Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
77 syf.
1/10 puan verdi
Kur'an kıssaları mitolojidir!
Caner Taslaman bu kitabı Mustafa Öztürk ve Fazlurrahman gibi tarihselcilik ekolünü savunan ilahiyatçılara verip veriştirmek için yazmış. Taslaman kitabında Kur'an'da geçen kıssaların mitoloji değil yaşanmış gerçek olaylar ve lafızlarının direkt Allah'tan geldiğini iddia etmektedir. Bir de tarihselciliğe Müşriklerin esatiru'l
Tarihselcilik: Çelişkiler Bataklığında
Tarihselcilik: Çelişkiler BataklığındaCaner Taslaman · İstanbul Yayınevi · 2016212 okunma
Evet, acaba bir padişahın sana gönderdiği bir hediyesine sardığı mendil veya zarf, onun şeriki veya muîni olsun, mümkün müdür? İşte bu tahkikattan bir hads-i kat'î ile bilinir ki; sebebler onun kudretinde yalnız birer perde-i zâhiriyedirler. Ve hikmet-i İlahiyenin (bu dar-ı imtihana muvafık) birer merci' ve menatıdırlar. İşte şu hakikat dahi, vücub ve vahdete bakan bir pencereyi açıyor. Kâinat onda mezkûr lisan ile bağırarak ("Allah Teâlâ ki, Ondan başka hiçbir ilâh yoktur." Bakara Sûresi, 2:255.) Şehadet ediyor
Reklam
Namaz Sancıma İlaç
Birçok tembellerden ve namazı terk etmiş kimselerden duyuyoruz, diyorlar ki: Cenabı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki, Kur'an'da çok ısrarla bizden ibadet istiyor? Ve yine diyor- lar ki: Neden Kur'an, namaz kılmayanları Cehennem gibi dehşetli bir ceza ile tehdit ediyor? Kur'an'm o güzel ve tatlı iladesine bu hiddet ve şiddet nasıl yakışıyor? Isterseniz önce birinci suâlin cevabını verelim: Cernabı Hak, hiçbir şeye muhtaç olmadığı gibi, bizim ibadetimize de muhtaç değil. İbadete muhtaç olan biziz. Çünkü sen ve ben mänen hastayız. İbadet ise manevi yara- larımıza ilaç ve merhem hukmündedir. Şefkatli bir doktor, hastasına faydalı ilaçları içirmek için ısrar etse, hasta o sel- katli hekime: Senin ne ihtiyacın var, bana bunları içirmek için ısrar ediyorsun? dese, ne kadar manasız konuşmuş olur, değil mi? İşte "Cenabı Hakk'ın benim ibadetime ne ihtiyacı var. benden ısrarla namaz istiyor" diyen ondan daha çok manasız ve mantıksız konuşmuş olur. Çünkü ilacı içmek, doktorun değil, hastanın menfaatinedir.
Allah'ın nizamı, gerçekte faydalıdır; çünkü Allah'ın şeriatından meydana gelmektedir, dolayısıyla beşerî sistemler asla Allah'ın şeriatı gibi olamaz. Ancak davetin esası bu değil, her hâlükarda, ortağı bulunmayan Allah Teâlâ'nın şeriatını kabul edip onun dışındaki her şeyi -nasıl ve hangi isim altında olursa olsun- reddetmektir. İşte İslâm budur, mânâsı bundan ibarettir. İslâm'a sempati duyan kimselere, ilk etapta meselenin ayrıntılarını arz edip bu nizamın güzelliğinden ve üstünlüğünden bahsederek onların teveccühünü kazanmaya çalışmanın lüzumu yoktur.
Sayfa 46 - Beka YayınlarıKitabı okuyor
Namaz kılan bir milletin fertleri, günah işlemekten utanacak, ayıplarla uğraşmaktan vazgeçecek, kuş gibi hafifleyecek, pervaz edip yükselecektir. İşte o zaman muasır ve müterakki milletleri bile gerilerde bırakacaktır.
Sayfa 14
Bakara suresi 3.cüz
257-Allah, iman edenlerin dostudur; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin dostları ise putlardır; onları aydınlıktan karanlığa çıkarır. İşte onlar cehennem ashabıdırlar, hep orada kalacaklardır
Reklam
Aile de Müslümanların, Şeytan'ın ordularıyla ilk karşılaștığı muharebe alanıdır. Eğer Șeytan orada püskürtülür ve rec'at etmek zorunda bırakılırsa, İslâm cemiyeti taciz kurşunlarına hedef olmaktan kurtulur. Aksi olması durumunda ise dört bir yönden gelen İblis, Ümmet'i tarumar eder. İslâm Âlemi'nin iki asırlık mağlubiyetinin temel nedeni işte budur. Hudud mesabesinde olan evlerimiz bugün, iki kapısı kırık bir han gibidir. İblis'in dilediği zaman, dilediği bir programla içine girip operasyon yaptğı bir han..
