Ortaçağ vakanüvisleri ve tarih yazarları yapıtlarında bize binlerce ilahiyat bilginin, fakihin, şeyhin, ozanın, bilim ve sanat çilesini çekmiş nice değerli kişinin adlarını aktarmışlardır. Ama bunlar arasında kadınların sayısı yüzü ya bulur ya bulmaz.. Gerçekte de bilim, düşün, sanat alanında öncülük etmiş kadınların sayısı çok değildi, çünkü gerek İslam, gerekse Hıristiyan-Batı dünyasında kadın insandan sayılmıyordu. Mahkemelerde tanıklıkları bile kabul edilmiyordu kadınların. İlahi sorunların ele alındığı bir kitapta bir kadının adının geçmesi yüzkızartıcı değilse bile, uygunsuz, yakışıksız bulunuyordu. Kadınların adları çoğu kez mezar taşlarında bile belirtilmiyordu. Bu büyük haksızlık sonraki kuşaklarca düzeltilebilirdi belki, ama bu umut da gerçekleşmedi; kadınların adları derin bir unutulmuşluk içinde kaldı.
Kitabı; Kitap Ağacı topluluğunun Eylül Ayı kitabı seçilmesi sebebiyle okudum. İncelemeye nasıl başlasam bilemiyorum ama bir şeyler karalayacağım inşallah verimli olur sizlere. Kitabın türü polisiye diye geçiyor ama buna bakarak bu kitabı okumaya kalkmayın. Çünkü kitabın içinde derin bir felsefe, ortaçağ tarihi, bilim, siyaset ve din konuları
Yahudi-Hıristiyan geleneğinde olanlar, insanların içinde Allah'a karşı bir arzu olduğu fikrine, Kutsal Kitab’ın en çok okunan bölümlerinden biri olan Mezmurlar'daki (Zebur'dan) şu bölümleri örnek verebilirler 1-Geyik akarsuları özlediği gibi canımda en öyle özler ey Allah 2-Canım Allah'a, hay Allah'a Susamıştır. Ne vakit geleceğim ve hay Allah'ın önünde görüneceğim?"
İslam inancına bağlı olanlar ise Allah'a yönelmeye karşı doğuşan verilmiş bir eğilime sahip olduğumuz görüşü için Kuran'daki şu ayeti kullanabilirler Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ı anmakla tatmin olan kimselerdir. Haberiniz olsun, gönüller yalnızca Allah'ı anarak tatmin olur. Gerek Eski ve Yeni Ahitler'deki ifadelerin, gerek Kuran'daki ayeterin; Allah'a karşı doğal bir arzuya sahip olduğumuz anlamına gelip gelmedikleri tartışılabilir. Fakat şurası açıktır ki, insanların doğuştan böyle bir arzusu varsa bile, Allah’a yönelen inançlılar “Allah'a yöneldim, içimdeki arzular tatmin oldu, meğer içimdeki tatmin olmayan arzuların objesi Allah’mış” diyebilirler, fakat inananların bu şahsi tecrübelerini inançsızlara karşı sunulacak objektif bir argümana dönüştürmek mümkün gözükmemektedir. Nitekim birçok ateist ve agnostik, kendisinde böyle bir arzunun olduğunu inkar etmektedir. Örneğin John Beversluis da bahsedilen yaklaşımı eleştirirken, böylesi bir arzunun var olduğunun iddia edilemeyeceğini ifade etmiştir.” (Allah,Felsefe ve Bilim/ Caner taslanan & Enis Doko /syf: 63)
Dünya üzerine gelmiş bilginlerin, insanlığa vermek istediği ders niteliğinde ki sözleri üzerine yazılmış bir kitap olan, "Bilgelik Yolunda Nasihatler" bilgilerimizi tazeleyecek şekilde kaleme alınmış. Yazım dili sade ve akıcı.
Eser de Muhiddin-i Arabi'den, Ebu Hanife'ye, Aşık Veysel'den Karacaoğlan'a, Tolstoy'dan Victor Hugo'ya, Isaac Newton'dan Albert Einstein'a kadar bir çok bilginin, yazarın, felsefeci ve bilim adamının kısa hayatlarına ve onların asırlarda geçse unutulmayacak, hayata dair söyledikleri sözlerine yer verilmiş.
Bilgelerin yaşadıkları acılardan, karşılaştıkları kişi ve olaylardan, etkilenip, tecrübe edip, bizlere bıraktıkları sözleri ile kendimizi keşfetmemizi, daha hoşgörülü, sevgi dolu, bireyler olmamız için bıraktıkları nasihatleri ile tekrar düşünmemize yol açmayı amaçlamışlar ve bu amaçlarında da başarılı olmuşlar ki, bilgece sözleri bu günlere kadar gelmiş ve bizlere ışık olmaya devam ediyorlar...
Eser de İslam bilginlerine daha fazla yer verilmiş...
İmparatorluk serisinin 2. kitabı olan eser çok önemli noktalara değinerek Osmanlının az bilinen bir kısmına parmak basmış. Endülüs Devletinden kalan Müslüman ve Yahudileri kurtarmasını konu alan eseri okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Tarih okumayı seven herkesin okuması gereken bir kitap.İçinde bilmediğiniz birçok bilgi var. Beyazıt Akman İmparatorluk 1'deki gibi film tadında, tarihimizin muhteşem bir yanını daha ortaya koymuş.
Kitabın Felsefi bir alt yapısı da var, sadece bir roman olarak görmemek gerek, satır aralarında vermiş olduğu bilgiler sayesinde İslam ve Türk kültürüne ne kadar uzak olduğumuzu anladım ve nereden nereye diye hayıflandım. İlim adına Bilim adına her ne varda çıkış kaynağının İslam ve Türk medeniyeti olduğunu anladım. Keyifle okudum.
Ulusumuzun en büyük eksikliklerinden birisi olan hem Osmanlı Tarihini hem de Kurtuluş Savaşı Tarihini iyi bilmeme ve okumamaya verilecek en güzel cevap; Osmanlı Tarihini daha önce hiç böyle güzel ve ayrıntılı okumadık. Sayın Yazar Beyazıt Akmanın eline sağlık... Bize düşen ise okumak ve daha çok okumak...
Son SefaradBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20121,971 okunma
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) hazırladığı plana göre, öğretmenlere eğitim süreçleri boyunca 30 film izlemeleri ve 30 kitap okumalarını önerdi. Adaylığı kaldırılan özel okul öğretmenleri de programı uygulayacak. 300 saat okula uyum eğitimi alacak öğretmenler, bu sürenin 42 saatini okul içi, 90 saatini okul dışı, 168 saatini de diğer hizmetiçi eğitim