Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Üstadım hislerin tercümanı
Garip bir yaşam bu Eski defterleri kapatıyoruz Yerine yeni bir defter açıyoruz Sonra o defterleri satıyoruz Aslında, aslında insanoğlu garip Birden her şey bitiyor, herkes gidiyor Yalnız kalıyoruz Toprak oluyoruz Toprağa bakanlar oluyoruz... Ölümünün ikinci yılında saygı ve özlemle.. Bıraktığımız yerden devam. music.youtube.com/watch?v=t43G7vV...
Yapay İroni
Bugün de birkaç çocuk öldürdük. Kızmayın bana, sizin menfaatlerinizden alıyoruz gücümüzü. İki gün bağrışıyor, 3 gün yürüyorsunuz sonra biz kaldığımız değil devam ettiğimiz yerden katletmeye devam ediyoruz. Karşı mı çıkıyorsunuz. Sizi duymuyoruz. Aslında her şey "alışmakla"" alakalı. İnsanoğlu her şeye alışır. Alışmadığı bir şey görebiliyor musunuz ? Mesela ölümler ilk başladığı hafta bizleri taşlıyordunuz. Tıpkı şeytan taşlar gibi. Sonra biraz daha hedef kitlesi yükseldi-büyüdü. Dünya karşı çıktı "Filistin`de katliyam var" diye. Üzerinden iki üç ay geçti ve sesler kesildi. Bizi bir mahkemeye sevk ettiler. Dava görülmekte lakin her şey bir formalite. Binlerce insan katlettik ve epeyce bir toprak kazandık. En kötü ihtimalle Almanlarda olduğu gibi belli bir miktarda tazminat öderiz ve her şey yoluna girer. Tabi her şey bir Filistinle kalacak değil. Bakın Irak` üzerinden yirmi seneden fazla bir süre geçti. Kimse konuşuyor mu ? Ya Afganistan? Peki ya Suriye? Ukranya? Biz Satranç oyununu masaya koyarız ve dünya üzerinde sadece biz mat ederiz. Sonuçta Vadedilen topraklar diye bir şey var. Biz uydursakta-uydurmasakta bu böyle. Siz gece rahat uyurken biz yeni bombalarla yeni hayatları yok edeceğiz. Malum dünya nufusu fazla... Hem medya haber bekliyor, doğru değil mi? Size her şeyi sunuyoruz. Şimdi bize müsade yerlebir edilecek daha çok bina ve hayat var.
Reklam
YAVAŞÇA KAYBOLUYORUZ! Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara
İnsan, daima biçimlendirmek ister. Öteden beri etrafını kendine göre şekillendirmek ister. İnsanoğlu zamanın başlangıcından beri doğayı, toprağı, tarımı, şehirleri ve ülkeleri domestike etti. Doğayla savaş halindedir insan. Çünkü doğa yenilemez. Bir şehri yüz yıllığına terk et, boşalt ve ilgilenme, o şehir doğaya teslim olur. Doğa hükmünü icra eder. Harabeye döner her yer. O yüzden insanoğlu biçimlendirmeye ölesiye muhtaçtır. Etrafındaki dünyayı domestike ettiği gibi, etrafındaki insanları da biçimlendirmek ister. Eğer o etraftakiler onun zihnindeki biçimlendirmeye aykırı iseler, zaman içinde elenirler. İnsanoğlunun sevgisi de çoğu zaman böyledir. Biçimlendirebileceğini sever. Zihnindeki biçime uymayan, önce onun için bir takıntı gibidir. Fethedilmemiş topraktır, domestike edilememiş doğadır. İlgi çekicidir, merak uyandırıcıdır. Bir domestikasyon mücadelesidir. Islah edilip biçime sokulması gereken toprak gibidir. Bilinçaltı böyle çalışır. Neden sonra, kendi dünyasına göre biçimlendirilememiş olan, elemeye tabi tutulur ve elenip atılır. Artık bilinç yeni domestikasyon alanlarına doğru akışa geçer. Sonra da insanoğlu, aidiyetine dahil edemediğini bir zaman çok sevmiş olduğunu iddia eder. Sevgi böyle bir şey değildir. İnsanın kendini sevmesinden başka bir şey değildir bu. Henüz nefsinden bir adım öteye gidemedin.
neslihan
neslihan
Binlerce yıl önce, Anadolu 'da hüküm süren ne kadar kavim, ne kadar uygarlık ve ne kadar krallık varsa ve çok uzun zaman önce yaşamış , ne kadar kral, ne kadar halk ve ne kadar köle varsa, zenginliğin hepsi için tek bir sembolü vardı. Altın... Ve altından başka madenler de vardı elbet. Gümüş vardı, bronz vardı, bakır vardı ve değeri her
ELERİMİZ TEMİZ Mİ? İnsan dediğin nedir ki..? Bir avuç toprak ve birkaç damla su… Yaratıldığı toprağın altına gideceğini unutarak yaşamaya devam eder bu dünyada kendi bencilliğiyle insanoğlu. Her şey zamanla daha modern ve insanın hayatını kolaylaştıracak şekilde gelişmeye devam ediyor ancak bunun yanında insan kalitesi gittikçe daha aşağıya
Reklam
Anne ve Ölüm
Bir arkadaşımızın babasının vefatı dolayısıyla annemin vefatını hatırladım. Ben ölümün yaşam kadar normal, yaşamak kadar ölmenin de hayatın içerisinde olduğunu annemin vefatıyla gerçekten anladım. Hayatın ne sadece bir başlangıç ve ölümün ne sadece bir son olduğunu bütün inanç sahipleri gibi ben de düşünürdüm. Gerçekten de iman sahibi bir insan
İlk İnsan'dan Son İnsan'a
Nurun senin yüzündür Şimdi şiir senin nurundur, Önzce cennetti şereflendirdin ya adem, Sonra yeryüzüne şeref verdin ya adem, Nurdan indin gemiden dindin, Yüce dağlar yeryüzünü kıvrarken, Toprağın içindeki su, Gökyüzü sana bakarken,
Ey insanoğlu! Bak senin geldiğini toprak küp kuru, Üzerinde kan döktüğün toprak nasıl da çatlamış, Nice kadın, çocuk ve yaşlı demeden bu topraklarda ağladı... Her dökülen gözyaşlarından bu topraklara gibi! İnsanlığın vicdanın bu kurumuş topraklar gibi çatlamış,
Vatan diye birşey yoktur, toprak diye birşey yoktur, millet diye birşey yoktur, ırk diye birşey yoktur, devlet diye birşey yoktur SADECE DOĞA VARDIR. Ancak bu insanoğlu bu doğanın ve tabii ki de dünyanın virüsü olmuşlardır ve bu virüs yok edilmedikçe bu dünya her geçen gün daha da yaşanılamaz bir hale gelecektir..
Reklam
2023 Kasım Alıntılar (20 Kitap, 323 Alıntı)
Video: youtu.be/EbXVIE_dymQ Arkadaşlar merhaba, Bu videoda 2023 Kasım'da okuduğum 20 kitaptaki toplam 323 alıntı yer almaktadır. Aşağıda alıntıların bir kısmını paylaşıyorum.
270 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.