Adını bütün olayların hırsla başladığı, heyecanla devam ettiği ve buruk bir kabullenmeyle bittiği Beyoğlu'ndan alan bu kitap Ahmet Ümit'in biçemini soranlara verilebilecek en iyi yanıt bence. Yazar, daha sonra yazdığı birkaç polisiyesinde de yaptığı gibi kitap boyunca farklı senaryolar ve ihtimaller üzere düşündürtüp çözümün en yakınımızda olduğu gerçeğini kitabın son sayfalarına saklıyor. Bahsettiğim birkaç kitabı okuyan okurların bu sona çok da şaşırdığını düşünmemekle birlikte ilk andaki merak halini son ana kadar korumayı başardığını da inkar edemeyeceğim.
Karakterlerin uzun analizleri, hayat hikayeleri, ailelerinin ve işlerinin derin anlatımı bazı okurları kitaba daha çok bağladığı gibi bazılarını da uzaklaştırmış anladığım kadarıyla. Bu yüzden sıradan olay örgüsünün dışında karakter ve mekanlara alışılagelmişin dışında anlamlar yükleyen, belki de bu içtenliğiyle beni içine çeken ve rutin hayatın farklı detaylarını keşfetme fırsatı sunan bu romanı, klasikleşmiş polisiye tarzında hızlı bir olay örgüsü; vaka, ipucu, araştırma, sonuç beklentisi içinde olmadan okumanızı öneririm.