112 syf.
·
Puan vermedi
Uzun İnce Yolda Âşık Veysel
Âşık Veysel, saz çaldığı ortamda herkesin sessizce dinlemesini isterdi. Ama dinlemeyi bilmek herkesin harcı değil. Bir gün Ankara’da, kalabalık bir seyirci kitlesinin karşısındayken, bir yerlerden sesler gelmeye başlar. Âşık Veysel, önce duymazdan gelip devam eder sanatını icra etmeye. Bu arada sesler, durmak yerine yükseldikçe yükselir. Saz ustası işte o an, aniden yarıda bırakır türküsünü ve sazını kulağına yaklaştırır. Sonra da diğer kulağına yaklaştırır. Öylece bekler bir süre. Herkes şaşırır tabii. “Ne oldu? Saza bir şey mi oldu?” diye sorar bir dinleyici. Âşık Veysel sazını dinlemeye bir süre daha devam eder. Artık salona derin bir sessizlik hâkimdir. İşte o zaman konuşmaya başlar Âşık Veysel. “Sormayın” der. “Benim sazın bazen edepsizliği tutar, içinden garip sesler gelir. Az önce de bir gürültü oldu. Sazın içinden geliyor sandım. Onu kontrol ettim!” Hem ağlatan, hem güldüren, hem öğreten, hem de düşündüren bir ozandır o. 1894’te başlayıp 1973 yılında son bulan hayatını nasıl dolu dolu ve anlamlı geçirdiğini anlatan sayısız eserden biri Adnan Binyazar’a ait. “Uzun İnce Yolda Âşık Veysel”
Aşık Veysel: Uzun İnce Yolda
Aşık Veysel: Uzun İnce YoldaAdnan Binyazar · Doğan Egmont · 201515 okunma
Dionysos adına düzenlenen bayramlara katılan topluluk bu tür tinsel davranışlar ve bilgilerin etkisi altında kıvanç duyar: onların gücü, kendilerini gözleri önünde, değiştirir, onlar kendilerini doğanın yeniden ortaya konmuş üstün usları, satyrler olarak görürler. Tragedya korosunun daha sonraki kuruluşu doğal olayın sanata özgü, bir
Reklam
Seyyid Nesîmî Nesimi anlatırken Türk halk edebiyatında iki tane Nesîmî olduğunu ve genellikle bu iki Nesîmî’nin birbiriyle karıştırıldığından bahsetmiştim. Bunlardan birisi 14. yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş olan tasavvuf şairi Seyyid Nesîmî, diğeri ise dün anlattığım 17. yüzyılda yaşadığı sanılan ve
240 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gerçekten çok güzel bir dille yazılmış epik bir şiir. Aslında kafiyeli, uyaklı bir şiir gibi düşünmeyin manzume hikâye demek daha doğru olur. Kitabın çevirmeninde dediği gibi "Çağının Kör Homeros'u" sözünün hakkını veren bir ozandır. Bence kitabı okumaya başlamadan önce İncil Yaratılış Süresi ve Zebur'u okursanız daha iyi anlarsınız.
Kayıp Cennet
Kayıp CennetJohn Milton · Pegasus Yayıncılık · 20151,002 okunma
aleksandr Puşkin her şeyden önce ozandır. Rus ve dünya yazınına, aralarında ''Ruslan ile Ludmila'', ''Çingeneler'', ''Bahçesaray Çeşmesi'', ''Kafkas Tutsağı'', ''Yevgeni Oneğin'' gibi anlatı-şiirler de bulunan ölümsüz bir şiir mirası bırakmıştır. Fakat onun ''Byelkin'in Hikâyeleri'', ''Dubrovski'', ''Yüzbaşının Kızı'' vb. öykü ve romanları da şiir
İşte bu o ozandır, yaşamında toplumun aldırış bile etmediği, Ve ancak bu fani dünyadan veda edip, Gökyüzündeki mihverine geri gittiğinde farkına varılan.
Sayfa 75 - Siyah-Beyaz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.