Asıl adı Samuel Langhome Clement olan Mark Twain'in, Yaşlı Adam ile Genç Adam arasında geçen diyaloglar şeklinde yazılmış, bu basımı iki bölümden oluşan; soran, sorgulatan, düşündüren bir kitap İnsan nedir? İnsan, zihninin kölesi olan bir makine, hayvanların gelişmiş bir formu (birçoğu) diyor, Mark Twain. Özgür olduğunu, "Özgür İradesi" ile hareket ettiğini düşünen insanın aslında, mizacının üzerine inşa edilen/ettiği; aile, çevre, toplum ve genel inancın insana dayattıkları ile harekete geçen bir makine olduğunu; başkaları için yapılan iyiliklerin, aslında insanın kendi vicdanını rahatlatmak, iç huzura ermek için yani yine kendisi için yaptığını; bu yaptıkları iyiliklere de "Fedakarlık" dediklerini GA ile YA arasındaki diyaloglarla anlatmış bize. Bence haklı
İkinci bölümde Twain, kısa makalelerine yer vermiş. Twain'in bisiklet maceralarına gülerken; "Shakespeare Öldü Mü?" adlı bölüm beni gerçekten çok şaşırttı. Bir yanda Françiş Bacon diğer yanda Shakespeare... Gerçekten Shakespeare kimdi? Twain'in bahsettiği gibi hayatı ile ilgili hiçbir bilgi, kayıt bulunmayan, ölümünden yıllar sonra varsayımlar üzerine kurulu bir hayat hikayesi ile ve Francis Bacon'a ait olduğu iddia edilen (Twain buna da katılmıyor) eserleri ile karşımıza çıkan; çiftçi bir ailenin 1564'te Stratford'ta doğan çocuğu. Devamını kitaptan okuyabilirsiniz. Aklıma takılan soru; tüm o güzide eserleri yazan kişi(Shakespare değilse) neden onun adıyla seneler sonra yayımladı? İnsan, böyle bir şeyi neden yapsın ki?
Tavsiyemdir.
Keyifli okumalar.