şair hala"İnsan insanın kurdu". İnsanın yaratıldığı günden bu yana sadece iki millet vardı aslında.çünkü insanın bir yanı melekse öbür yanı şeytan,yarısı habil öbür yarısı kabil'di.bir yanı su ise bir yanıda ateşti.
Sayfa 594Kitabı okudu
Savaş ilkelliktir, önce iki ağacın arasına çizgi çizip sonra çizginin öte yanında kalan ağaca göz koyan insanın çizgiyi kendi lehine genişletme iştahı ve hırsının vücuda gelmesidir. İnsanın kendi çıkar ve refahı için kendi özgürlük ve mutluluğu için çizginin öbür tarafındaki diğer insanları nasıl da acımasız olabileceğinin ispatıdır. Savaş korkunçtur.
Sayfa 15 - Mahir Ünsal ErişKitabı okuyor
İşin kötüsü de halk tek başına; danışacağı, yol yordam gösterecek kimi kimsesi yok. Yalnızca Tanrısı ve çarı var, işte bu iki güce ve bu iki umuda sarılmış, onunla ayakta duruyor. Öbür yol göstericiler de dokunmadan yanından geçiveriyor.
Sayfa 1175 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.