Çip, aşı, illuminati, siyonistler, masonlar, corona, uygur türkleri, doğu türkistan, telefon, tablet, çamaşır/ bulaşık makinesi, elektrikli süpürge, zalim, zulüm, masumlar, körler, nankörler, bakan körler, sormayalar, sorgulamayanlar, düşünmeyenler, alışılagelmiş yaşayanlar, dini gelenek kılanlar, islamiyeti; yanlış temsil edenler, farzı tarz edenler, okumayanlar, okuyup da anlamayanlar, öğrendiği hayırlı ilim ile amel etmeyenler, düşmanı dost kılanlar, çıkarına göre yaşayanlar, facebook, instagram, tictok, instagirller, kuaförler, bloggerlar, instaboylar...
Bu liste uzar gider.
Ben de varım bu listede sen de varsın.
Hepimiz varız ve hepimiz birbirimizin, birbirimizden bir parçasıyız.
Ama yanlış öğrettiler bize.
Biz de acaba mı demedik.
Başka türlüsü de olur mu demedik.
Kötüyü dahi iyi kabul ettik, yolumuza devam ettik.
Hakikate göz kapadık, kulak tıkadık.
...
Bence biz,
"Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır" ayetini yanlış anladık. Ve yanışa doğru yol aldık.
Zorluktan sonra kolaylık elbet vardı ve geldi.
...
"Ama biz gelen kolaylıkları: başımıza dayanmış silah, bize karşı çekilmiş kılıç, ömrü heba edecek; heva ve heves, zalimle dost; mazlumla düşman olacak öngörü kıldık. Önümüzü görür gibi olduk ama sonumuz Allah'a emanet. "
...
Şimdilerde yaşam kolay, baksana nerdeyse her şey teknolojik, bi tıkla çoğu iş kolayca tamam. Ama geriye kalması gereken zaman nerde. Kârda olmamız gerekirken, bu zamanı yetirememe neden? Zamanımızı hor kullanıyoruz. Zamanı bereketlendiren, emektir. Şimdilerde, sevgimiz gibi zamanımıza da emek harcamadığımız için uçup gidiyor. 24 saat 24 dk gibi gelip geçiyor.
Ah bize vah bize.