"Nicedir bu haberciyi bekliyorduk. Biz ilim sahipleri nicedir mübareğin gelişinin izini sürüyorduk. Şimdi cühela takımı vır vır vır konuşacak, “hiç sakallı bebek mi olur? Bebek hiç konuşur mu?"
"Haram-helal ver Allah'ım, garip kulun yer Allah'ım! Oh ne âlâ! Ye bakalım efendi, ye! Bilmezsin ki üstünde gezindiğin topraklar da senin için günde bin beş yüz defa “Ölse de etlerini, yağlarını şöyle afiyetle, doya doya, löpür löpür yesem” diye söylenip duruyor. Yiyecek inşallah, gözünüze dizinize dursun, yiyecek! Siz doymazsınız ama getirdiğiniz kıyamette o tıka basa doyacak! "
"Ben bilmeden rast geldim bir tanesine bu yılanların, kâfirlerin, ateistlerin. Onlardan olduğunu bilmeden evlerinün ziline bir bastım zili bile “din-den-dön” diye çalıyor. “Dinden dön” fiyor bak kâfir apaçık. Dinden dön... Tövbe, Allah korusun! Velhasıl-ı kelam, bu devirde ilim az, şekil çok. Ahir zamanda olduğumuzun ispatı değil mi bu? İspatı elbet! "
"Mahallelerin gerçek muhtarları berberlerdir" derdi ustam. Hayatında ilk kez berber tahtasına oturtulmuş, saçlarına ilk makas vurulmuş çocuğundan tutun da iki büklüm ihtiyarına kadar herkes koltuğumuzdan geçer çünkü. Mahalleliden herhangi biri illaki elinden tutup çocuğunu getirmiştir,çocuğunu tanırsınız ; amcasından, dayısından, eniştesinden söz açılmıştır, kim kimin nesidir bilirsiniz. "
Marafonun 3-cü kitabını da bitirdim. Ən çox vaxt ayırdığım bu kitab oldu hələki. Xəstəliyimlə əlaqədar bir neçə gün oxuya bilmədim. İkinci oxuya başlayanda yəqin bu kitabdan başlayaram, çünki ara verib oxuyanda boşluğa düşürəm, hadisələrin sırası yadımdan çıxa bilir. Kitabda hər kəsin həyatı təsir edir lakin mənə ən çox təsir edən İsrafil və Qasımın taleyi oldu. Mehdinin də kim olduğunu onsuz da təxmin edirdim. Ancaq yenə də kitabın bir neçə yerində hadisələrin gözləmədiyim , ağlıma gəlməyəcək nəticələri və səbəbləri vardı.
KoramalRövşen Abdullaoğlu · Qədim Qala Nəşriyyatı · 094 okunma
Yeniden doğacaksın. Kıyametini yaşayıp yeniden dirileceksin. Azrail'i, İsrafil'i ve Cebrail'i ádeta göreceksin. Yardım edecek onlar sana. Domuza karşı aslan, yılana karşı kartal, baykuşa karşı hüthüt, kargaya karşı bülbül, eşeğe karşı at olacaksın.
Nefha kitabını okuduysanız eğer Sezgin Kaymaz'ın cennet tasvirine aşinasınız demektir.
Azazil mutlu mesut yaşamaktadır Cennet'te. Kendini tıpkı büyük tırpanı ile Azrail, büyük elçi Cebrail, elinde suru ile bekleyen İsrafil ve elbette güzeller güzeli dostu Mikail gibi bir melek olarak görür. Elbette meleklerin en büyüğü.
Ama bir gerçeğin farkında değildir. Cennet ahalisine ayan olan bu gerçeğin farkına varması için Adem nam canlının yaratılmasını beklemesi gerekir ve o gün sonunda gelir.
Bundan sonrası Haram Ağaç'a bir yolculuk ve takip eden kaostur.
Muhteşem bir destan..