Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
104 syf.
·
Puan vermedi
1938 yılında Fransa'da doğan Jean Louis Fournier, kardeşim sayesinde tanıdığım bir yazar. Aynı zamanda komedyen ve tv programcısı olan Fournier üç çocuk babası. İlk iki çocuğu zihinsel ve bedensel engelli olarak doğar. Bu kitabının ismini de ikinci oğlunun neredeyse tek düzgün kurduğu cümleden alıyor: "Nereye gidiyoruz baba?"  Bir engelli çocuğunun olması bile zorlu bir imtihanken, yazarın iki oğlu var bu durumda olan. Belki mesleği gereği mizahi bir yaklaşımla bu durumla baş etme yolunu bulmuş Fournier.  Bu kitapta çocuk sahibi olma, engelli olduğunu öğrenme, inkar ve kabullenme süreçleri, diğer insanların engelli çocuklara yaklaşımı gibi her engelli bireyin ebeveyninin yaşayacağı zorlukları, kendi hayatı üzerinden anlatıyor yazar.  Farkındalık yaratan bir okuma oldu benim için. Yazarın samimi dilini de çok sevdim. Elimde, yine kardeşimden aldığım bir kitabı daha var. En yakın zamanda onu da okumak istiyorum.  Unutmayalım ki herkes engelli adayıdır. Okuyalım, okutalım.  
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20093,015 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Virginia Woolf çok önemli bir noktaya değinmiş: Kadınlar hakkında yazılan kitaplara hiç dikkat ettiniz mi? Büyük çoğunluğunun yazarı "erkek" Peki hangi erkek bir kadının doğasını bir kadın kadar anlayabilir ve yansıtabilir? Tarihte büyük olaylarda, büyük dönüm noktalarında kadın isimlerine pek rastlanmıyor. Peki buna tamamen kadınların
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Turkuaz Yayıncılık · 201838,1bin okunma
Reklam
140 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Dostoyevski’nin klasiklerinden olan bu kitabı severek okudum. Aralarda uzun iç çekişlerim de oldu. İnkar edemem. Çok düşündüren ve aynı zaman da kitap bittiğinde de uzun uzun düşündüren bir eser. Hem yazıı dili, akıcı anlatımı kitabı daha da özgün kılmış. Kendi yeraltı dünyamızda yaşadığımız o sancılı süreçleri, iç çekişlerimizi, yalnız insanın gerçek ‘canlı hayat’la olan kesik kesik bağlantılarını, insanın tek başınayken kendisini üstün görüp insan içine girince de utangaçlığını, çekingenliğini kesin bir çıkarımla ortaya koyuyor. Dostoyevski’nin kitapları düşündürür ve sorgulatır. Bu yolculuğa çıkmak isteyenler bunu bilmeli :)
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,8bin okunma
143 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Önce yitirmek, sonra aramak, aradığını bulmak için sürekli yolda olmak،, her daim yolcu olmaktı İnsanoğlunun değişmeyen yazgısı. Ve en mukaddes zaferiydi; büyük bir düşüşle gözünü açtığı sürgün ülkeden, muhteşem bir dirilişle başkentler başkentine ulaşmak, yitirdiği cenneti yeniden bulmak... Niye yaşanmıştı bütün bu olanlar. Adem ile
Yitik Cennet
Yitik CennetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20219,1bin okunma
336 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Mutlu Günlere, tabi mümkünse... Yediçınar Yaylası ile yazarın son kitabına yaklaşmış olduk. Yol Ayrımı ile de okuma serisine ara vereceğiz. Aynı zamanda bu kitap 2. Abdülhamid döneminden başlayıp Cumhuriyet dönemine kadar anlatılan 3 kitaplık bir serinin de giriş kitabı. Adından da anlaşılacağı üzere bir köy ve daha çok toplum ve düzenin romanı
Yediçınar Yaylası
Yediçınar YaylasıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 2021428 okunma
71 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitabı Firdevs Yöreoğlu repliği ile açıklayabilirim.
