... Haceru'l-Esved'in yerine konması işine gelince ihtilaf çıktı. Çünkü o taşı yerine koymak, büyük bir şerefi. Her kabile bu şerefin kendisinde olmasını istiyordu. Hatta bu iş için savaşa bile karar verenler oldu. Nihayet Ebu Ummeyye b. Muğire adındaki şahıs - ki o zaman Mekke'nin en yaşlısıydı onlara şu teklifte bulundu: "Babu'Abdi's- Şems (bugünkü adı Bábus-Selâm)'ten ilk gelen şahıs size hakemlik etsin ve bu işe karar versin." Bu teklifi kabul ettiler ve biraz sonra da oradan Hz. Muhammed (s.a.s) geldi. Hepsi birden, "el-Emin" diye bağırmaya başladılar...
Vakt-i Ayet-i Kerime “Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat eder, Allah’a saygı duyarak emirlerine uygun yaşarsa işte asıl kurtuluşa erenler onlardır.” 🍂(Nûr Sûresi / 52.)🍂 🌻Hastalık ve şifası İslam Değerli kardeşlerim! İnsanlık hasta, ilacı ise sadece İslam'da ve İslam! Ve malesef ilaçtan "Ağzımın tadı kaçar" diye hasta kalmayı seçen
Reklam
Ateş'in "Ureyneliler" hadisi değerlendirmesi
Turan Dursun, kitabının 48-60. sayfalarında, bazı rivayetlere dayanarak İslamın şiddeti öğütlediğini, anlatmakta ve Hz. Muhammed'i de suikastlar yaptıran, el ve ayakları tersinden kestirip gözleri oydurtan bir şiddet uygulayıcısı olarak tanımlamaktadır. Dayandığı rivayet, birçok hadis kitabında yer alan vahid (tek kişi) haberidir: "Olay
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Yazarın bu görüşüne katılamayacağım. Asıl zararı verenler Araplar
Türkistan'ın Araplar tarafından fethinin önemine şu gerçeği de ilave etmemiz gerekmektedir. Eğer müslüman Araplar, büyük bir azim ve kararlılık içinde Türkistan'ı fethe kalkışmamış olsalardı, geniş Asya bozkırlarında İslamiyetin yayılması ve Türklerin hem de yüzde yüzlere varan bir çoğunlukla müslüman olmaları tam bir hayal olurdu. Bu takdirde İslamiyet Türkistan'a, eski Ari ve Sami dinlerinde olduğu gibi, tarihi ticaret yolları, müslüman tacirler veya bu işe gönül vermiş kimselerin gayretleri ile girecekti. Fakat bu durumda onun akıbeti de diğer Hıristiyanlık, Budizm ve Zerdüştlük gibi, eski dinlerden hiçte farklı olmayacak ve Türkler arasında bir azınlık dini olmaktan öte gidemiyecekti. Diğer taraftan militan ruhlu azgın "İran Şiiliği" ve "Arya milliyetçiliği", İslam adı ile Türk yurtlarına girecek ve Türkler bu ağır İran kültürü altında eriyerek milli varlıklarını kaybedecek ve "Türk Dili"de, Farsça içinde boğulup gitmiş olacaktı. Artık bugün Buhara ve Semerkant gibi Türk şehirleri bu Ari nüfusu ile dolacak ve buralardaki Türk varlığı asimile olduğu gibi, Türk milleti de yavaş yavaş İç-Asya ya doğru çekilecek ve onun durumu bugünkü "Moğolistan"dan farklı olmayacaktı.
Sayfa 7 - Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
Helvayı kim yiyecek Biri Kadiri, biri Nakşi, biri Bektaşi olmak üzere üç derviş seyahate çıkmışlar. Yolda giderken Kadiri ve Nakşi dervişler şeyhlerinin kerametlerini anlatıyorlar, Bektaşi de sükût ile onları dinliyormuş. Bir köye uğramışlar. Köyde bir eve misafir olmuşlar. Köylü onlara yemek getirmiş. Karınlarını doyurmuşlar, o sırada bir
Reklam
73 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.