Benim iyi olmaya çalışan kötü bir kız, onunsa kötü olmaya çalışan iyi bir oğlan olduğunu söyleyip kendimize gülerdik. Yıllar içinde bu roller değişti, sonra tekrar değişti, ta ki çift yönlü tabiatlarımızla barışana kadar. İkimiz de çelişkili ahlak anlayışına sahiptik; karanlık ve aydınlık.
Sona gelmiş olmak
"Kendimi duygusuz hissediyordum. Biz böyle olmamalıydık. Bu biz değildik. Biz çok başkaydık. İkimizin arasındaki ilişki çok daha canlıydı. Biz birbirimizi severdik. Birlikte gülerdik, birbirimizle dalga geçerdik, birbirimize laf atıp eğlenirdik. Ama o an ikimiz de aynı güvensizlik duygusunun içindeydik, ikimiz de eskiden aramızda olan yakınlığı ve içimizdeki aidiyet duygusunu çok özlüyorduk."
Reklam
Bir Aşk Hikayesi
Bizimkisi bir aşk hikayesi, Siyah beyaz film gibi biraz Gözyaşı, umut ve ihtiras Bizimkisi alev gibi biraz Alev gibi.. Bizimkisi bir aşk hikayesi, Siyah beyaz film gibi biraz
" Aişecik, senin bana ne zaman kızdığını biliyorum ben..." "Ben size nasıl kızabilirim ki ey Allah'ın Resulü..." Çenemden tutup gözlerimin içine gülümseyerek bakardı... "Bana için için kızdığında ey İbrahim'i Rabbi diye konuşursun. Benimle iyi olduğundaysa ey Muhammed'in (s) Rabbi diye konuşursun..." İkimiz de gülerdik...
Sayfa 116Kitabı okudu
Yaşar Kemal Murtaza'yı anlatıyor.
"Murtaza'yı yeni yazmaya başlamıştı, bu tipiyle dolu doluydu. Anlatıp gülüyor, anlatıp gülüyordu. Sonunda beni aldı Murtaza'ya götürdü. Murtaza ile konuşmaya başladık, birdenbire Murtaza, “A be efendiler”, dedi, “beni tanır mısınız? Ben Bekçi Murtaza'yım, görmüşüm sıkı kurs, almışem amirlerimden disıplın.”Orhan'la ikimiz iki yerden gülmeye başladık. Murtaza, neye gülüyoruz diye şaşırıp kaldı. Yıllar geçti Murtaza'nın bu hâlini ikimiz de unutamadık. Arada sırada tekrarlar, Murtaza'nın hâline gülerdik. Sonradan Murtaza'yla öylesine dost oldu ki, ondan hiç ayrılmaz oldu. Her akşam, bekçiyi olduğu yerden alır, kolkola Adana’da şöyle bir volta vururlardı." Böyle anlatıyor Yaşar Kemal, Önemli Not kitabındaki Murtaza'nın 2. bölümü için yazdığı önsözde. Peki, Orhan Baba nasıl anlatıyor Murtaza'nın sonunun ne olacağını? Bunu da 29 Ekim 1968 tarihli Fikret Otyam'a yazdığı mektuptan okuyalım. "... Belki de Murtaza'nın ikinci cilde. Elimde daha yığınla malzeme var, yazılmış, ikinci cildin sonunda “Deyyus”u ne yapayım bilmem ki? Şaşırdım kaldım. Öldürmekten nefret ederim. Akıl hastanesine sokmak en iyisi ama, bu hususta en küçük bir bilgim yok. Önce galiba hastaneye sokacağım. Bir fistül ameliyatı. Parmak atılmak gerekecek, Murtaza ameliyat masasından kalkıp oturuverecek: –Abe erkek adama atılır mı parmak? Anan yahşi, baban yahşi... Dinlemeyecek, sonunda kesip atacak: –Ölürüm, gene de attırmam parmak! ..."
Benim iyi olmaya çalışan kötü bir kız, onunsa kötü olmaya çalışan iyi bir oğlan olduğunu söyleyip kendimize gülerdik. Yıllar içinde bu roller değişti, sonra tekrar değişti, ta ki çift yönlü tabiatlarımızla barışana kadar. İkimiz de çelişkili ahlak anlayışına sahiptik; karanlık ve aydınlık.
Reklam
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.