Tutkuyla atılan yanlış adımlar, insanı felakete sürükler. Bazen anlık heyecanlar, ömür boyu yük olur insanın sırtında, pişmanlık olur, utanç olur, vicdan azabı olur -ki çekmesi çok zordur. 'Gençlikte olur.' deyip geçilemez bazı şeyler. İnsanın koparıp atamayacağı bağları vardır; arkasını dönüp gidemeyeceği durumlar, inkar edemeyeceği borçları vardır. Bütün bunlar anlık heyecanlara feda edilemez... Hayat sadece anlık güzelliklerden ibaret değil, cehennemi de bu dünya da yaşar insan.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,3bin okunma
Reklam
408 syf.
10/10 puan verdi
Amaçlar uğruna vazgeçilen yaşamlar...
Adını bütün olayların hırsla başladığı, heyecanla devam ettiği ve buruk bir kabullenmeyle bittiği Beyoğlu'ndan alan bu kitap Ahmet Ümit'in biçemini soranlara verilebilecek en iyi yanıt bence. Yazar, daha sonra yazdığı birkaç polisiyesinde de yaptığı gibi kitap boyunca farklı senaryolar ve ihtimaller üzere düşündürtüp çözümün en yakınımızda olduğu gerçeğini kitabın son sayfalarına saklıyor. Bahsettiğim birkaç kitabı okuyan okurların bu sona çok da şaşırdığını düşünmemekle birlikte ilk andaki merak halini son ana kadar korumayı başardığını da inkar edemeyeceğim. Karakterlerin uzun analizleri, hayat hikayeleri, ailelerinin ve işlerinin derin anlatımı bazı okurları kitaba daha çok bağladığı gibi bazılarını da uzaklaştırmış anladığım kadarıyla. Bu yüzden sıradan olay örgüsünün dışında karakter ve mekanlara alışılagelmişin dışında anlamlar yükleyen, belki de bu içtenliğiyle beni içine çeken ve rutin hayatın farklı detaylarını keşfetme fırsatı sunan bu romanı, klasikleşmiş polisiye tarzında hızlı bir olay örgüsü; vaka, ipucu, araştırma, sonuç beklentisi içinde olmadan okumanızı öneririm.
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,3bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitabın haklı yönleri olduğu kadar haksız yönleri de mevcut. İyilik denen bir durum var. Yardımlaşma denen bir durum var. Sayın Yazarımıza kalırsa sırf kendimiz için her şeye hayır, deyip yolumuza devam etmemiz gerekir bu da bencilliğe giriyor kendisi de bunu bildiği için kitapta belirtmiştir bencillik değil diye. Her ne kadar inkâr etsede benim gözüm de bencilliktir. Şu an olumsuz yönlerinden bahsediyor olabilirim. Olumlu yönlerini alıntılarda belli etmişim ekstra yazmanın gereksiz olduğunu düşündüm. Neyse konumuza dönelim:) Esin, adlı bir karakter üzerinden örneklerini verirken Esin'in yaptığı yardımları hoş karşılamayıp red etmesi gerektiğini yazıya aktarmıştır. İnsan insana muhtaç varlıklardır. Ufak tefek de olsa yardımımız birbirimize dokunmalı hatta elimizden geliyorsa büyük yardımlarda bile bulunmalıyız. Hayır demeyi beceren biri değilim, bunun genelde iyi yanlarıylada karşılaşıyorum. Ben iyilikte bulundukça Allah'ın da bana iyilikte bulunduğunu görüyorum. Kötü yanlarından örnek vereyim: İstemediğimiz yere sırf sevdiğimiz, dostumuz için gitmek. Sevmediğimiz bir yemeği sırf önümüze geldi diye, yemek. Örnekleri çoğaltabiliriz. Bunlar kötü yanları. Yazarımız ise Esin'in ailesine, iş arkadaşlarına bulunduğu yardıma bile müdahale etmektedir. Anlatılacak uzun konular var, çoğumuzun bildiği şeyler anlatıp yazıyı uzun tutmak istemiyorum, teşekkürler.
Hayır Diyebilme Sanatı
Hayır Diyebilme SanatıMüthiş Psikoloji · Destek Yayınları · 202011,6bin okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.