Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Augustus Caesar bir selamla ölür: “Livia conjuguii nostri memor, vive et vale.”3 Tiberius, ikiyüzlülüğü içinde ölür, Tacitus’un da dediği gibi: “Lam Tiberium vires et corpus, non disimulatio deserebant.”4 Vespasianus, oturaklı iskemlesi üzerinde, bir şaka yaparak ölür: “Ut puto deus fio”5 Galba ise “Feri, si ex re sit populi Romani,”6 diyerek uzatır boynunu ölüme. Septimus Severus, var gücüyle çalıştığı sırada, iş başında ölür: “Adeste, si quid mihi restat agendum.”7 3 “Livia, birlikte yaşamımızı ömrünce unutma, hoşça kal.” Suetonius, Augustus, 99. 4 ”Tiberius’un canı gövdesinden çıkmıştı, ama ikiyüzlülüğü çıkmamıştı.” Tacitus, Annales, VI, 50. Tiberius, Augustus Caesar’dan sonra İ.S. 14-37 yılları arasında Roma imparatorluğu yapmıştı. 5 “Tanrılaşıyorum galiba.” Suetonius, Vespasianus, 23. Vespasianus, İ.S. 70-79 yıllarında Roma imparatorluğu yapmıştı. 6 “Roma halkı için hayırlı olacaksa, vur.” Suetonius, Galba, 20. Galba, Neron’dan sonra zenginliği yardımıyla imparator olmuştu. İ.S. 68’de sokakta öldürüldü. 7 “Görülecek başka işim kaldıysa, çabuk olun.” Dio Cassius, LXXVI, 17. Septimus Severus, İ.S. 193-211 yıllarında Roma imparatoru. Büyük Britanya’ya bir ayaklanmayı bastırmaya geldiğinde, York’ta ölmüştü.
Dünya denen oyunu, varlıkların değişken gelgitlerini seyrettikçe, her bir şeyin; gerçekliklerin saygınlığının, yalancı pırıltılarının özünde olan o sahtelik iyice işime işliyor. Her sağduyulu insanın er ya da geç tanışacağı bu düşünme sürecinde, hepsi -alacalı bulacalı gelenekler ve modalar, ilerlemeler, kültürlerin düşe kalka gelişmesi, imparatorlukların ve kültürlerin içinde yüzdüğü koca kargaşa-, hepsi gölgeler ve unutuşlar arasında düşlenmiş bir mit, bir kurgu gibi geliyor bana. Ama bütün bu (bir vakitler gerçekleşmiş bile olsalar) ölü hırsların nihai tanımını Buda'nın dünyaya sırt çevirişinde mi, yoksa İmparator Septimus Severus'un (çok geniş bir deneyimin ürünü olan) kayıtsızlığında mı aramalıyız, bilemiyorum. Buda ansızın her şeyin boş olduğunu anlayıp "Şimdi her şeyi biliyorum," diyerek esrikliğinden sıyrılmıştı, Septimus Severus ise; "Omnia fui, nihil expedit," demişti: "Her şey idim; hiçbir şeye değmezmiş."
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
“Her şey idim; hiçbir şeye değmezmiş.” ( İmparator Septimus Severus)
Sayfa 183Kitabı okudu
Turan taktiğini kullanan yabancılar
Roma ordusunda, çoğu yabancı, ilk "Bozkırlı" tipi süvarİ birliğinin Ceasar (Sezar) zamanında kurulduğu görülmekte ve yapılan incelemelerden sahte ric'at ve pusuya dayalı 'Turan" Taktiği'nin bu imparator tarafından uygulanmak istendiği anlaşılmaktadır. Pornpeius'e karşı, Tesalya'da Pharsalus savaşı, (M.Ö. 48). Fakat Roma ordusunda ağır piyade yine kalabalıktı ve okçuluk yaygınlaşmış değildi. İkinci büyük reformu yapan irnparator Hadrianus (ölrn. M.S. 138)'tan sonra, Septimus Severus (ölm. M.S. 211) ve Gallianus (ölrn. 268) zamanlarında orduyu yenileştirme çalışmalarına önemle devam edilerek kurulan, yüksek mevcudu ve rnüstakil süvari birliklerinde, nihayet S. yy. boyunca, hafif techizatlı okçuluk tam üstünlük kazandı. Doğuda İran'da Bozkırlı usulünde savaşan Parthlar ve kuzeyde yine muharebe taktiklerini Türklerinkine uydurmuş olan Got, Vandal, Alanların saldırıları Roma'yı bu yola iyice itmiş bulunuyor ve A. Mareellinus (M. 4 yy. sonları)'un kayıtlarından anlaşıldığına göre, bunda Hunlar büyük rol oynuyordu. Artık Roma ordusunda yaybaş silah durumuna yükselmiş, orduda I O'lu sistem uygulanmağa başlanmış, Bozkır kıyafeti olan caket, pantalon giyimi Batı'da yayılmıştır. Romalılar gömlek giymesini de o sırada Türklerden öğrenmişlerdi Vaktiyle Romalıların bile tanımadıkları üzengi de, Avrupa'da Avartarta umumileşmiştir.
