Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanın gelişimi esnasında iki seçenek vardır: Sevgi ve güç. Çoğu kültürün temelinde yatan güç, otorite ideolojisini yansıtan bir kendilik oluşturur. Bu kendilik, bölünmüşlük üzerine kuruludur; acı ve çaresizliği gerçek zayıflık olarak reddeden, çaresizliği inkâr etmek için güç ile otoriteyi ön plana çıkaran bir bölünmedir. Bu yolla elde edilen kendilik, hayatımızda başarı olarak kabul edilen şeyin prensibidir ve özerkliğin ilk olarak değineceğim karşı tezidir. Özerklik, bir insanın kendi duyguları ve gereksinimleriyle tam anlamıyla uyum içinde olduğu denge durumudur. Genelde özerklik denince, aklımıza kendi önemimiz ve bağımsızlığımız gelir. Bu, özellikle bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde iktidar ideolojisine uygun bir kendilik için geçerlidir. Özerk olarak tasvir ettiklerimiz, bu yüzden çoğunlukla soyutlaşma üzerine kurulmuş bir kendilik fikrine hizmet etmektedir. Böyle bir kendilik'ten yayılabilecek başkaldırma bile sadece ebeveynlerin, okulun ve toplumun zihnimize sıkıştırdığı kısıtlayıcı, bozucu ve bencil özellikler kategorisini yansıtır. Bu durumda özerklik olarak tasvir edilen şey, kendine ve başkalarına sürekli güçlü ve üstün olduğunu kanıtlama özgürlüğüdür. Bu kanıtların var olan normların yanında veya karşısında olması fark etmez. Önemli olan sürekli geçerli olan bir kanıtlama zorunluluğudur; bu durum sürekli bir savaşımı gerektirdiğinden, hayatı kucaklama yeteneğinden bizi uzaklaştırır. Bunun tersi ve benim kastettiğim türdeki özerklik ise bizi hayatı sevmeye, sevince, ıstıraba, kedere, yani kısaca yaşamaya götürür.
İnsanın aklı ve ahlaki gelişimi ne kadar yüksekse, ne kadar özgürse, hayat ona o kadar keyif verir.
Reklam
Bir dava kaderin kurduğu tuzak değildir. Tüm gelişimi sanığın seçimine bağlıdır. Başka hiçbir yerde insanın eline , bir araya gelmiş buna gücü yenmek için bu kadar şans verilmez. Orada , sadece silahlarını atan silahsızdır. Dendi ki , iktidarsız ihtiras suçtur ; cesaretsiz felaket de öyledir.
Ailemizin fotoğraf albümü çok dolu değildir. Onların fazla fotoğrafı yok, göstermek gelmiyor insanın içinden. Normal bir çocuğun her haliyle fotoğrafını çekersiniz, her duruşunu, her fırsatta; ilk mumunu üflerken görürsünüz, ilk adımlarını atarken, ilk banyosu yaptırılırken. İnsan etkilenir ona bakarken. Gelişimi adım adım izlenir. Engelli bir yumurcağın kötüye gidişini kimse izlemek istemez.
Sayfa 34
280 syf.
