Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...harf inkılabı Atatürk inkılaplarının en ilerisinde olanıdır. İn­kılaplarda benim kanaatimce en ileri iki tanesi vardır: Biri harf inkıla­bıdır, biri de kadınların cemiyete girmesi, kadın hürriyetidir. Bu ikisi­ni en ileride görürüm ben.
"Yere bir Yunan bayrağı serilmişti. Atatürk bunu görünce kaşlarını çattı: "Bu ne?" dedi. Dediler ki "Efendim, Kral Konstantin buraya geldiği zaman Türk bayrağına basaraktan girdi." Biz de hakikaten o acı vakaya şahit olmuştuk. Fakat ne yapabilirdik?Müdahale etsek bizleri de orada kurşuna dizeceklerdi. Sabrettik ve dedik ki, "intikamını alırız." Fakat, Atatürk'ün büyüklüğü bakın ne kadar böyle insani bir duygusu var ki, "Bir bayrak" dedi, "Milletin şerefidir. Onunla oynanmaz. Rica ederim kaldırın bayrağı yerden. Kral bir hata işlemişse, bir gaflet yapmışsa aynı şeyi benim yapmama imkan yok. Evet, Yunanlılar bizim düşmanımızdır, mağlup ettik, denize döktük, iş bitti. Bayrak, bir milletin şerefidir."
Sayfa 169 - Dünya Kitapları (Sabahattin Selek)
Reklam
En İlerici İki İnkılâp;
İsmet İnönü: "Harf İnkılâbı Atatürk İnkılâpları’nın en ilerisinde olanıdır. İnkılâplarda benim kanaatimce en ileri iki tanesi vardır: Biri harf inkılâbıdır, biri de kadınların cemiyete girmesi, kadın hürriyetidir. Bu ikisini en ileride görürüm ben."
Sayfa 47 - Thales, 1.Baskı, Röportaj: İsmet İnönüKitabı okudu
Tophane'deki Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan dolandırıcılık sanığı Sururi Hersek'in ağzına sakız yaptığı "Turancılık Olayı"acaba ne idi? Nasıl başlamıştı? Sonuçta ne oldu? Tüm bu gelişmeleri yine Türkeş anlatıyor: "1944 yılı, yakın Türk tarihinin en karanlık yıllarından biridir. 3 Ağustos 1938'de, ordu saflarına subay olarak katılmıştım. Bun­dan üç ay sonra büyük Atatürk'ü kaybettik. Devletin başına İsmet İnönü geçirildi. Dört bin yıllık tarihi bulunan Türk Askerlik Ocağı'nın bir mensubu olmaktan büyük övünç duyuyordum. Askerliği çok sevmiştim. Okumaya meraklı, biraz dayazan gençtim. ikinci Dünya Savaşı, lstanbul'u adeta Şanghay'a döndürmüştü. Çin sefaleti ve kozmopolit şehir entrikaları yaşanıyordu. Sefaletin artışıyla birlikte kamçılanan komünizm, şurada burada yuvalanıyordu. Kızıl Rusya lehinde propaganda, salgın bir hal almıştı. İşte böyle bir dönemde Başbakan Şükrü Saraçoğlu, TBMM kürsü­sünden şunları söylüyordu: - Ben, Türkçü bir Başbakanım. Türkçülük bizim için bir kültür mes'elesi olduğu kadar, birkan mes'elesidir. ••• Saraçoğlu'nun bu demecinin yanı sıra, o günün Devleti, her alan­ da ırkçı bir tutum içindeydi. Asker ve sivil yatılı okullara alınacak öğrencilerin Türk ırkından olması zorunluluğu, gazetelerde yayınlanan ilanlarda yer alıyordu. İnönü'nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde Turancılık ve ırkçılık, iç politika da geniş ölçüde uygulanıp, bu yönde propagan­dalar geliştiriyordu. "
İsmet İnönü... Büyük devlet adamlarıydı.
Anlaşılıyor ki, Türk milletinin asırlarca geride tutulmasında, Garp milletlerinin hayatını iyi, aydınlık istikamete sevk eden Rönesans şeklindeki devrelerden bizim milletimizin geçmemiş olması yüzünden tutucu ve alıkoyucu tesirler daha çok yaşamıştir. Bunların zararını çok görmüşüzdür. Bunlar fırsat buldukça kendilerini yine gösteriyorlar. Günün meselelerini yeni fikirler, devletin yeni usulleri, nizamları ile halletmekte güçlük çektikçe çareyi onlar içinde aramak yerine mazi usullerinde aramaya çalışıyorlar. Irtica dediğimiz hareketler, düşünceler, fikirler bunlar... Şimdi insana 50-60 seneden beri memleket içinde görülen irtica hareketleri ve akımlarının en cesaretli, en iddialı günlerinde bulunuyoruz gibi bir vehim geliyor. Derler ki, “Aşırı cereyanlarla uğraşıyoruz”. Ama aşırı cereyanlar bir tek istikamette degil, sadece sağda değildir, aşırı sol da bu kadar tehlikelidir. Aşırı sol akımların aşırı sağ akımlar kadar tehlikeli olduğu ihtimal dahilindedir. Milletin iktisadî veya siyasi bünyesi yerleştikçe, kuvvetlendikçe yeni meseleler çıktığı vakit o idare içinde, o fikirler düzeninde çare bulmak esas sayılır. Temel sağlam değilse o zaman mevcut usuller kâfi gelmez, başka usuller arayalım diye aşırı sağdan usuller teklif ederler. aşırı soldan birtakım heveslere kapılırlar. Her ikisine karşı milletin tabiî hayatını, huzurunu korumak lâzım. llerde olan tehlike, aşırı sağdadır. Görüşüm budur.
