Guano çılgınlığının kök salmaya başlamasıyla beraber girişimciler, bu değerli maddenin bulunduğu yeni kaynakları arama isteğiyle denizleri karış karış gezdiler. Ancak çok geçmeden, 1870’lerin ilk yılları itibariyle guano kaynaklarının çok hızlı bir şekilde tüketildiği gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. (1911 ’de Encyclopcedia Britannicada şöyle yazıyordu: “Kaynakların çok hızlı bir şekilde tüketilmesinden ötürü, bir zamanlar önemli bir üne sahip olan bu madde [guano], bugün artık akademik bir ilginin ötesinde pek bir anlam ifade etmiyor.”) Bunun yerine dikkatler artık başka bir azot kaynağına çekildi: Şili’de keşfedilen devasa bir sodyum nitrat kaynağına. Çok geçmeden ihracatta patlama yaşandı ve 1879 yılına gelindiğinde Şili, Peru ve Bolivya arasında, Atacama Çölünde nitrat yönünden zengin ve ihtilaflı bir bölgede hâkimiyet kurma amacıyla Pasifik Savaşı patlak verdi (Savaşı 1883’te Şili kazanmış ve Bolivya’nın kıyı kentlerini ele geçirerek bu ülkenin deniz ile bağlantısını kesmişti. O zamandan beri Bolivya, hâlâ denize kıyısı olmayan bir kara ülkesidir.
Bilge ve kutsal bir adama evrilmiş huzursuz bir öğretmen olan Hippolu Aziz Augustine (354-430) (...) ölmekte olan Roma İmparatorluğu'nda doğmuştu ve bir ayağı antik dünyada, öbürü ise yükselişe geçen ortaçağ dünyasındaydı. Uzun bedensel ve ruhsal yolculukların ardından, Augustine Hıristiyanlık inancını benimsemişti. Yunanlar, toplum ile kralların
Reklam
104 syf.
10/10 puan verdi
SANTRANÇ- STEFAN SWEIG Kitap, yazarın yazdığı son eseridir. Aşağıda romanla ilgili yapılan değerlendirmelerden beğendiklerimi topladım. En sonda da kendi yorumumu ekledim. Stefan Zweig edebiyatta Pasifizmi temsil eder ve hatta denilebilir ki, o muazzam edebi sunumuyla Pasifizmi bilim dünyasının kucağına olgunlaştırıp vermiştir. Yahudi olmasına
Satranç
SatrançStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2016239,3bin okunma
Gerçek önemli değil de politika için gerçeğin nasıl yansıtıldı önemlidir Medya çağında kimin kendinde nasıl ifade ettiği o kişinin gerçek düşüncelerinden daha öndedir Bu yüzdan kentte düşünmaye yatkın kişilikler kentte konuşmaları yönlendirme sanatı olan politikayı pek beceremezler Doğru bildiklerini söylemeye çalışırlar ama sonunda kendi
Kutsal kalıntıların çoğu küçük parçalar halindeydi. Bütün haldeki bedenler, genellikle bir hac yeri gibi ziyaret edilen kiliselerde saklanırdı. Esasen bedenin parçalanması dini vicdana aykırı değildi. Hatta kutsal kalıntı küçük parçalara ayrılınca kerameti de çoğalırdı, zira her bir parça o asli kutsiyetten payını almış olurdu; bu bağlamda parça
Sayfa 100 - Alfa Yayınları
Gelenekçilik ve nostaljinin botanikle imtihanı :)
İnsanlar, yaşamlarıyla ne yapabileceklerini düşünürken, doğada gözlemledikleri olaylardan etkilendiler. Evrenin nasıl ortaya çıktığına ve nasıl işlediğine dair fikirleri, kişisel özgürlüklerinin sınırları üzerine kafa yorarken hayal güçlerinin daralmasına neden oldu. Kökler hakkındaki fikirler bu bakımdan iyi bir örnektir. Modern botaniğe göre kökler besinleri içeriye almayı sağlayan kanallardan öte bir şeydir çünkü aynı zamanda hormon üretirler. Dolayısıyla, bugün sahip olduğumuz bilgilere dayanarak kendimizi bitkilerle karşılaştıracaksak, köklerin sürekliliği sağlamaktan başka bir işlevi olmadığını varsayamayız; ruh halleri yaratmaktaki rollerini de dikkate almamız gerekir. Geçmişten hatırladığımız her şey, nostalji ve onur duygularıyla bin bir türlü yanılsama ve tutkunun selinde yıkanıyor, hatta boğulup gidiyor. Meselenin aslı, pek az insanın kökleri yardımıyla sorunlarına çözüm bulabileceğidir.
Sayfa 65
Reklam
570 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.