Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Her işin ivazsız olanı güzeldir. Huzur ve mutluluk ivazsızlıktan doğar."
Sen Allah'ın bir kulunun işi görülsün diye sana lazım olandan verirsen senin işlerini de Allah görür. Ama tabii "Ben bunun işini yerine getireyim de Allah da benim işimi görsün." demek hoş değil, ihlasa manidir. İhlas bir şeyi sırf Allah'ın rızası için yapmaktır, bir şey beklemeden, beklenti içine girmeden, umursamadan, ivazsız garazsız, hasbi, neticesini aklına bile getirmeden "Allah bunu böyle istiyor." diye yapmak....
Reklam
Her işin ivazsız olanı güzeldir.. •ivaz: karşılık
Aşk ve Merhametin Mukayesesi
Merhamet belki çok yüce bir şey ve muhtemel ki merhamet aşktan üstündür. ~İsmet Özel Şefkat halistir, mukabele istemiyor; safi ve ivazsız(karşılıksız)dır. Hatta en adi mertebede olan hayvanatın yavrularına karşı fedakarane ivazsız şefkatları buna delildir. Halbuki aşk ücret ister ve mukabele talep eder.Aşkın ağlamaları, bir nevi taleptir, bir ücret istemektir. Mektubat ~ Said Nursi r.a
MHP niçin tarihin çöplüğüne gidecek? Bundan dolayı.
"Vatan'ı, Millet'i, Devlet'i çok sevmek, bu yüce kavramlar uğruna gerektiği takdirde kendisini feda etmeye hazır olmak ve icab-ı halinde çekinmeden gerçekten de feda etmek, muhakkak ki çok saygı duyulması gereken, her babayiğide nasib olmayan çok yüce erdemlerdir. Milliyetçi ile milliyetçi-olmayan - yani kozmopolit, ya da 'etnikçi', veya 'başka milletlerin milliyetçisi' - arasındaki en temelli fark bununla başlar: Milliyetçilik, öncelikle garazsız-ivazsız olarak içten gelen, fedakar, karşılık beklemeyen, coşkulu bir histir, bir sevgidir, bir aşktır. Fakat dikkat: Siyasi Milliyetçilik bununla sadece "başlar"; bitmez! Bitmemelidir! Bununla başlar ve bununla biterse, kendisi de biter!"
Durmuş Hocaoğlu
Durmuş Hocaoğlu
“Her işin ivazsız olanı güzeldir. Huzur ve mutluluk ivazsızlıktan doğar.”
Sayfa 86 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Reklam
. Akif İnan'ın şu cümleleri o yüzden anlamlıdır: “Yarım asrı biraz aşan bu müddet içinde, hep cihat eylemiştir. Binlerce mü'min gencin önünde o durdu dağlar gibi; yol gösterdi, erzak taşıdı, savaş öğretti. Hepimizin kursağında ekmeği vardır, hepimizin içinde kök saldırdığı ışık var." Evet, "binlerce mü'min gencin önünde" durmuş, yol göstermiş, onlardaki azmi, iradeyi güçlendirmiş, içindeki güçleri harekete geçirtmiş, kabiliyetlerini geliştirme imkânını aramış ve çoğu zaman da bulmuştur. Sevdiği insanlarla görüşüp konuşmak onun için çok başka bir zevk ve adetâ bir çeşit vuslattı. Onu tanıyanların çoğu tiryakisi kesilir, görüşmeden edemezdi. Sevdiklerini ivazsız tavizsiz bir dava şuuru içinde bulmak ona öylesine bir haz verirdi ki, anlatılamaz. Bu yönleriyle tam bir gönül adamıydı.Ondaki şuur devlet, millet, kültür, iman, ahlâk, edebiyat ve tasavvufta odaklanmış ve birbiriyle bütünleşmiş bir üslûp olarak dünya görüşüydü. Aşıp taşan bir sel gibi coşkun konuşmalarını dinlerken, her şeyin bir insan meselesi olduğunu hemen kavrardınız. Peygamber ve ehl-i beyt sevgisi, evliya saygısı üslûbunun belli başlı özelliklerindendi. Onu dinlerken gerçekten yücelirdiniz. Bu bir duygudan öteye realite olurdu sizin için. Başarı ve başarısızlıklarınız, devlet ve toplum şuurunuz çok başka nitelikler kazanırdı onun sohbetleriyle. Çok şeyi kül altında bırakan bir bunalım çağında, onun sözleriyle kan deveranınız değişirdi sanki
Sayfa 421Kitabı okudu
Kant'ın ödev kavramı, sadece ivazsız, tek taraflı mükelefiyet yükleyen dini ve ahlâki normlara uyma anlamına gelmektedir. (Mükellefiyet) karşılığı hak bahşeden hukuki normlar ise iki yönlü muhtevasıyla ahlâk kaidelerinden farklılık gösterirler.
Sayfa 46
Cenâb- ı Hakk’ın insanlara bahşetmiş olduğu nimetler arasında bence en kıymetlisi garazsız ivazsız dostlukların müşterek mübâdelesi. Neyse ki bunun için de dünyevî imkanlardan ziyâde kalbî ahizelerin sözü geçiyor.
Hazret-i Yakub Aleyhisselâm'ın Yusuf Aleyhisselâm'a karşı şedid ve parlak hissiyatı, muhabbet ve aşk değildir; belki şefkattir. Çünki şefkat, aşk ve muhabbetten çok keskin ve parlak ve ulvî ve nezihtir ve makam-ı nübüvvete lâyıktır. Fakat muhabbet ve aşk, mecazî mahbublara ve mahluklara karşı derece-i şiddette olsa, o makam-ı muallâ-yı nübüvvete
Reklam
2. Kitap Aşkın Öldürdüğü
Aşkı ümitsizce seven bir insan için uykuda veya dalgınlıkla unutularak geçirilen her saat bir suç, bir ayıp, bir günahtır. Eğer evren devamlı bir harikulade keşifler olanağı ise, eğer hayat durmayan bir mucize ise, eğer aşk, garazsız ve ivazsız aşk, insana yakışan tek uğraşı ise kayıtsızlık ve unutkanlık, ruha ve Tanrı’ya karşı işlenmiş ödenmez birer suçtur.
Sayfa 170 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri126
405 öğeden 391 ile 405 arasındakiler gösteriliyor.