Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydın. Muslutlu bir gün olsun. Kapanışı çok ilginç bir eserle yapacak ve Oscar Wilde’ye veda edeceğiz şimdilik. Bunun için de iyi bir araştırma yapmak gerekiyordu. Neden? Yahya Peygamber, kutsal kitaplarda kendine yer bulan bir peygamber olduğu için (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinde adı geçer ki
Bu sıralar sosyal medyada gündemde karşıma çıkıp duran "erkeğin parasını yemek, erkeği parası için sevmek" konusu var. Parasını yemek diyip farklılaştırılan şey ayrı bir şeydir, parası için sevmek ise apayrı bir şeydir. Ekonomik olarak para kazanmıyor olan ev hanımlarının çalışmadığını düşünmek büyük ahmaklıktır. İlk başta annenizi düşünün, çalışmıyor olabilir mi?
Aslında her sorunda olduğu gibi burada da cevabı izmlerde aramak yerine İslamda ararsak çözüme kavuşturabiliriz. Feminizm adı altında dayatılan kendi ayakları üzerinde duran illaki de illa ki çalışan kadın safsatasıyla özellikle toplumun yapı taşı olan yuvayı ve ayakları altında cennet olan anneliği basitleştirme aldı başını gidiyor. Nasıl ki bir kadın eğitiminde, kariyerinde ilerlemeyi tercih edip güzel başarılar elde ettiğinde alkışlanmalıysa, evlenip çocuk sahibi olduğunda da alkışlanabilir. İnsanlar sürekli birbirini "en büyük başarın evlenmek mi gahsjjakjs" diyip küçümsüyorlar. Biz niye evinde eşiyle huzurlu olan insanları görünce dahi eleştiri adı altında hakaret ediyoruz.
Çalışırken mutlu olan kadını seviyoruz da evinde mutlu olan kadını mı sevmiyoruz? Ben şahsi olarak en doğrusunun kariyer yapana da evlilik yapana da saygı duymak olduğunu düşünüyorum. İkisini birlikte yapanlara daha da büyük saygı duyulmalı çünkü ikisi de başlı başına büyük işler. Bir de üniversite okumayanın eziklenmesi mevzusu var ama oraya hiç girmeyeceğim şuan..
“İslam’da cariye harp esiridir. Harbler ise dünyamızın gündemindedir.”
Anlatmak istedikleri şudur ki savaş denilen şey ortadan kalkmadığına ve muhtemelen kalkmayacağına ve dolayısıyla savaşta alınan esirler Kur’an gereğince paylaşılmak gerektiğine göre kölelik ve cariyelik denen şeyin de devam etmesi doğaldır.
Bununla beraber bizim mollalar,
Tesettür, kadını hem fiziki, hem de rûhi olarak muhâfaza altına alan bir kalkan mesâbesindedir. Tesettür emri, İslâm’da kadına verilmiş olan yüksek mevkî ve kıymetin de mühim bir tezâhürüdür...
‘Nitekim değerli hazineler, en güzel şekilde muhâfaza edilir.’ 💚
İslamda örtünmenin nedenini Sayın Prof. Dr. Neşet Çağatay, Bilim ve Ütopya dergisinin Ocak 1996 sayısında şöyle açıklıyor: "Müslümanlar Mekke'den Medine'ye karılarıyla birlikte geliyorlar. Mekke ve Medine arası 450 kilometre. Birbirlerini hiç tanımıyorlar. Mekke'de olduğu gibi Medinelilerde de cariye var. Onlarda da cariye mal. Satarsın, yatağına alırsın, mal ne ise onu yaparsın, Medineliler hür kadınlara sataşmaya başlıyor. Ömer kızıyor, yapana niye yaptın?' diye sorunca 'onu cariye zannettim' diyor. Çünkü, Mekke'de belirli bir kıyafet kuralı yok, fakat Mekke'de kim cariye kim hür biliniyor. Hür kadınlara sarkıntılık eden veya tecavüz eden olursa kan gövdeyi götürüyor. Medine'de hür kadınlara da sarkıntılık başlayınca Ömer, Muhammed'e 'Allah'a dua et, bu hürlerle cariyelerin arası belli olsun' diyor. Böylece hür kadınların
başı örttürülüyor. Cariyelere örtmek yasak. Eğer hür kadın gibi başını örtmeye kalkarsa dövülür. Roma ve Yunan çağındaki kadın
heykellerinin birçoğunun başında örtü görülüyor. O çağlarda da başı örtülü kadınlar namuslu sayılırmış. Hıristiyanlıkta bu gelenek rahibelerde sürmektedir. Sümer mabet fahişeliğini simgeleyen başörtüsü, çeşitli çağlarda ve ülkelerde kendilerine göre yorumlanarak İslamiyete kadar gelmiş. İslamiyetin başlarında hür kadınların
cariyelerinden ayrılması için uygulanan bu gelenek, cariyelik kalkınca erkekten kaçma şekline dönüştürülmüştür. Buna karşın erkek olmayan yerde Kur'an okunurken, dua edilirken başın örtülmesi, örtünün Sumerdeki dinselliğinin bir devamıdır."
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim.
Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
İnsanın insana hakkı gönülden geçer
Dostunu dikenine katlanıp gülden seçer
Kime ne kadar çile varsa ödülden biçer
Kim garib kalmışsa onu müjdeleyin
İslamda kadın deyince yorumu zor
Anne kıza farklı eşe farklı mı o kor
Yorabilirsen teslimiyetinle hayra yor
İslamda adam derken ince eleyin
En hayırlı olan en güzel davranan
İşine gelmiyorsa gafildir zorda anan
Yinede cehennemde çoktur yanan
VİCDAN insaf yoksa dinde yok iyi belleyin
Toplum olarak biz ; kadın erkeğin ihtiyacını karşılıyor gibi görüyoruz bu yanlış ve adaletli bir anlayış değil. Erkekte, kadının sevilme , saygı görme vb görevlerini yerine getirecek. Kadının da nezaket görme, saygı görme ihtiyacı var . Allah onu o şekilde narin yaratmış , bunu erkek göstermek zorunda . Efendimizin veda hutbesinde dahi kadınlara karşı narin olunmalı ve onların meşgatli kimliklerine karşı sabırlı olmayı, erkeklere tavsiye ediyor ; bu erkeklerin vazifelerinden.
Dersin tamamı için
youtu.be/9OL4XP42iiA?si=...