Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Royem

Kendini normal zanneden insanların, normal olmadığını düşündükleri insanları yargılama merakı vardır.
Reklam
Şu anda dünya aptallara, huzursuzlara, yüreksizlere ait. Yaşama ve başarma hakkına sahip olmak için, bir akıl hastanesine kapatılmak için gereken şartları yerine getirmek zorundasınız: düşünememe, ahlaka aykırı davranma ve aşırı coşku.
"Bu işten bir kazancı olan ya da hayatındaki zararlı şeyleri bir yumrukta savuran kişi siz değilsiniz. Uğradığınız zarar kendi kötülük inancınızdan kaynaklanıyor. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden biri sizi sinirlendirdiğinde, bu siniri besleyen şeyin kendi fikirleriniz olduğunun farkında olun. Bunun yerine vereceğiniz ilk tepki bu tür izlenimlere kendi­ nizi kaptırmamak olsun. Çünkü kendinize zaman tanımak ve konudan uzaklaşmakla kendinize olan hakimiyetinizi daha kolay sağlayabilirsiniz." Epiktetos, Kılavuz Kitap, 20

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nihayetinde hepimiz öleceğiz ve yavaş yavaş unutulacağız. Dünya üzerinde sahip olduğumuz şu kısacık za­manın tadını çıkarmalı ve bizi mutsuz ve tatminsiz hale getiren duygularımızın kölesi olmamalıyız.
Karşındaki kişiyi azarlamak oldukça cazip gibi görünebilir. Ama hemen hemen her zaman bunu yaptığına pişman olursun.
Reklam
"Ruh, bir tas suya benzer. İzlenimlerimiz ise suyun üzerine düşen ışık huzmesi gibidir. Su karışırsa ışık da hareketli gibi görünür ama aslında öyle değildir. Bu yüzden bir kişi soğukkanlılığını kaybettiğinde sorun yeteneklerinde ya da erdemli özelliklerinde değil, varoluşunun kaynağı olan ru­hundadır. Ruh sakinleştiğinde her şey sakinleşir." Epiktetos, Makaleler, 3.3.20-22
En ufak bir hareket, kahramanca bir eylemde bulunmak kadar zor geliyor. En ufak bir hareketin bedelini, gerçekten yapmayı düşünsem hissedeceklerimi hissederek ödüyorum. Özlediğim hiçbir şey yok. Hayatım acıyor. Bulunduğum yer acıyor, kendimi bulabileceğimi düşündüğüm yer çoktandır acıyor.
Güzellik dünyayı kurtaramayacaktır, ama bizi mutluluğa yaklaştırabilir.
Dünya olduğu şeyden başka herhangi bir şey olmuş olmalıydı.
Neden insanlar kesinlikle bir şey gerçekleştirmeye can atıyorlar? Serinkanlı bir dinginlik içinde, şu göğün altında hiç kımıldamadan dursalar çok daha iyi etmezler mi?
Reklam
Bilinç, hayvanı insan insanı da iblis yap­mış, ama daha kimseyi Tanrı’ya dönüştürmemiştir; her ne kadar dünya bir Tann’yı çarmıha göndermekle övünse de.
Bıkkınlık sınırsız bir sessizlik aşkına yol açar, çünkü söz­cükleri anlamlarından yoksun kılıp boş yankılara dönüştü­rür; kavramlar yoğunluklarım yitirir, ifadelerin gücü azalır, söylenen ya da duyulan her söz mide bulandırıcıdır, kısır­dır. Dışarıya giden ya da dışarıdan gelen her şey tekdüze, uzak bir mırıltı olarak kalır, ne ilgi çekebilir ne de merak uyandırabilir. O zaman, düşüncenizi söylemenin, tutum be­lirlemenin ya da birini etkilemenin bir işe yaramayacağım düşünürsünüz; vazgeçtiğiniz sesler ruhunuzdaki çalkantıya eklenir. Son çözüme ulaşma anı gelince, tüm sorunları çöz­mek için çılgınca çabalayıp dorukların baş döndürücülü- ğünü tanıdıktan sonra, sessizliği tek gerçeklik, biricik ifade biçimi olarak görürsünüz.
Az bilgi büyüleyicidir, ama bilginin çoğu iğrençtir. Ne ka­dar çok bilirseniz, o kadar az bilmek istersiniz. Çünkü bil­giden çekmeyen hiçbir şey bilmeyecektir.
içimde insan ruhunun katlanamayacağı büyük bir ka­rışıklık ve kaos var. Ne isterseniz bulabilirsiniz orada. Ben dünyanın başlangıcından kalma, içindeki öğeler billurlaş­mamış, içinde başlangıçtaki kaosun hâlâ fokur fokur kay­nadığı bir fosilim. Ben mutlak çelişkiyim, çatışkıların do­ruğu, gerilimlerin sınırıyım; içimde her şey olabilir, çünkü ben son can çekişmede, son üzüntünün saati geldiğinde, en son gülecek kişiyim.
Gerçeklerden etkilenmeyen, sinirlerinde, tenlerinde, kan­larında acı çekmeyen insanların bilgeliğinden iğreniyorum.
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.