7/10 puan verdi
--Spoiler Uyarısı-- Samantha Young tarafından yazılan bu kitap kesinlikle oldukça sürükleyiciydi. Yazar akıcı ve yalın bir dil kullanmasına karşın kitap boyunca çok fazla yerde(özellikle ilk 100 sayfada) pek de bilinmedik müzik gruplarının isimlerine sıkça yer verilmesi yer yer anlatımdan kopmama sebep oldu. Konusunda gelirsek; Ruh yiyici olarak bilinen bir türe ait olan Eden,kendi içine kapanık insanlardan uzak durmayı tercih eden bir karakterdir.Türünün özelliği olarak yakında ailesi tarafından hazırlanan bir merasimde bir insanın ruhunu tamamen alması gerekmektedir.Eden'ın ailesi türünün gerekliliklerini tüm vahsiliği ile yerine getirse ve bu vahşetten büyük keyif alsa da Eden farklıdır.Eden insanları öldürmek istemiyordur.Fakat eğer merasimi gerçekleştirip bir insanın ruhunu emmezse bu onun sonunu getircektir.Bu süreçte hiçbir şeyden haberi olmadığını düşündüğü en yakın arkadaşı Noah ve çok sevdiği abisi Stellan onu hayata bağlamaktadır İnsan olduğunu düşünüp onu kendinden bile korumaya çalıştığı en yakın arkadaşı Noah'ın aslında bir Ruh yiyici avcısı,bir Ankh olduğunu öğrendiğinde işler çok başka bir boyuta dönecektir.Eden'ın ailesi ve geçmişiyle ilgili öğrenmesi gereken çok büyük şeyler vardır... Serinin daha ilk kitabı olduğundan dolayı Eden'ın karakter gelişimi devam etmekte.Kitabın sürükleyiciliği ise çok iyi,okurken sayfalara dalıp günü gece ettiğimi fark etmediğim bir kitap oldu kendisi.Young'un anlatımını da bu serinin konusunu da çok beğendim.Eğer siz de epik fantastik/macera tarzı kitapları seviyorsanız bu seriye bir şans vermelisiniz
Kutsanmış Kan
Kutsanmış KanSamantha Young · Martı Yayınları · 2012258 okunma
Sonuca bağlamak gerekirse, bundan dolayı, hiç- bir insanın, ciddiyetin güçsüz benliğine ya da kötü uygulanmış ölçülülüğe dayanarak bir insanın, Tanrı'nın sözlerinden ya da eserlerinden oluşan bir kitabı, kutsallığı ya da felsefeyi çok derin ve çok iyi araştırabileceğini düşünmesine ya da savunmasına izin vermeyin. Bundan ziyade bırakın insanlar her ikisinde de sonsuz bir gelişim ve yeterlik sağlamak için çaba göstersinler. Bacon: “Öğrenmenin Gelişimi."
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Yüksek faizle borçlanmanın yarattığı krizin soykütüğü ve gelişimi, "gerçek" ekonominin, finansın ve devletin, bizim borç ekonomisi diye adlandırdığımız aynı mekanizmanın ve aynı siyasi projenin çarklarını oluşturduğu bir iktidar bloğunun nasıl işlediğini görmemizi sağlar. Yine burada da "gerçek" ekonomi ve finansal "spekülasyon" ayrılmaz biçimde birbirine bağlıdır. "Gerçek" ekonomi "ücretliler" olarak yönetilenleri (maaşların durdurulması, istikrarsızlaştırma vs.) ve sosyal hak sahiplerini (gelir aktarımının düşürülmesi, kamu hizmetlerinin, işsizlik ödeneklerinin ve öğrenci burslarının azaltılması vs.) fakirleştirirken, finans onları kredi ve hisselerle zenginleştirdiğini iddia eder. Doğrudan ya da dolaylı ücret artışı yoktur (emeklilik) ama tüketim kredisi ve tahvil piyasasına teşvik vardır (emeklilik sandığı ve özel sigorta); barınma hakkı yoktur ama gayrimenkul kredileri vardır; parasız eğitim hakkı yoktur ama eğitim masraflarını karşılamak için borç verilir; risklere karşı yardımlaşma yoktur (işsizlik, sağlık, emeklilik vs.) ama bireysel sigortalara yatırım vardır.
Sayfa 98 - 2. baskı - Eylül 2015
85 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Hoşça kal canım Zezé
Her ne kadar bu kitabın bitmesi Zezé ile vedalaşacağım anlamına gelse de duramadım bir solukta okudum kitabı. İlk iki kitaptaki o hayalperest Zezé delikanlı olmuş, aşık olmuş ve özgürlüğün yollarını arıyor. Yazar yine aynı akıcılıkla yazmış kitabı, ancak bunda diğer iki kitaba göre önemli olaylardansa kahramanımızın psikolojik yönü ve gelişimi daha ağır basıyor. İnsanın büyüdükçe sorunlarının da daha çok büyüdüğünü ve bazı şeylerin üstesinden sadece hayal kurarak gelemeyeceğimizi bence acı bir şekilde yüzümüze çarpıyor. İşte gerçek dünya böyle bir yer Zezé...
Delifişek
DelifişekJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202127,5bin okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.