Oku elinden bırakamayacaksın tavsiyesi üzerine alıp gerçekten de bir solukta okuduğum bir roman.
Hiç tanımadığım bir yazar ve duymadığım kitap olduğundan önce yapılan yorumları okumak için
Kemal Yılmaz sayfasına baktım. Okuyanların incelemeleri gerçekten çok ilgimi çekti. İlk romanın yabancı dile çevrilmesi her yazara
Yaşar Kemal ile tanışabildim sonunda. Hayatıma çok güzel bir eseriyle giriş yaptığını söylemekten asla çekinmiyorum, hatta güzel kelimesi az bile kalır. Yaşar Kemal öyle bir yazar ki; gerek üslubuyla, gerek olayları anlatış biçimiyle, gerekse vermek istediği mesaj ile çok kaliteli bir yazar. Ben açıkçası bir yazarın bu kriterleri taşıdığı sürece
"Hiçbir kriterin olmadığı bir dünyada yaşamak isterdim... Hiçbir prensibin ve formun olmadığı bir dünya! Bir dünya ki, belirsizlikler diyarı; çünkü bizim şu ana dek yaşadıklarımız tamamen formlara, kriterlere bağlı o kadar yavan."
Emil Michel Cioran
Biz de bu buluşmaya özel olarak Cioran'ın hangi kriterleri
Es-Selam Dostlar!
Öncelikle şunu belirtmeliyim birbirinden çok farklı türde kitaplar okumayı seviyorum ki her anlamda farklı tarzdan kitapların okunması gereğini şiddetle savunuyorum.
Hatta genelde aynı anda birden fazla kitap okuyorum ve eş zamanlı okuduğum kitapların konularının ve türlerinin farklı olmasına özen gösteriyorum. Örneğin bir
Hayatında iyi bir şey olan kişi, elindeki o iyi şeyi kriter alarak başka iyi şeyleri kolayca tanıyabilir. İyi bir soru başka iyi sorularla, iyi bir insan iyi ınsanlarla, iyi bir müzik başka iyi müziklerle tanıştırır insanı.
"Ben bir başkasıdır." der Arthur Rimbaud. Ne kısa, ne uzun bir cümle. Konuyla ilgili Vedat Türkali'nin Güven l, ll romanı kadar uzun romanlar yazılabilir. Bir odun parçasının kendini keman sanmasının tek sorumlusu, suçlusunun toplum olduğunu düşünmüyorum. Ve konu çok derin içinden çıkamam diye korkuyorum. Daha kendi kendimin Yusuf'u ve
Türkiye Gazali'nin sadece ismini değil de sorularını/dertlerini bilseydi, Heidegger'in sorularını da bilecekti... Türkiye Muhyiddin-i Arabî'yi bilmediği için Spinoza'yı derin sanıyor. Türkiye Şeyh Galip'in ne dediğini bilmediği için Goethe'yi önemli biri zannediyor.