Çünkü insan ahmak bir yaratıktır,
son derece ahmak! Daha doğrusu ahmak değil de nankördür;
eşine rastlanmayacak derecede nankördür. Mesela geleceğin
basiretli toplumu arasında yaşayıp giderken, adi ya da daha doğru bir deyişle yüzünden gericilik ve alaycılık akan bir
gentleman, durup dururken ortaya çıkıp elini beline dayayarak
hepimize,
"Ne dersiniz baylar, şu usluluğa bir tekme savurup
logaritmacıları cehennemin dibine yollasak da, gene eskisi
gibi ahmakça, başımıza buyruk yaşasak, nasıl olur?" diye
bağırsa hiç şaşmam. Yine de bu bir şey değil, işin kötüsü,
hemen izleyici bulmasıdır: İnsanın yaradılışı böyle. Bütün
bunlar bakın ne kadar önemsiz, sözü edilmeye değmez bir
sebepten çıkıyor:
17.O kahrolası (âsî) insan, ne nankördür!
18.(Allah) onu hangi şeyden yarattı (hiç düşünmez mi)?
19.Bir nutfeden yarattı da onu biçime koydu.
20.Sonra ona (hayrı ve şerri seçmesinde) yolu kolaylaştırdı.
21.Sonra onu öldürüp kabre koydu.
22.Daha sonra da dilediği zaman onu diriltip kaldıracak.
23.Doğrusu (insan, Allah'ın) emrettiği şeyleri hâlâ yerine getirmedi.
Abese Sûresi
Hayatımız çelişkilerle doludur. Ama ona sımsıkı sarılırız. Bu sarılış her şeyin kökeninde vardır. Ama yine de o tamamen yüzeyseldir. Bir şeye ya da bir insana bütün gücümüzle tutunuruz, ama bir an sonra onu unutuveririz..
"ama insanoğlu aptal olmasa bile dehşet nankördür. nankörün nankörüdür. hatta bana göre en uygunu, insan iki ayaklı nankör bir mahlûktur diye tarif etmektir. ama bu kadar da değil, insanın başlıca kusururunu unutmamalı: insanların baş kusuru, tufandan başlayıp schleswig-holsteim devrine kadar uzanan daimi erdemsizliğidir."
Sayfa 32 - türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
(O Allah) kendisinden isteyebileceğiniz her şeyden size verdi. Öyle ki Allah'ın nimetini sayacak olsanız, sayamazsınız. (Buna rağmen) doğrusu insan (yine de) çok zalim, çok nankördür.
(İbrahim /34)