Öyle günahlar veya (dünyanın onlara verdiği isimle) kötü hatıralar vardır ki insan onları ruhunun en karanlık köşelerinde saklar, onlar da orada yerleşip beklerler. Bazen bu insanın hafızası körelir, öyle şeyler hiç olmamış gibi davranır veya onların mevcudiyetini reddeder veya en azından kendisini onların o şekilde olmadığına inandırır. Ama tesadüfi bir kelime onları ansızın depreştiriverir ve en olmadık şerait altında, meselâ zevkle tef ile harp dinlerken veya bir akşam vaktinin serin kristal asudeliğinde veya bir ziyafette, geceleyin, artık şarapla meşbu bir vaziyetteyken bir hayal veya bir rüya şeklinde onun karşısına dikiliverirler. O hayal onun üzerine feveran ederek, onu tahkir edercesine değil, intikam alıp onu insanlardan uzaklaştırmak için değil de, mazinin perişan kisvesiyle kefenlenmiş olarak sakin,uzak, sitemkârane bir şekilde gelir.
Bu Cinayetler Karşısında Allah'a Nasıl Cevap Vereceksin?!!!
MISIR ZİNDANLARINDAN BİR MEKTUP Bismillahirrahmanirrahim. Nice mektupları ahımızla, gözyaşımızla, kanımızla yazdık... Belki bizi duyan bir kulak bulunur diye! Ah u figanla dolu mektuplarımızı, gecenin karanlığında rüzgarla gönderdik! Kağıt üzerine dökmek mümkün mü?! Fakat feryatlarımız beton duvarları aşamadı ki duyulsun! Sonunda bu mektubu
Sayfa 217 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mevlana'nın dilinden bir dua:
Ya Rabbi! Bizim halimize bakarak muamele etme. Kendi ikram ve ihsanına göre bize muamele eyle. Ya Rabbi! Kerem ve lütfunla hidayet ettiğin kalbi tekrar dalalete, sapıklığa meylettirme. Belaları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir. Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azab etme. Ya
undefinedKitabı okudu
Hınç duyan insanın ayırt edici niteliği, verme ve de olumlama imkânlarına sahip olmaksızın, sadece alan durumunda olmasıdır, Bu yüzden İslami özne, dünyaya ışık verdiği için kendiliğinden üstün olan "evet" insanı değildir artık. Hükümran iken, yavaş yavaş, reddeden, etki eden değil tepki veren, nefret biriktirerek intikam saatini
"Şvabrin dizlerinin üzerine çökünce içimdeki nefret ve intikam duygularının yerini küçümseme duygusu aldı. "
Sayfa 158Kitabı okudu
Bedir Harbinden önceydi. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz harp sahasında dolaşırken buyurmuştu: "Burası Ebû Cehil'in, burası Utbe'nin, burası Ümeyye'nin, buralar da filânın ve filânın öldürülecekleri yerlerdir. Übeyy bin Halefi de ben kendi elimle öldüreceğim." Bedir'de haber verdiği gibi, Ebû Cehil, Utbe ve Ümeyye bin Halef, mücahidler
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
988 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.