Böyle düşündü, gayet mahzun bir tarzda bana baktı, Selanik şivesiyle "Çocuk" dedi, "ben hastayım, ne yapacaksan çabuk yap..." O anda ağlamamak için kendimi zor tuttum...
Sayfa 118 - Dünya Yayınları [ Celal Bayar ile Söyleşi ]Kitabı okudu
Reklam
Yıldıray Oğur
"1879'da Çarlık Rusya'sına bağlı Kazan'da doğar "Sadri Maksudi. Türk" kelimesinin yasak olduğu, "Ben kimim?" sorusunu soran Müslüman Tatarların ise önce İsmail Gaspıralı'nın Kırım'da, İstanbul Türkçesiyle çıkardığı Tercüman gazetesini, sonra da Türklüğü keşfettiği yıllardır. Kırım'dan yükselen bu Türklük aşkı,
Şevket Süreyya Aydemir
Şimdi artık aydına düşen vazife, bilhassa biyografi yazarlarına düşen vazife, daha doğrusu hem kahramanlarımızı yazan, hem millî kurtuluş hareketimizi yazanlara düşen vazife, yeni bir açıdan işi ele almak ve inkılabımızı bizden sonraki nesile artık hissi unsurlardan temizlenmiş, gerçek hazineler şeklinde bırakmaktır. Zaten bizim bu hissi unsurumuzun heyecanlı tezahüratı Batı'da yoktur biliyorsunuz. Bu bir Şarklılıktır. Ama mecburduk inkılâbımızı oturtmaya ve Atatürk’ü de putlaştırmaya. Ama şimdi size ifade ediyorum, kitabımda da yazdım. Kahraman putlaştırıldığı zaman ölür. Çok teşekkür ederim. 10 Kasım 1975, Milliyet
Sayfa 178Kitabı okudu
Abdi İpekçi: Muhalifleri, Cumhuriyet'in ilanına ikna etmek kolay oldu mu? İsmet İnönü: Onların usulünü Atatürk bilirdi. Hiç uğraşmadım ben bunlarla...
Reklam
480 syf.
·
Puan vermedi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, evvela imparatorluğu dirilten nesil olan 1880'liler kuşağı, Balkan coğrafyası ve Mustafa Kemal'in aile kökeni ile başlıyor. Akabinde Atatürk’ün askeri eğitimi, Manastır yılları, Milliyetçilikler Dönemi, İttihat ve Terakki, II. Abdülhamid, Enver Paşa, Ziya Gökalp, Trablusgarb, Balkan Savaşları ve Sofya yıllarıyla devam ediyor. Ordumuzun İtilaf devletleriyle sekiz cephede mücadele ettiği Birinci Dünya Savaşı, kutlu zaferlerimiz Çanakkale ve Kutü’l Amâre, Mondros, son padişah Vahideddin, bir milletin ve ülkenin ölüm fermanı olan Sevr… Tüm detaylarıyla Milli Mücadele dönemi, 23 Nisan 1920 ve sonrasında muhalefete rağmen verilen Kurtuluş Savaşı, İnönü Muharebeleri, Lozan Konferansı, Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’e giden yol... Saltanat ve hilafet tartışmaları, Lozan, On İki Ada, mübadele, Osmanlı'dan kalan borçlar, Musul ve yakın tarihin en önemli meselesi olan inkılablar... Son olarak kişisel özellikleriyle, dünyada, anılarda, hafızalarda kalan izleriyle modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk... İlber Ortaylı bu ilk biyografisinde yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlatıyor. Türk tarihçiliğine hiç unutulmayacak ve sürekli başvurulacak bir rehber kitap daha kazandırıyor...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,3bin okunma
Fakat harf inkılabı Atatürk inkılaplarının en ilerisinde olanıdır. İnkılaplarda benim kanaatimce en ileri iki tanesi vardır. Biri harf inkılabıdır, biri de kadınların cemiyete girmesi, kadın hürriyetidir. Bu ikisini en ileride görürüm ben.
Sayfa 33
267 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.