Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Basel’in Çanları, Fransa’nın ünlü şairlerinden Louis Aragon ile tanışma kitabımdı. Kitap, yazarın 4 ciltlik Gerçek Dünya serisinin ilk romanı. Ancak ne yazık ki diğer kitaplarının ya baskısı ya çevirisi yok, umarım en kısa zamanda serinin kalanı da dilimize kazandırılır. Roman 4 bölümden oluşuyor. Özellikle ilk bölümde burjuvazinin yaşayışı, çarpık ilişkileri anlatılırken, ikinci bölümden sonra kitap birden ivme kazanıyor. Fransa’da 1900lerin başında yaşanan toplumsal olayları, işçi sınıfının yaşadığı zorlukları, işçilerin grev sürecini, grev kırıcıların sürece etkisini ana karakterler aracılığıyla kurduğu kurgu üzerinden anlatıyor yazar. Özellikle bu bölümler kitabın en can alıcı kısımları.
Kitapta geçen isimlerin sayıca çok olması ve Fransa’da yaşanan kimi olaylara vakıf olamamak okurken bazen zorladı ve çeviriden de kaynaklı olarak ara ara dönüp tekrar okumama sebep oldu. Ancak genel olarak kitabı ve yazarın anlatım dilini sevdim. Yazarın toplumsal hayata ve özellikle kadının konumuna ilişkin fikirlerini okumak da oldukça güzeldi. Toplumsal gerçekçilik türünde kitapları seven okurlara öneririm.
Mişima ile tanışma kitabım. Çağdaş Japon edebiyatının en önemli yazarlarından biri sayılan Mişima oldukça sıra dışı bir kişilik. Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş olmasının ve 44 yıllık hayatına çok fazla şey sığdırmış olmasının izi, kurduğu cümlelerin sağlamlığında, yaptığı betimlemelerin fazlasıyla ince detaylarında kendini gösteriyor. Bu 44 yıllık
Genç Bir Doktorun Anıları, yazarı Mihail Bulgakov'la tanışma kitabım oldu, kalemi bana biraz Jack London 'u anımsattı, öykü türü kitapları sevenler için harika bir kitap diye düşünüyorum.
Mihail Bulgakov tıp fakültesini bitirmiş ve hekim olarak başladığı iş hayatı bir süre sonra yazarlık olarak devam etmiş, bir çok eser ortaya çıkaran Bulgakov en son Genç Bir Doktorun Anılarını yazmış, yazar hakkında araştırma yaparken tıp okuduğunu ve hekim olduğunu görünce her ne kadar yazarlıkta kariyer yapsada kitabı okuduğumda tıp hayatınıda özlemiş olduğunu ve anılarını ilk günkü gibi taze tuttuğunu fark ettim.
Kitabın ismindende anlaşıldığı gibi tıp fakültesini yeni bitirmiş henüz yirmi dört yaşında olan genç bir doktorun mesleğine başladığı ilk yıllarında yaşadığı zorlukları, korkuları, karar vermenin ne kadar güç olduğunu ve doktor olmanın önemini çok güzel bir dilde anlatmış Bulgakov.
Ve konuyla alakalı olduğu için şunuda eklemek istiyorum, sağlık çalışanları ve doktorlarımıza karşı biraz daha hoş görülü olmamız gerektiğini ve onların taşıdığı sorumluluğu anlamamız gerektiğini düşünüyorum.
sanırım her incelememin altına yazdığım not en çok bu incelemeye yakışacak.
Sağlıkla ve kitapla kalın...
Merhaba Sevgili Dostlar...
Mehmed Uzun ile tanışma vakti. Okuduğum 2. kitabı ve güzel bir yer edinenlerden fakat onu size Yaşar Kemal'in cümleleriyle tanıtayım
“Mehmed Uzun’un romanını okuduğumda çok şaşırdım, bir dilin ilk romanı böylesine ustalıkla, böylesine zengin bir dille, üstelik de gelişmiş bir roman dili yaratılarak nasıl yazılmış, diye. Mehmed, önce Kürt dilini ve edebiyatını iyi biliyor, Türk dilini ve edebiyatını da iyi biliyor. Sonra dünyaya açılıyor, dünya kültürünü ve edebiyatını da özümsüyor. Mehmed, Kürt dili için bir tarih oluyor böylece”
Ötekileştirilmiş bir kimlikle, ötekileştirilmiş bir dille yazan gerçek bir aydın, gerçek bir yazar. Bu kitabında da 1920'lere ışık tutmuş. Aşkı ve ideolojisi arasında kalan, savaş ve yitirilen uzun güzel yıllar.
Kurgu ve akış yerli yerinde, dili Kürtçeden çeviri olduğu için bazı noktalarda anlam kayması yaratmış bu durum.Sizi hikayeden ve anlatılanlardan koparacak ciddi bir sorun yok. Baş Kahraman Memduh Selim bey yeterince aklınızı meşgul edecek ve bu akışa kapılacaksınız. Yine üzülüp kızdığım bir karakterdi. Memduh Selim bey. Farkını hissettirecek bir kitap.
Hayata ve insanlara karşı fazlasıyla öfkeli, silik, şahsına münhasır ve uzun süredir garip bir dostluğa sahip iki karakter; Kinyas ve Kayra. Aslında bu kadarla da bitmiyor hem birbirine benzeyen hem de birbirinden bir o kadar uzak, Afrika'da hayatlarını birlikte devam ettiren fakat daha sonra yolları ayrılan bu iki karakterin iç dünyası. Kitabın
Yazarla tanışma kitabım Bir Son Duygusu ,kahramanımız Tony Webster emekli bir tarihci.Kitabımız Tony Webster'in gençlik dönemi okul yıllarından başlar.Arkadaşlarıyla olan sohbetlerinde ilk dikkat çeken okuldan tanıdıkları bir gencin intiharının altında yatan asıl sebebin ne olduğu.Bunun felsefi açıklamasını ders sırasında Adrian yapmaktadır.Tarih ve tarihi oluşturan gerçeklik üzerine arkadaşlarının intihar olayını örneklerdir ve olayların altında yatan asıl sebepleri bilemediğimizi söyler.Yani eylem olmuştur ama bu eyleme sebep olan gerçeklik nedir tam bilinmemektedir.Bir Son Duygusu adlı eserde asıl üzerinde durmamız gereken düşünce budur diyorum.Konusu bu fikir üzerine kurulmuştur.
Tony zamanında birlikte oldugu kız arkadaşı Veronica nın yakın arkadaşı Adrianla birlikte olduğunu öğrenince onlara acımasız bir mektup yazar.Kırk yıl sonra mektup döner dolaşır Tony'in eline geçer.Bu mektup sayesinde Tony geçmişiyle yüzleşir,bir anlık öfkeyle yazdığı bu mektubun Adrian ve Veronıca nın hayatları üzerinde etkisini düşünür.
Bir Son Duygusu özellikle çarpıcı finaliyle okuyucuları etkisi altına almış ama itiraf etmeliyim ki filmi izleyinceye kadar son kısmı anlaşılır olmamıştı benim için.The sense of an ending isimli güzel filmi kitabı okuduktan sonra izlemenizi tavsiye ederim ben oldukca beğendim.Kitapla ve sevgiyle kalınız.
