Çoban-sürü terimi özellikle Doğu dünyasının siyasî kültüründe yaygındır. Bu terim Doğu'da hükümet ve siyasetin gerçek ruhunu ve özel anlamını ortaya koyuyor. Yani: a) Çoban başka bir cinstendir. Sürü de ayrı bir cinstendir, b) Çoban, sürünün isteği üzerine seçilmez, onu bu göreve Malik seçer. O Malik de Tanrı'dır. (Doğu dünyasındaki hükümetin varlığı, din üzere yorumlanmış olur.) c) Sürünün, çobanı işten elçektimıe, değiştirme, ona karşı devrim, isyan, itiraz ve eleştiri hakları yoktur, d) Çoban, koyunlara karşı değil, Malik'e (burada Tanrı'ya) karşı sorumludur. Ve yapılacak her işi sadece Malik ile çoban daha iyi bilir, e) Çobanın cins, ırk, tür üstünlüğü ve fazileti, sürü tarafından bilinmekte ve hiçbir kuşku içinde bulunmamaktadır, f) Sürünün çobana körü körüne itaati mantıklı ve makuldür. Çünkü bu, ilahî namuslar (kanunlar) ve doğa kurallarına uygundur, g) Çoban, sürüyü yöneltme ve idare etmede koyunların rıza ve seçimine göre hareket etmemelidir. Çünkü bu ne makul, ne mümkün ve ne de yararlıdır, h) Korkunç olan şey, çobanlığın ve sürü gözetmenin son amacıdır...?!
Doğu dünyasındaki hükümetlerin siyasî ilkelerinin tümünün, yani ilkelerin nihaî hedefi, hükümet tarzı ve hükümetin halkla ilişkileri, bu iki kelimeden çıkarıldığını görüyoruz. Hükümet ve toplumu idare tekniğinin "Siyaset" olarak adlandırması rastlantıya bağlı bir adlandırma değildir.