Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İki sezgili göz iki sezgili gözle bakıştı ve iki zeka, anında kaynaştı. Bir tarafta aydınlık zihinli ilahi sahtekar, yani Dean, öbür tarafta karanlık zihinli şair sahtekar, yani Carlo Marx.
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür bir kişiye Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye Anılarından kale yapıp sığınsa bile Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye
Reklam
"İkiye bölünmüş bir bütün gibi yaşadım. Bir yanım öbür yanıma düşman.."
Barbany iç geçirerek başını iki yana salladı. İçinde kovalamaca olan bir şeyler okumak istiyordu canı ya da hayata tutunmaya çalışan bir öküzün hikâyesini veyahut dövüşlü bir şeyler.
İşte orada ölümü de düşündüm. Ölüm pek ürkütücü gelmiyor insana. Yine de ölümü kabul edemiyorsun. Kesin bu. O ara bilimi falan düşünüyorsun. İki yüzyıl, üç yüzyıl sonrasını düşünüyorsun. Bilimin insanlığa getireceği şeyleri. İçinde bulunduğun durum anlamsız geliyor sana, saçma geliyor.lonesco'nun oyunları gibi bir şey. Yaşaman gerektiğini
NAC Anlaşma
Aynı altı adımı, bir iş anlaşması için pazarlık yaparken bile kullanabilirsiniz. 1) İlk adım, hazırlık işlerini yapmaktır. Ne istediğinizi, bunu elde etmenize neyin engel olduğunu net bịçimde bulgulayın. Öbür kişi ne istiyor? İkinizin de çıkarlarınız nedir? Başarılı bir anlaşma olduğunu nereden anlayacaksınız? 2) Öbür kişinin, acıyı anlaşmayı yapmamaya, zevki de yapmaya bağlamasını sağlayarak kaldıraç oluşturun. 3) Anlaşmanın oluşmasını engelleyen inanç ya da fikirlerin paternini kırın. 4) İkinizin de daha önce düşünmediği, ama ikinizin de ihtiyaçlarına cevap verecek bir alternatif yaratın. 5) Bu alternatifi takviye etmek için sürekli olarak zevkini ve olumlu etkilerini güçlendirin. 6) Herkes için iyi sonuç verip vermeyeceğine bakın. İki tarafın da kazanacağı bir durum sağlayın. Bu sağlanmışsa, başarılı sonuca bağlayın.
Sayfa 186 - Anthony RobbinsKitabı okuyor
Reklam
Hayat, nasıl iki kutbun arasında çalışıyordu? Bir tarafta insan için bir yığın yükseltici şey, öbür taraftada sanki bütün bu yükseltici şeylerle aramızı kesmek, bizi onlardan ayırmak isteyen küçük endişeler, hesaplar, bedava düşmanlıklar vardı.
Sayfa 151 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
Oxford kenti, özellikle de oralıların çarnaçar iyi hava saydıkları şey gelip çattığında, yani Trinity'de, kalabalık oluyor, dahası tıklım tıklım dilencilerle doluyor. Öbür mevsimlerde zaten sayıları bir hayli olan dilenci nüfusunda, ilkbaharda ve yazın bir bölümünde çıldırtıcı, ölçüsüz bir artış görülüyor. Kentin öğrencisi kadar dilencisi var
Çevremize, ama bu arada kendimize de bakışımız her gün değişiyor. .. karanlıkta kalan insan, bir çocuk gibi korkudan şarkı söylemeye başlamamalıdır. Oysa insanın bu dünyada nasıl davranmak gerektiğini biliyormuş gibi yapması, aslında korkudan söylenen bir şarkıdır; bağırışınla yeri göğü sarsabilirsin, fakat bu sadece korkudur! Ayrıca şuna da inanıyorum ki, hepimiz atlarımızı tırısa kaldırmış gitmekteyiz! Hedeflerden henüz çok uzağız, hedefler yakınlaşmıyor, onları hiç görmüyoruz, daha yolu­muzu çok şaşıracağız ve atları değiştirmek zorunda kalacağız; ama günün birinde - öbür gün ya da iki bin yıl sonra - ufuk akmaya başlayacak ve dev dalgalarla üstümüze saldıracak! .
Sayfa 359 - YKYKitabı okuyor
"Evet, evet kıymetlim," diye geldi cevap, "söss verdik: Kıymetli misi koruyalım diye, O'nun eline geçmessin diye hiçbir saman sahip olmasın diye. Ama O'na gidiyor, evet, her adımda daha bir yaklaşıyor. Hobbit onunla ne yapacak merak ediyoruss, evet merak ediyoruss." "Bilmiyorum. Elimden bir şey gelmes. Beyde o.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.