Balığı yalnız hayatta kalmak ve yiyecek olarak satmak için öldürmedin, diye düşündü. Gururdan ve balıkçı olduğun için öldürdün. Hayattayken onu sevdin, öldükten sonra da. Eğer onu sevdiysen öldürmek günah değildir. Yoksa daha mı fenasıdır?
Beni öldürüyorsun balık, diye düşündü yaşlı adam. Ama hakkındır. Hayatımda senden daha büyük, daha güzel, daha sakin, daha asil bir şey görmedim kardeşim. Gel beni öldür. Kimin kimi öldürdüğü umurumda değil.
"Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekala, ikincisine? Gene mi o?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?.. Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır. Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun.. Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun..."
Ben kötü bir insan değildim. Ne aksi bir adamım, ne de uysal biriyim. Ne alçağın biriyim, ne de namuslu, ne onurlu biriyim, ne bir kahramanım,ne de bir korkak. Ben hiçbir şey olamadım.