STRATÜS BİZİ KURTARACAK
NESLlHAN SOYDAŞ
Hep aynı açıdan poz veren insanlar nelere üzülür. Yoksa üzülmez mi? Kimseye başka yüzlerini göstermeyişleri üzülmemek için mi?
Genç adam, orta yaşlı adama: ‘’İçiniz doluydu, ama gücünüz yoktu.’’ Orta yaşlı adam, genç adama: ‘’Sizin ise gücünüz var, ama içiniz boş.’’
İnsanın doğup büyüdüğü evde çok iyi bildiği bir yatağın üzerinde, sevilen ellerin uğraşıp didinerek meydana getirdiği yorganın altında uykuya dalması ne hoş bir şeydi!
Prensiplere inanmıyor ama
İnsanlar kaybetmekten nefret ederler (ve Otomatik Sistemleri bu konuda oldukça duygusal davranabilir). Kabaca, insan bir şeyi kaybettiğinde, kazandığı zaman hissettiği sevincin iki katı kadar üzülür. Daha teknik bir dille ifade edecek olursak insanlar “kayıptan kaçınma” eğilimi gösterirler. Bunu nereden mi biliyoruz?
Burada basit bir deneyden söz edelim. Öğrencilerin yarısına üzerlerinde kendi üniversitelerinin simgesi olan kahve kupaları verildi. Sonra kupa verilmemiş olanlara arkadaşlarının ellerindeki kupalara bakıp onları incelemeleri ve kupa sahiplerine onları kendilerine satmaları, diğerlerine de kupaları satın almaları söylendi. Bu sırada kupa sahiplerine, “Verilen şu fiyatlarla kupanızı satar mısınız? , diğerlerine de, “Bu fiyata kupa alır mısınız?” sorusu soruldu. Sonuçta kupa satması gerekenler, almak isteyenlerin verdiği fiyatın iki katını istediler. Bu deneyler için binlerce kahve kupası kullanıldı ve deney başka öğrencilerle defalarca tekrarlandığında sonuçlar hep aynı çıktı. Yani kupası olanlar kupalarını satmak istemiyorlardı. Ama olmayanlar da kupa satın almak için her şeyi yapmaya hazır değildi, bunu acil ihtiyaç olarak görmüyorlardı. Bunun anlamı şudur: İnsanlar objelere belirli değerler atfetmezler. Bir şeyden vazgeçmek zorunda olduklarında, aynı şeyi alırken duydukları sevincin iki katı üzülürler.