Allah Subhânehû'dan bize nusreti ile ikramda bulunmasını ve bizi İkinci Râşidî Hilâfet Devleti'ni kurmada muvaffak kılmasını niyaz ediyoruz. İşte o zaman İslâm ve Müslümanlar aziz, küfür ve kâfirler de zelil olacaklardır! Yeryüzünün her tarafına hayır (İslâm) yayılacaktır.
Köklü değişimKitabı okuyor
İşte Tevfik Fikret Bey, devrinin edebî şâhikası, Servet-i Fünûn'un herkes tarafından hürmetle takdir edilen otoritesi iken Tarih-i Kadîm ile mânen intihar etmiştir. Âkif'in Şimdi Allâh'a söver, sonra biraz bol para ver Hiç utanmaz, protestanlara zangoçluk eder beyti ile verdiği kahhar cevap, Fikret'in hiç düşünmeden, sıkılmadan koskoca târihî bir milletin ve bütün İslâm âleminin vicdânına âdeta kudurmuşça saldırması sebebiyledir. Bu saldırış, herkes gibi Âkif'in de imânını zedelediği için böyle acı bir cevap vermiştir. Bu ağır cevap Fikret'in iliklerine işlemiş, onu hasta etmişti. Bu teessürle ikinci küfriyâtı bir hakaret-i mezbûhâneden ibaretti. Gittikçe hidâyetten uzaklaşıp dalâlete saplandı. Tevfik Fikret, Mehmed Tevfik Bey'i gömdü. 'Sabah Ezanı'na kulaklarını tıkadı. 'Sancak-ı Şerîf' Huzurundan geri döndü. Millete bir karakter ve fazîlet numûnesi olmak yolunda iken, milletin acı ve hazîn nefretini kazandı. Cenâzesi on beş kişi ile gömüldü. Biz, ölünün arkasından konuşamayız, işi Âdil-i Mutlak olan Cenâb-ı Hakk'a havale ederiz.
Sayfa 281
Dindar kimseler yanlış fetvalarla saptırılır ve din ayaklar altına alınır. İşte ortada böyle müthiş bir tehlike var. Âlimler alınacak, ilim alınacak, meydan cahillere kalacak. O hâlde bu durum bütün bütün gerçekleşmeden evvel ilme sarılmak ve onu öğrenmek gerek.
Reklam
İnsan hiç bir şeye hizmet edemez ( alet olamaz). Tersine , her şey insana, insan ise ancak ve ancak Allah'a hizmet etmelidir. Hümanizmin ilk ve son manası işte bu olmadır.
"Allah kimi hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü, göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle pislik çökertir. İşte Rabbinin doğru yolu budur."
Hud suresi 93,121, En'am 135, Zümer 39 ncu ayetlerde Rabbimiz, O müşriklere "Siz bütün imkânlarınızla yapacağınızı yapın, bizde yapıyoruz ve yapacağız" denmesini emreder. "Biz de yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz" sonunda Kalem suresinin beşinci ayetinde ifade edildiği gibi sonucun Müslümanların lehine olduğunu "Sende göreceksin onlarda görecekler" Allah'ın dini olan İslâm için, canla başla, ara vermeden, gece gündüz, durup dinlenmeden çalışacağız. "Ben bilmiyorum ki ne yapabilirim?" derseniz, derim ki: "Eğer "Sübhaneke" duasını biliyorsan, bilmeyene öğret. Kur'an okumasını bilmiyorsan hemen bu gün eline bir elif cüzü al ve cami imamına giderek, öğretmesini iste. Sen öğrenince hemen birine öğret."
Satır satır okunmak, Sadır sadır dokunmak, Sözden geçip öz olmak, İşte budur şair olmak.
131- İşte böylece, haksız yere, halkı gafil şehirleri Rabbin (Peygamber göndermeden) helâk etmez.(En'âm Sûresi 131. Âyet) Allah'ın (c.c) peygamber göndermesinin sebebi, bir milleti, bir şehir halkının zulmederek helak etmemek içindir. Onları peygamberlerden gafil olduğu halde zulmederek helak etmemesi içindir. Yani Allah zalim değildir. Eğer peygamberler göndermeden bir şehri helak etmiş olsa, o zaman derlerdi ki, Yarabbi biz seni nerden bilelim ki, senin kitabın gelmedi ki, peygamberin yol göstermedi diyerek bir mazeret bildirebilirlerdi. Rabbim onlar gafil olup, gafil iken yani peygamberlerden habersiz iken, helak edipte, zulümle helak etmek dilemedi. Yani peygamber gönderdi, onların mazeretleri de ortadan kalktı. Tarih boyunca, Hz. Adem'den peygamber efendimize gelinceye kadar Allah (c.c) her topluma peygamber gönderdiğini "Her millete, her şehre Rabbin bir peygamber gönderdi" ayetiyle işaret ediyor. "(Ra'd 7, Şuara 208) Allah her ümmete peygamberi mutlaka göndermiştir. Şu mesajla göndermiştir ki; Allah'a ibadet ediniz, tağuttan kaçınınız." Allah (c.c). "Biz peygamber göndermediği- miz hiçbir topluma azap etmeyiz" diyor Bu 131. ayet-i kerime de bu ayetlerin manasını ifade etmiş oluyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.