Sayfa 278 - Ötüken Yay.Kitabı okudu
Acem bilgesinin(Ömer Hayyam)sıkıntısı daha soylu ve derindir.Bu,her şeyin saçma olduğunu açıkça düşünen ve gören,tüm felsefeleri ve dinleri iyice düşünüp Süleyman gibi"Her şeyin ruhun kibrinden ve sıkıntısından ibaret olduğunu gördüm"diyen birinin sıkıntısıdır ya da başka bir kral olan İmparator Septimus Severus'un güce ve dünyaya elveda derken söylediği gibi :"Omnia fui,nihil expedit-." "Ben her şeydim.Bu sıkıntıya girmeye değmezmiş." Gabriel Tarde,"Yaşam,yararsızlık yoluyla olanaksızı aramaktır"demiş.Eger bu konuda konuşsaydı Hayyam da aynısını söylerdi.
Her şey idim, hiçbir şeye değmezmiş…
Dünya denen oyunu, varlıkların değişken gelgitlerini seyrettikçe, her bir şeyin, gerçekliklerin saygınlığının, yalancı parıltılarının özünde olan o sahte gerçeklik iyice içime işliyor. Her sağduyulu insanın er ya da geç tanışacağı bu düşünme sürecinde -alacalı bulacalı gelenekler ve modalar, ilerlemeler, kültürlerin düşe kalka gelişmesi, imparatorlukların ve kültürlerin içinde yüzdüğü koca kargaşa- hepsi gölgeler ve unutuşlar arasında düşlenmiş bir mit, bir kurgu gibi geliyor bana. Ama bütün bu (bir vakitler gerçekleşmiş olsalar bile) ölü hırsların nihai tanımını Buda’nın dünyaya sırt çevirişinde mi yoksa imparator Septimus Severus’un kayıtsızlığında mı aramalıyız, bilemiyorum. Buda ansızın her şeyin boş olduğunu anlayıp “Şimdi her şeyi biliyorum” diyerek esrikliğinden sıyrılmıştı, Septimus Severus ise “Omnia fui, nihil expedit” demişti: “Her şey idim, hiçbir şeye değmezmiş…”
Reklam
.... nihayet Süleyman'ın lafına gelmiş bir adamın sıkıntısıdır onunki; "Gördüm ki herşey boşmuş, ruhun çektiği acılardan ibaretmiş", yada öteki kralın - daha ziyade imparator demeli- Septimus Severus'un, oda derki; "omnia fui,nihil.....- "Her şeydim, hiçbir şeye değmezmiş" Hayat, demiş Gabriel Tarde, yararsızlıktan geçerek imkansızı aramaktır; Ömer Hayyam da olsa böyle söylerdi.
Sayfa 523
"İlk üç asır boyunca Hırıstiyanlar Romalılar tarafından ağır eziyetlere maruz bırakıldılar. Mesela Neron devrinde (64) Roma'nın 14 mahallesinde birden çıkan ve 10 mahallenin tamamen yok olmasına neden olan yangının sorumluluğu İmparator tarafından Hıristiyanlara yüklenmek istendi. Zalim bir İmparator olan Neron için suçluları
Karacan Yayınları
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.