Üstat Necip Fazıl'ın bu eserinde bir üniversite de felsefe asistanı olan Naci(28) adındaki gencin maddi aşkının manevi aşka dönüşmesini ve onun "Hakikat Arayışı" yolculuğunu anlatıyor. Eser Naci'nin, Mine (solcu ve hırsının kurbanı olan), Belma (güzel, zengin, şeytani ve Avrupai kadın) ve Hatçe (pak, duru, sevgi ve hakikat kapısı) kişiliklerinde bu üç kadının arasında maddi aşkın her türlü boyutunu görüp de Hatçe'nin ilk basamağı olacağı manevi aşkı arama yolculuğu başlıyor.
"...aşkın da hakikati Allah'ı sevmek"
Manevi aşkın ulûhiyetini tüm hücrelerinde hissederek, kalbiyle yaşayarak ve tüm bu duyguları tezine yazarak; "yok"un, "var" olduğunu, "var"ı var ettiğini haykırıyor.
Kitabın ana karakteri Naci'nin gafletten uyanmasına vesile olan kişi de, askerlik yaptığı köyde karşılaştığı ve Hatice'nin babası olan Husmen Ağa'dır. Naci'nin irşad yolunu aydınlatacak, yokluğun hüccetinin varlıkta olduğunu gösterecek, mülayemet bir kişilik.
Sonra ise müthiş bir arama gayreti...
-Allahım, ben aramakla bulamam; sen gösterirsen buldurursun!
Eserde altı çizilmedik sayfa bırakmadım ki; eser hem felsefik düşüncelere cevap veriyor hem de sanatlı söyleyişlerle sizi mest ediyor. Necip Fazıl Kısakürek müellifi tanıyor ve biliyordum ancak her okuduğum kitabında kendisini daha çok tanıyor, kendisinden daha çok şey öğreniyorum, haliyle bu da beni çok mesut ediyor. Allah'ın rahmeti kendisinin üzerine olsun ve onun tüm eserlerinin okuyanlara ışık olması duasıyla...
Şiddetle tavsiye ediyor ve özenle okumanızı rica ediyorum. iyi okumalar...