Ne ki, târihi yazan el, toprağı, ırzı, nâmūsu, îmânı ve istiklâli uğruna açılan cihatlarla, zümre ve şahıs menfaatlerinin, kinlerin ve türlü hayvânî ihtirasların birikmiş olduğu bir tortuyu karıştırırken "Ben, ben..." demekten kurtulamamış insan oğlunun, iktidar hırsı buyruk ve saltanat şehveti uğruna göze aldığı vahşet ve gaddarlıklarını, o ırz ve îman uğruna girişilmiş ulvi cihatlardan ayırabilecek mi?